‘Markalar oluşturmalıyız’

‘Markalar oluşturmalıyız’

Konyaya yönelik önyargılı bakış açısının ortadan kalkmayı başladığını vurgulayan Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak: Konyanın bir kimliği, duruşu, bu anlamda özgünlüğü var. Önyargılara fırsat verilmemeli. Sanayicilerimiz de dışa açılmalı, dünya markalar

Ankara’dan Konya’ya Bakış
Çetin ORANLI
[email protected]

Başkan Ak ile son nokta…

Ankara söyleşilerimizde son durağımız Keçiören Belediyesi idi. Ankara’da yerel yönetimlerde de Konya’nın temsilcisi konumunda olan Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, şehirle güçlü bağları olan bir yönetici. Başkan Ak ile Konya, şehrin algılanması ve Keçiören’de yapmak istedikleri üzerine konuştuk. (Ç.O.)

MUSTAFA AK KİMDİR?

1964 yılında Seydişehir’de doğdu. İlk-orta ve lise tahsilini Konya’da tamamladı. 1983 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden 1987 yılında yüksek başarı ile mezun oldu. İstanbul’da özel sektörde çeşitli alanlarda yönetici olarak çalıştı. Sektörel dergilerde koordinatörlük görevlerinde bulundu. 1991 yılı itibari ile Ankara’da Basın-Yayın ve Matbaacılık alanlarında faaliyet gösteren bir işletme kurdu. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında aktif görevler üstlendi. Halen İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Mezunları ve Mensupları Vakfı’nın yönetim kurulu Başkan Yardımcılığı ve Ankara Grup Başkanlığı görevini yürütmektedir. Aktif siyasi hayatına kuruluşundan itibaren AK Parti’de başladı. Ankara İl Başkanlığı bünyesinde Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. İl Başkan Yardımcılığı ve Sosyal İşler Başkanlığı görevlerinde bulundu. 29 Mart Yerel Seçimlerinde Keçiören Belediye Başkanlığına seçildi. 18 yıldır Keçiören’de ikamet eden Mustafa Ak evli ve üç çocuk babası.


