Konya’da AK Parti önündeki eylemlerin yeri değişti! Bu kez adres havalimanı

Birkaç kez AK Parti Konya İl Başkanlığı önünde eylem yapan Aksa Tufanı Vicdan Platformu bu kez de Konya Havalimanı önünde protesto gösterisine imza attı.

Protestoya; Aksa Tufanı Vicdan Platformu yetkilisi Saliha Bilgiç, platform üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

'İKTİDAR DESTEK VERMEDEN BU KONU GÖRÜŞÜLEMEZ!'

Aralık 2023'te, soykırıma katılan ve Gazze'ye giderek Müslümanları katleden İsrail ve aynı zamanda Türkiye vatandaşı çifte vatandaşların acilen ülkeye geri çağrılmaları, gelmeyenlerin mal varlıklarına el konulması, vatandaşlıktan çıkarılması, gelenlerin de yargılanması, suçu sabit olanların aynı cezalara çarptırılması konusunda TBMM'ye kanun teklifi verildiğini hatırlatan Aksa Tufanı Vicdan Platformu yetkilisi Saliha Bilgiç, “İtiraz ve dirençlere rağmen Haziran 2024'te yapılan oylamada, kanun teklifinin Genel kurulda görüşülmesi kabul edildi. O günden sonra gelen teklifler öne geçirildiği halde, şimdiye kadar böyle kimselerin olmadığı, birkaç kişinin olduğu söylenerek bu teklif sıraya alınmadı ve halen beklemektedir” dedi. Karara bağlanması için gurubu olan bir partinin bunu genel kurula çekmesi gerektiğine vurgu yapan Bilgiç, Genel kurula getirmek isteyen partiler var. Ancak teklif genel kurula getirilemiyor. Çünkü özellikle en fazla sandalyeli iktidar partisi destek vermeden bu teklif mecliste görüşülemez. Meclisin bu konuda ittifak etmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

'BU KONU MİLLİ GÜVENLİK MESELESİDİR'

Gazze'de ateşkesin sağlandığını ancak, Gazze'de savaşan İsrail askerleri içindeki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için halen hiçbir kovuşturma başlatılmadığını ifade eden Bilgiç, Türkiye'nin kılcal damarlarına işlemiş Siyonist varlıklar sayesinde İsrail terör devleti ile diplomatik, ticari, askeri destek olmak üzere her türlü ilişkiye devam edildiğini dile getirdi.

Saliha Bilgiç, ‘devletin çifte kimliği mi var’ sorusunun sorulduğunu aktardı. “Daha önce El-Cezire-Arabi, 10 bin civarı Türk vatandaşlığı olan Yahudi'nin Gazze'de savaştığını hatta demir kubbeyi yöneten askeri yetkilinin de Türk vatandaşı olduğunu işledi” diyen Aksa Tufanı Vicdan Platformu yetkilisi Saliha Bilgiç, daha sonra konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye Gazetesi de manşetten 4 bin çifte vatandaşın Gazze'de savaştığını iddia etti. Bu iddialar araştırılmalı. Bunlar dışında zaman zaman bu çifte vatandaşlar kendilerini açıkça ortaya koyuyor. Azra Kohen adlı güya akademisyen bir siyonistin soykırımı destekleyen ve Gazzelileri suçlayan açıklamalarına hepimiz şahid olduk. Üstelik ülkemizdeki siyonist varlığı ve imtiyazlarını da itiraf etti. Yine bu ülkenin ekmeğiyle büyümüş İsrailli akademisyen Hay Eytan Kohen Yanarocak, medyada, israilin yaptığı soykırıma kılıf olarak ‘onlar bizim çocuklarımızı kessin, biz onların çocuklarını kesmeyelim mi’ sözlerini cüret ile söyleyebildi. Hiçbir hukuki işlem ile karşılaşmadı. Sumud filosuna katılan Türk vatandaşlarının, Türkçe konuşan ve ‘aynı pasaporttan ben de de var’ diyen İsrail askerleriyle muhatap olmaları da gösteriyor ki, bu durum en önemli milli güvenlik meselesidir.”

'FİLİSTİN DAVASINA HANÇER SAPLANIYOR'

Soyadı Kanununun çıkarılma sebeplerinden birinin de Yahudilerin kimliklerini gizleme ve ülkede her tür konum ve imtiyazı elde etmelerine imkân tanımaya yönelik bir düzenleme olduğunu öne süren Bilgiç, şunları kaydetti: “Hasılı; ülkede çifte vatandaş var veya yok, az veya çok her neyse; Türkiye ve meclis olarak, bu vatandaşlıktan çıkarma kararının, Siyonistlere karşı yapılabilecek önemli caydırıcı bir girişim olduğunu düşünüyoruz. Filistin'i işgal eden tüm siyonistlerin başka bir ülkede çifte vatandaşlığı bulunuyor. Çünkü yeryüzünde ikinci kez bir fitne çıkarıp büyük bir fesadla kan dökeceklerini ve kendilerine karşı büyük bir öfke ve temizlik harekâtı yapılacağını onların kaynakları da söylüyor. (AbdülAziz Rantisi-Hatıralar kitabına bakılabilir.) Bir gün o topraklardan kaçmak için de olsa her biri bir başka ülke vatandaşlığına ihtiyaç duyuyor. Bunun yanında vatandaşı oldukları ülkelerde ekonomi, askeriye, bürokrasi, akademi ve medyada etkin yerlere sızarak veya etkili insanları yönlendirerek propaganda zemini ve İsraile destek lobileri oluşturma konusunda da çok ciddi bir çalışma içerisindeler. 28 Şubat’ta biz bu ülkede hem askeriye, hem akademi, hem bürokraside iliklerimize kadar bu Siyonist kuşatmayı yaşadık ve halen etkinler. 7 Ekim’den beri yaşananlar bunları bütün dünyaya ifşa etti. Neticede Türkiye'nin Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyan terörist israilli vatandaşlarının olması büyük bir ayıp, milli güvenlik sorunu ve Filistin davasına saplanan bir hançerdir. Bu teröristlerin vatandaşlıktan çıkarılması yönünde karar alınması ve fiili olarak cezalandırmaya gidilmesi, hem insani, hem vicdani, hem milli güvenlik hem de İslami sorumluluktur. Aynı zamanda bu, diğer ülkelere de cesaret verecek ve teşvik edecektir. Bütün toplumların kendi ülkelerinde böyle bir yapılanmadan ve varlıktan haberdar olmasına da vesile olacaktır. Şimdi bu konuda siyasileri ve yetkilileri cesaretlendirecek toplumsal talebi temsilen, İsrailli çifte vatandaşların en çok kullandıkları havayolu ulaşımının yapıldığı hava alanlarındayız. Bu milletin asilleri olarak vekillere ve mecliste grubu olan partilere, özellikle de iktidar partisine çağrıda bulunuyor, acilen bu konunun Türkiye Cumhuriyeti Büyük millet meclisinin genel kurulunda görüşülüp, karara bağlanmasını istiyoruz.”