Ladikli Ahmet Ağa yaşamıyla örnek oldu

Ladikli Ahmet Ağa yaşamıyla örnek oldu

Lâdik denilince akla ilk isim şüphesiz Lâdikli Ahmet Hüdai Hazretleri gelir. Konya’da yıllarca öğrenciler yetiştiren yaşantıyla herkese örnek olan Lâdikli Ahmet Ağa vefatının 54. yıl dönümünde rahmetle anılıyor

1888 yılında Sarayönü ilçesine bağlı, Lâdik (Halıcı) kasabasında dünyaya gelen Lâdikli Ahmet Efendi’nin babası Mehmet, annesi Emine Hanım’dır. Yusuflar sülalesindendir. Üç erkek, bir kız olmak üzere, dört kardeştir. Manevi bir yolla kendisine Hüdai adı verilmesini şu dizeleri ile anlatırdı; Ol Mevla’m koymuştur Hüdai adım/ Melekler ederler gökte feryadım/ Mevla’mın aşkından almışım tadım/ Yansa da ayrılmaz haktan Hüdai.

adsiz.jpg

HAYATI BOYUNCA İSLAM'A HİZMET ETTİ

Lâdikli Ahmet Ağa’nın torunu Mehmet Elma dedem merhamet abidesiydi diyerek şunları kaydetti: “Hüdai hazretlerinin I. Cihan Harbi’nde Sina Cephesinde tanıştığı söyleniyor. Babası Mehmet Efendi üç evladını birden vatan için, bayrak için, din için, iman için, mukaddesat için, Allah rızası için ya şehit olun ya gazi dua ve tembihatlarıyla cepheye gönderir. Nenem anlatıyor. Nenem ve dedem hala dayı çocukları. Memleketin o günkü içerinde bulunduğu duruma dayım o kadar çok üzülüyordu ki, sürekli ağlıyor ve “Allah’ım! Vatanımızı düşman çizmesiyle çiğnetme. Allah’ım! Memleketimizi kâfirin eline bırakma” diye sürekli ağlayarak dua ediyordu. Ve o kadar çok ağladı o kadar çok ağladı ki iki gözünü birden kaybetti. İki gözü birden kör olan Mehmet dedem yine ağlayarak dua etmeye devam etti, diyor. Ahmet Hüdai hazretleri önce Balkan Savaşlarına katılmış. Sonra Birinci Cihan Harbi patlak vermiş. Romanya, Çanakkale, Sina Cephesi. Sonra Kurtuluş Savaşına katılmış. Daha sonra da memleketi Lâdik’e gelmiş yerleşmiştir.”

adsiz-001.jpg

AHMET HÜDAİ HIZIR’LA TANIŞIYOR

Ahmet Hüdai hazretlerinin de içerisinde bulunduğu seferi kuvvetlerin 4 Şubat 1914’de, Mısır’ı işgal eden İngiliz kuvvetlerine karşı Cemal Paşa komutasında düzenlenen Kanal Harekâtında bütün birliğin, makinalı tüfekle taranarak yok edildiğini ve kendisinin de yaralanarak çöle düştüğünü anlatan Elma, şu ifadelere yer verdi: “Ahmet Hüdai hazretleri Hızır aleyhisselam ile Sina Çölünde tanışıyor. Hızır aleyhisselam Hüdai hazretlerine beyaz bir at üzerinde nur yüzlü bir zâd olarak görünüyor ve “Esselamü Aleyküm ya Ahmet. Yaralandın mı gel yanıma diyor. Ve aleykümselam. Yaralıyım, kalkamıyorum dedim. Geldi, atından indi. Benim şehit arkadaşlarımı üzerimden bir bir çekti. Sonra beni kaldırdı kıyıya çekti. Çok susamıştım. Atının terkisindeki matarayı aldı ve bana uzattı. O vefa elinden içtiğim aşk ve hayat bahşeden o suyu kana kana içtikten sonra bana ne olduysa ondan sonra oldu, diyor. Hızır’a; bir daha görüşebilir miyiz? diye soruyor. Hızır aleyhisselam da; Ahmet, Allah rızası için yaşarsan görüşürüz, diyor.”

adsiz-002.jpg

ONLARIN AHLAKI İLE AHLAKLANMAMIZ GEREKİR

Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi Temel İslami Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Akpınar, şunları söyledi: “Ladikli Ahmet Ağa, Ümmidir. Medrese eğitimi görmeden, kitap görmeden askerlikteki kerametleri ile tanınmış, bilinmiş bir şahsiyet. Bu durum, Allah'ın bir lütfudur. Onlar, örnek olmak üzere yaşadılar. Allah'a kulluk nasıl yapılır insanlara onu gösterdiler. Bizim de büyüklerimizden hayatlarındaki güzellikleri almamız gerekir. Büyüklerimiz ile sadece övünerek bir yere varamayız. Asıl olan onların ahlakı ile ahlaklanmaktır. Onları daha fazla tanımak, tanıdıkça hayatımıza daha fazla güzellik katabilmektir. Onları tanıdıkça bu isimlerin bizleri aydınlatması gerekir. Onlar bizim yolumuzu aydınlatmalı.”

BÜYÜK ÖLÜLERİ OLMAYAN MİLLETLER EBEDİ OLAMAZLAR

Selçuk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi dekanı Prof. Dr. Ramazan Altıntaş ise şunları ifade etti: “Milletleri millet yapan o millettin sadece savaşları, kazandığı zaferleri, yapmış oldukları maddi eserleri değildir. Tüm bunların yanında o milletin yetiştirdiği manevi büyükleri, âlimleri ve fikir adamları gibi önemli şahsiyetleri de son derece önemlidir. Milletleri millet yapan o milletin sadece savaşları, kazandığı zaferleri, yapmış oldukları maddi eserleri değildir. Tüm bunların yanında o milletin yetiştirdiği manevi büyükleri, âlimleri ve fikir adamları gibi önemli şahsiyetleri de son derece önemlidir. Bu şahsiyetlerin gelecek nesillere aktarılması tarihimiz ve geleceğimiz açısından son derece önemlidir. Bu manevi büyüklerimizden birisi de Lâdikli Ahmet Ağadır. Kendisini Hakk’ın rızasına, halkın hizmetine adamış ve kendisi her zaman ve her yönden halkımıza önder, rehber, teselli ve ümit kaynağı olmuştur. Çevresinde bulunan herkese sevmeyi, merhametli olmayı, yardımlaşmayı, dayanışmayı tavsiye etmiş, hali ve tavırlarıyla da her zaman örnek bir şahsiyet olarak yaşamıştır. Lâdikli Ahmet Ağayı anlatırken büyük mütefekkir Nurettin Topçu’nun şu sözleri onu anlamamızda bize yardımcı olacaktır: "Büyük mezarların üstünde büyük vatanlar vardır. Büyük ölüleri olmayan milletler ebedi olamazlar..." Bir ülkenin büyüklüğü yetiştirdiği nitelikli insanları, önemli şahsiyetleri ve manevi büyüklerinden gelir.

SAİT ÇELİK

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.