KONYALI OLMAKTAN MUTLUYUM
* Bildiğimiz kadarıyla liseden mezun olduğunuz döneme kadar Konya’da yaşadınız. Yakınlarınız da hâlen Konya’da yaşıyor. Konya’yla bağınız ne durumda?
-Konya benim hem memleketim, hem de çok sevdiğim şehir olarak sık sık gittiğim bir yer. Bu nedenle ben Konya’yı her an dönebileceğim bir şehir olarak görüyorum. 1983 yılında İstanbul Üniversitesi’nde öğrenim görmek için ayrıldığım andan itibaren Konya’yla çok fazla bir bağlantımız kalmadı. Öğrencilik yıllarında hep şöyle düşünüyordum; dışarıda işim bittikten sonra okulu bitirip meslek sahibi olup Konya döneceğiz. Ama 26 yıl geçti, dönmek nasip olmadı. Konya’yı çok seviyorum. Konyalı olmaktan da mutluyum, bunu her yerde gururla söylüyorum. Konya, Türkiye’nin gelişmesi açısından, Türkiye’nin gelişim profili açısından da son derece önemli bir şehir. Dünyadaki tanıtımı, kültürel değerleriyle Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı anlamında da son derece önemli. Bu değer Konya’nın bir marka olması yönünde de büyük avantaj sağlıyor. Bu anlamda Mevlâna’yı zikretmemek mümkün değil. Mevlâna bir dünya değeri. Onun Konya’yla alakalı bağından dolayı da Konya’nın bunu en iyi şekilde kullanması lazım ki görebildiğim kadarıyla da bunu yapıyor. Bu açıdan Konya’yı sadece Türkiye’nin önemli gelişmiş merkezi değil, dünyanın da düşünce, irfan, fikir yeri ve din merkezi olarak da zikretmemiz gerekiyor. Konya’ya sık sık gider gelirim. Aile bağlarım devam ediyor. Annem ve babam orada ikamet ediyorlar. Zaten ben Konya’nın merkezinde büyüdüm, ilk, orta ve liseyi orada okudum. Konya, gelişimiyle belediyecilik hizmetleri açısından belediye başkanı olduktan sonra örnek aldığım yerlerden olmuştur. Konya’da belediyecilik hizmetlerinde sosyal, fiziksel ve imar alanında çok güzel uygulamaları var. Bunu da zaman zaman Büyükşehir Belediye Başkanı ve diğer ilçe belediye başkanlarına da fikirlerini soruyorum, tecrübelerini soruyorum.
SELÇUKLU’NUN KAPALI SPOR SALONUNU ÖRNEK ALACAĞIZ
* Konya’ya en son ne zaman gittiniz?
- En son Şeb-i Arus gecesi için gitmiştim. Son ziyaretimde Selçuklu Belediyesi’nin kapalı spor salonunu inceleme fırsatı buldum ve çok beğendim. Keçiören, çok büyük bir ilçe. Türkiye’nin şu an nüfusu itibariyle en büyük ilçesi konumundayız. Bizim elbette çeşitli eksiklerimiz var. Tamamlamış olduğumuz projeler gibi henüz eksiğimiz olan projelerimiz de var. Bunlardan bir tanesi de spor salonu. Bizim spor salonumuz yok. Bunun için de etraftaki belediyelerin yapmış olduğu örnek çalışmalara, Türkiye de yapılmış örnek tesislere bakıyordum. Konya’da da Selçuklu Belediyesi’nin yapmış olduğu spor salonunu görme fırsatımız oldu. Çok güzel bir proje, beğendik ve inşallah ona benzer bir projeyi de çok yakın bir zamanda biz de gerçekleştireceğiz. Biz her zaman için birbirimizin deneyimlerinden faydalanmayı önemsiyoruz. Bunun içinde Konya benim için önemli bir örnek.
KONYA’YA İLİŞKİN ÖNYARGILARIN YANLIŞ OLDUĞU ANLAŞILDI
* Konya’ya yönelik olumsuz bakış açısından ve önyargıdan halen bahsedilir. Yakın geçmişte kasıtlı olarak bazı medya organları tarafından da pompalanan bir imajdı bu. Günümüzde bu ön yargıya dayanan olumsuz bakış açısı sizce ortadan kalktı mı? Konya denilince bazı insanların zihninde olumsuz şeyler uyanıyor mu hâlâ?
