M. Sami Büyükyılmaz: 2021 yılı ekonomik değerlendirmesi

Saadet Partisi Konya İl Başkan Yardımcısı M. Sami Büyükyılmaz'ın yazısı şu şekilde:

2021 Yılı Ekonomik Değerlendirmesi 

Yıl sonuna geldiğimiz şu günlerde 2020 yılının genel bir muhasebesini ve geçtiğimiz yıl ile mukayesesine yapıp, 2021 yılı bütçesine makro ekonomik veriler açısından bakacak olursak önümüze çıkan tablonun şu şekilde olduğu görünüyor:

2019 yılında gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) 761 milyar dolar iken 2020 yılında GSYH 663 milyar dolara düşmüştür. Kişi başına düşen GSYH 2019 yılında 9.213 dolar iken 2020 yılında 7.921 dolara düşmüştür. Üretici fiyat endeksi (ÜFE) 2019 yılında yüzde 7,3 iken 2020 yılında (Kasım) yüzde 23,1’e çıkmıştır. Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) 2019 yılında yüzde 11,8 iken 2020 yılında (Kasım) yüzde 14’e çıkmıştır. Bütçeden yapılan faiz ve borç ödemeleri 2019 yılında 218 milyar lira iken 2020 yılında (ilk 11 ay) 344 milyar liraya çıkmıştır.

Merkezi yönetim toplam borç stoku 2019 yılında 1 trilyon 328 milyar lira iken 2020 yılında (Ekim) 1 trilyon 934 milyar liraya çıkmıştır. 2019 yılında toplam 273 milyar lira borçlanma yapılmışken, 2020 yılının 457 milyar lira borçlanma yapılmıştır. İç borç çevirme oranı 2019 yılında yüzde 132 iken 2020 yılında yüzde 145,3’e çıkmıştır. Yani hükümet 2019 yılında 100 liralık iç borç ödemesine karşılık 132 lira iç borçlanma yapmışken, 2020 yılında 100 liralık iç borç ödemesine karşılık 145,3 lira iç borçlanma yapmıştır.

Yukarıda özetlediğimiz ve 2019 yılı ile mukayese ettiğimiz veriler 2020 yılının genel ekonomik tablosunun hiç iç açıcı olmadığını, her yönüyle ekonomimizin kötüye gittiğini açıkça göstermektedir. Geçtiğimiz hafta gerek meclis ve gerekse ülke gündeminde 2021 yılı bütçe görüşmeleri vardı. 2021 yılı bütçesine ana hatları ile baktığımızda: Bütçe büyüklüğünün 1 trilyon 346 milyar lira olduğu 2021 yılı bütçesinin 245 milyar lirası bütçe açığı olarak ön görülmüştür. 18 yıllık Ak Parti iktidarı döneminde denk bütçe yapılamadığı gibi bütçe açıkları ve bütçe açığının bütçe gelirlerine oranı sürekli artmıştır. 2006 yılında 173,4 milyar lira geliri olan bütçe 4,6 milyar lira açık vermiş ve bütçe açığının bütçe gelirine oranı yüzde 2,7 olmuşken 2021 yılı bütçesinde 1 trilyon 101 milyar bütçe gelirine karşılık 245 milyar lira açık hedeflenmiştir. Buna göre bütçe açığının bütçe gelirine oranı yüzde 22,2’ye çıkmıştır.

2018 yılında bütçeden faiz ödenen para 73,9 milyar lira, 2019 yılında 117 milyar lira, 2020 (Ekim) yılında 138,9 milyar lira iken 2021 yılı bütçesinden faize ayrılan para 179,5 milyar liradır. Yani bütçenin yüzde 11,3’ü faiz giderlerine ayrılmıştır. Yatırıma ayrılan para ise 103 milyar liradır. İşsizliğin rekor kırdığı ülkemizde yatırıma ayrılan paranın faize ayrılan paradan düşük olması, iktidarın öncelikleri arasında üretim ve istihdamın olmadığının göstergesidir. 2021 yılı bütçesinde 922 milyar lira vergi geliri hedeflenirken bu hedefin 622 milyar lirası (yüzde 67,4’ü) toplumun geniş kesimlerinin ödeyeceği dolaylı vergilerden oluşmaktadır. Bu da geniş kesimler üzerindeki vergi yükünün artacağının göstergesidir. Yine bütçede vergi gelirlerinin önümüzdeki yıl yüzde 30 oranında artacağı ön görülmüştür. İktidarın geçmiş yıllarda uyguladığı ve muhtemelen bu yıl da sabit gelirlilere (işçi, memur ve emeklilere ) yapacağı ücret zammının yüzde 14-15 olacağı düşünülürse, yüzde 30 vergi artışı sebebiyle işçi, memur ve emeklilerin en az yüzde 15 fakirleşeceği; iktidarın öncelikleri içerisinde işçi, memur ve emeklilerin olmadığı söylenebilir.

2021 yılı bütçesinde tarıma yapılan desteğin artmadığı, çiftçilere yapılacak tarımsal desteğin 2020 yılında olduğu gibi 22 milyar lira olacağı belirtilmiştir. Her geçen gün temel girdileri (mazot, gübre, ilaç, elektrik…) artan çiftçimize yapılacak olan desteklerin artmamış olması, 2021 yılı bütçesinde çiftçinin de düşünülmediğini göstermektedir. Yukarıda kısaca izah etmeye çalıştığımız tablo, bize şimdiden 2021 yılının bütçesinin çiftçi, işçi, işsiz, memur, emekli, esnaf gibi toplumun genelinin derdine derman olmayacağını söylemektedir.