Mehmet Anıl Demiröz: Güç sahiplerinin elini taşın altına koyma vakti

BBP Meram İlçe Başkanı Mehmet Anıl Demiröz'ün yazısı şu şekilde:

Güç sahiplerinin elini taşın altına koyma vakti

Dünyada Covid-19 hastalığı ilk olarak KIZIL Çin'in Hubei bölgesinin başkenti olan Wuhan'da ortaya çıkmıştır. Çinli yetkililerce bildirilen ilk vakaya 17 Kasım 2019 tarihinde rastlanmıştır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından 11 Mart 2020 tarihinde Covid-19 küresel salgın hastalık ilan edilmiştir. 

Bilindiği üzere tüm dünya Covid-19 illeti ile nasıl mücadele edileceği hususunda alarm halinde ve bu illete kalıcı çözümler aramaktadır. Hastalığa dair çözüm arayışları bir yana dursun, insanlar artık Covid-19 ile nasıl yaşayacaklarına ilişkin çözümler bulma gayretindedir. Zira tıbbi alanda bulunan çözümlere karşı toplumda güvensizlik ve tedirginlik de hat safhada. Çünkü insan bilmediğinden ve bilinmeyenden her zaman korkmuştur.

Tüm dünya Covid-19 salgın hastalığına karşı büyük bir imtihan içerisindedir. Bu illetin nasıl ve ne şekilde arttığı herkesin malumudur. Burada belirsiz ve uzun sürecek önlemler yerine, hastalıkla alakalı bilinen kuluçka süresinin 7 ile 14 gün arası sürdüğü düşünüldüğünde (Bu alanda uzman kişilerin önersi elbette daha kıymetli olacaktır.) bir sefere mahsus olmak üzere 21 gün uygulanacak olan EVDE KAL kısıtlamaları ile daha ciddi sonuçlar alınacağı kanaatindeyim. BU KISITLAMA BİR SEFERE MAHSUS, BELİRLİ VE KALICI BİR TEDBİR OLACAKTIR. 

Vatandaşımız da bu sayede geleceği daha rahat düşünerek, daha rahat tasarlayabilecektir. Bu anlamda Covid-19 illeti için kesin ve etkili bir adım atılmış olacağı açıktır.

Zira bu gerçekler dışında bir de ticari ve ekonomik anlamda sıkıntılar var. Ki bu sıkıntılarda insanları en az hastalık kadar tedirgin ediyor. Çünkü insanın yaşamını idame ettirebilmesi için sağlık ne kadar önemli ise geçim kaygısı da bir o kadar önem taşıyor. 

Bugün sadece kendimizi düşünerek ekonomik kaygı içerisindeyiz demiyoruz. Yakın çevremize ve içerisinde bulunduğumuz sosyal çevreye baktığımızda da kolayca ekonomik kaygıları gözlemleyebiliriz. 

Bu süreçte her devlet kendi ekonomik durumuna göre vatandaşlarına bazı katkılar sağlama gayretinde. Hakeza ülkemizde de bu durum en üst seviyede uygulanma gayretinde. Ancak üretim ve ihracat anlamında beklenilen seviyelere ulaşamamış olmamız paramızın değer kaybına da sebep olmakta. Hal böyle iken devletten büyük beklentide olmak hayıflanmadan başka bir şey olmayacaktır. Muhalefet yaparız. Ama doğruya da doğru yerde evet doğrudur deyip desteklemek gerektiğine inanırız. 

İşte sözlerimi getirmek istediğim yere geldim. Dayanışma ve yardımlaşma bizim hem dinimizde hem de milletimizin değişmeyen en temel özelliklerindedir. Zira ülkemizde daha önce birçok durumda bu tür kampanyalarda oldu. Gerekirse devlet kontrolünde bu şekilde bir yardımlaşma fonu ve platformu oluşturulmalıdır. Gücü olanlar, güçleri nispetinde katkı sağlamalıdır. Devletimiz güçlüdür ve vatandaşına her daim sahip çıkacaktır. Bu anlamda desteği sadece devletten beklememiz hatalı olacaktır. 

Osmanlı döneminde ihtiyaç sahiplerini rencide etmeden büyük bir incelikle şehrin belli kuytu yerlerine konulan ve insanlar arasındaki dayanışmayı sağlayan silindir şekildeki sadaka taşları bugün için büyük örnektir. Aynı hassasiyetle ihtiyaç sahibi kimselerde buralardan ihtiyacı nispetinde yardım alarak Osmanlı ruhunu bizlere betimlemişlerdir. Bu durum bize şiar ve düstur olmalıdır. BBP Genel Başkanımız Sayın Mustafa DESTİCİ'de geçtiğimiz günlerde mecliste aynı konuya değinmiş, öneride bulunmuş ve tekrar etmiştir. Sayın başkanımız konuşmalarında, "Genel başkanlar ve grup başkaları buradayken yine söyleyeyim. Önümüzdeki yıl bütçesinden mecliste grubu bulunan beş partiye 481.000.000,00 TL para verilecektir. Hadi hodri meydan, elinizi taşın altına koyun ve bunu esnaflara bağışlayın. Zaten siyasi faaliyetlerde durmuş vaziyette. Eğer bunu verirseniz 130.000 esnafımıza 6'şar bin TL yardım yapılabilir. Üstelik 3.000,00 TL'lik kira yardımının üzerine." bu hususlara değinmiştir. Düstur, yol ve yapılması gerekenler oldukça açıktır. EVET HODRİ MEYDAN. 

Gün yardımlaşma ve dayanışma günüdür. Bencillikle yalnızca kendimizi düşünmeyi bir kenara bırakmalıyız. Güç sahiplerinin ellerini taşın altına koyma zamanı gelmiştir. Özümüzü ve geçmişimizi unutmamalıyız.

Sabır, saygı ve özenle görüşlerimi okuyan herkese selam ve saygılarımı sunuyorum.