- Türkiye değişiyor, dünya değişiyor. Bu hızla değişen ve gelişen dünyanın içerisinde ön yargılar da değişiyor. Geçmiş dönemler içerisinde Konya hak etmediği muamelelere tabi tutuldu. Haksız şekilde bazı kısıtlamaların içerisine girildi. Ben Konya’nın kendi ayakları üzerinde duran bir şehir olduğunu, birçok ilin örnek alması gereken yapıda bulunduğunu düşünüyorum. Gerek sanayisiyle, gerekse fikir dünyasına kazandırdığı insanlar bakımından da Konya verimli bir yer. Konya’nın bir kimliği, duruşu, bu anlamda özgünlüğü var. O açıdan ben Konya’nın imajı açısından dışarıdan bakıldığında bir sıkıntı olduğunu düşünmüyorum. Konyalının da bunu bu şekilde anlaması lazım. O yargılar yanlıştı, yanlış olduğu da anlaşıldı. Şüphesiz birileri karalamak isterse zaten karalamanın gerekçesi de yoktur. Karalamak için herhalde sağlam delile de başvurulmaz. Adı üzerinde karalamadır. Konyalının, Konya’nın gelişmesinde, bir dünya şehri olmasında bu tür ön yargıların engel olmasına fırsat vermemesi gerektiğini düşünüyorum. Sanayicilerimizin de dünyaya açılması gerekiyor. Ancak şöyle bir şey var; ben bunu Konya’da hep hayal ettim. Şu da iyi olsa hep düşündüğüm konu var. Konya’da küçük sanayi ve çok ortaklı işletmeler epey yoğun. Ama tüm dünyaya malolabilecek, bir marka ürün oluşturma noktasında o küçük ölçekli işletmeler yeterli aşamayı gösteremediler. Bunu sağlarsak ekonomik anlamda dünyaya önemli model sunulacaktır.
ANKARA’DA SİVİL TOPLUM ÇATISINDA BULUŞMA İHTİYACI
* Dışarıda Konyalılar arasında dayanışma eksikliği olduğu öteden beri söylenmektedir. Gerçekten öyle mi? Siz burada Konyalı milletvekili, bürokratlar, bir araya gelebiliyor musunuz? Dayanışma sergileyebiliyor musunuz?
- Zaman zaman bir araya geliyoruz. Ancak ben bunu Ankara üzerinde söyleyebilirim. Diğer şehirlerde durum nedir bilemiyorum ama Ankara’da o dayanışma biraz var. Konyalılar arasında örgütlü bir yapı istenilen boyutlarda değil. Fakat şöyle bir şeyde var özellikle Ankara’daki Konyalıların ağırlığı bürokrattır. Çok başarılı, kariyerleriyle belli bir yere gelmiş Konyalı bürokratlarımız var. Ancak vatandaş olarak çok fazla Konyalı yok, olanlar da çok organize değil. Keçiören’de bu kadar çok Konyalı olduğunu ben belediye başkan adaylığından sonra fark ettim. Bu kadar çok hemşerimin olduğunu bilmiyordum.  Bunu şunun için söylüyorum. Bir dernek, vakıf olarak bir araya gelmiş, hemşeri dernekleri dediğimiz derneklerden oluşan bir yapımız Ankara’ya göç veren diğer illerle kıyasladığımız zaman çok değil. Ancak bunun da bir haklı gerekçesi de var. Konya göç veren, özellikle de Ankara’ya göç veren bir şehir değil. Konyalıların Ankara’ya genelde meslekleri nedeniyle geldiklerini görüyoruz. Çankırı, Kırşehir, Çorum, Yozgat, Kırıkkale gibi illerden gelenler çok fazladır Ankara’da. Onların dernekleri vardır, köyler bazında bile örgütlenmişlerdir. Ben buna bağlıyorum. Yoksa Konyalıların birbirlerini sevmemeleri ve birbirlerini tutmamaları gibi bir şey söz konusu değil. Biz üst düzey üst düzey yöneticiler olarak sürekli görüşüyoruz. Genel müdürlerimizle, milletvekillerimizle, bürokrat arkadaşlarımızla görüşmeler yapıyoruz. Zaman zaman ben başkan olduktan sonra davet ediyorum, Keçiören’i ziyaret ediyorlar. Konyalılar birbirlerini seviyor ama dediğim gibi bazı nedenlerden dolayı o hava pek fazla hissedilmiyor.
“PROJE ALIŞVERİŞLERİNE AÇIĞIZ”
* Keçiören Belediyesi olarak Konya belediyeleri ile işbirliği yapmanız, çeşitli projeler geliştirmeniz söz konusu mu?
- Tüm belediyelerle proje alışverişlerine açığım. Konya’da yapılmış başarılı projeler var. Biz onlara, onlar bize gelip gittikçe birbirimizden faydalanacağımıza, tecrübelerimizden faydalanacağımıza inanıyorum. Zaman gösterecektir, mutlaka işbirliği olacaktır.
* Belediye Başkanlığına aday oluşunuz dışarıdan sürpriz bir gelişme olarak görüldü. Politikaya nasıl girdiniz ve belediye başkanlığında hedefiniz, Keçiören’de önemli projeleriniz nelerdir?
- Ben Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi mezunuyum. Bu anlamda siyaset ile bağımız biraz teorik düzeyde başlamıştı. Ama doğrusu ben AK Parti ile organik bir bağ kurarak aktif siyasete başladım, Ankara İl Yönetim Kurulu Üyeliği, İl Başkan Yardımcılığı yaptım. Bu anlamda çeşitli görevlerde bulundum. Ben Ankara’ya geldiğimden beri Keçiören’de yaşıyorum. Keçiören’de belediye başkan aday adayıydım ama Turgut Altınok Bey’in devamı noktasında partimiz irade gösterince biz de çalışmalara destek veriyorduk. İlk başlarda bizi teşkilattan değilmişim gibi gösterdiler. Ama ben teşkilatın içerisinden geldim. Aday adaylarının içinden Başbakanımız bizi uygun gördü ve aday olarak gösterdiler. Belediyecilikte hedef, alınmış olan emaneti en iyi şekilde yerine getirmek, beş yıllık süreci en iyi şekilde değerlendirmektir. Ondan sonraki durum halkımızın takdirinedir. Biz seçimle işbaşına gidip geliyoruz. Halkımızın teveccühünü kazanmak, onun göstermiş olduğu vereceği karar bizim için önemli. Bu anlamda benim en büyük arzum bu beş yılda bir şeyler ortaya koyabilmek, Keçiören’de almış olduğumuz hizmet çıtasını daha üst seviyelere çıkarabilmektir. Elbette bununla alakalı birçok şeyin yapılması gerekiyor, biz her şeyi yapılmış, bitmiş bir belediye devralmadık. Hiçbir belediye böyle devralınmaz. Her zaman için yapılacak bir şeyler vardır. Her zaman iyinin daha iyisi vardır, bu anlamda ben kendimi iki defa şanslı hissediyorum. Birincisi yerele yönetimlerde çok başarılı olmuş Ak Parti’de siyaset yapıyorum. Bizim Başbakanımız da yerel yönetimlerden gelmiştir. Bir başka şansımızda Keçiören’de Başbakanımızı misafir ediyor olmamızdır. Bizim ilçemizde ikamet eden, her zaman bizi gözetleyen, denetleyebilen bir başbakanımız var. O nedenle çalışmalarımızı daha dikkatli yapmaya çalışıyoruz. Bazı temel projelerimiz var. Bunlardan bir tanesi dere ıslah çalışmasıdır. Keçiören’in içerisinden geçen dereyi ıslah ederek hem Keçiören’e, hem de Ankara’ya kazandırmayı amaçlıyoruz. Şu anda onun için çalışıyoruz. Sosyal alanda eksiklerimizi de tamamlayacağız. Halkın öncelikleri her zaman bizim önceliğimizdir. Halkın öncelikli olarak istediği şeyleri yapmamız gerekiyor. Bunlardan altyapı, biri de ulaşım ile ilgilidir. Halkımız öncelikle bunların yapılmasını istiyor. Keçiören’de tamamlanmamış bir alt yapı var ve bu alanda çalışmamız olacak. 2010 yılında bütün mahallelerimizde sokaklarımızda caddelerimizde alt yapı çalışmaları olacak. Büyük bir kültür merkezi ve spor salonu ihtiyacımız var. Gençlik merkezleri, hanımlar lokali ve meslek edindirme kurslarıyla alakalı çalışmalarımız devam ediyor. Sosyal  ve kültürel belediyeciliğe ağırlık vereceğiz.
* Keçiören’de yükselen bir de kuleniz var.
- Evet, kule inşaatımız daha önceki dönemde başlamış ve seçimler sırasında mahkeme kararıyla durdurulmuştu. Bu kararı aştıktan sonra kuleyi tamamlayacağız.
* Teşekkür ederiz, son olarak neler ilave etmek istersiniz?
- Konyalı olarak Keçiören’de belediye başkanı olmak, bizim açısından çok fazla bir şey olmasa da Konyalılar açısından son derece önemli. Buraya gelip giden birçok Konyalı hemşerimiz bizi duyduktan sonra büyük bir mutluluk yaşadılar. İnanıyorum ki biz onlara layık olmaya çalışacağız.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.