Kolay para kazanmak isteyen böyle bağımlı oluyor!

Sanal ve reel kumar bağımlılığı bireyler üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Sosyal medya kullanımının yaygınlaşmasıyla sık sık gündeme gelen sanal kumar oyunları da insanlarda bağımlık oluşturuyor. Son zamanlarda yaygınlaşan kumar bağımlılığı ile Merhaba Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulunan Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Sosyolog Prof. Dr. Gürcan Şevket Avcıoğlu, “Kitlesel iletişim araçlarından dolayı insanlar doyumsuz hale geldi. Hep daha fazlasını istiyor” diye konuştu.

‘İNSANLAR KOLAY PARA KAZANMANIN YOLUNU ARIYOR’

Günümüzde televizyon ve sosyal medya üzerinde yapılan paylaşımlarla insanların tüketime daha çok eğilim içerisinde olduğunu ifade eden. Prof. Dr. Gürcan Şevket Avcıoğlu, hayat pahalılığı ve ekonomik sebeplerin insanları kumara yönlendirdiğini söyledi. Prof. Dr. Avcıoğlu, insanların ekonomik güçlükler çektiği dönemlerde, kumar gibi davranışsal bağımlılıklara yönelimin arttığına dikkat çekerek, şunları söyledi: “Yani insanların geçim sıkıntısı yaşaması, insanların temel ihtiyaçlarını karşılamak için bir maddi kazanca sahip olması önemli. Bu durum her türlü insan için, her sosyal sınıftan insan için gerekli bir şey. Ama çağımızda, özellikle teknolojinin bu kadar geliştiği dönemde, insanların televizyon veya internet, iletişim araçları sayesinde ufku daha da genişledi. Ekonomik üretim biçimlerinin ve kapitalizmin bu kadar yaygınlaştığı, kitlesel üretim yaptığı dönemlerde insanlar daha fazla, daha lüks tüketmeye eğilim gösteriyorlar. Ne yazık ki insanların televizyon ve sosyal medya üzerinden daha çok tüketime, daha lüks bir yaşama, daha konforlu bir yaşama, hatta heyecan verici bir yaşama gibi birtakım düşüncelere yönlendirildiğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla bu temel ihtiyaçların giderilmesi artık insanlar için yeterli değil, insanlar daha fazlasını istiyorlar. Tabii, meslekî yollarla bunları günümüz ekonomik şartlarında yapmak, temin etmek mümkün olmayınca da insanlar kolay para kazanmanın ve daha çok harcamanın yollarını arıyorlar. Bu durumda, insanların kumar araçlarına ulaşmasının kolaylaşması da oldukça etkili.”

KUMAR OYNAMA YAŞ ARALIĞI 20 İLE 30 YAŞ

Kimseye bağımlı olmadan kendi ayakları üzerinde duran insanların daha çok kumara meyilli olduğuna dair gözlem yaptığına vurgu yapan Prof. Dr. Avcıoğlu, “Kumarın genç ve orta yaş grubunda yaygın olduğunu söyleyebiliriz. Yani bir bilgiye dayanarak söylemiyorum ama gözlemlere dayanarak söylüyorum. Çünkü mesela çocuklukta buna çok fazla ihtiyacınız olmaz. Çünkü çocukken kendi hayatınızı sürdürmeniz gibi mecburiyetiniz yoktur. Veya bir aile kurup ailenin geçimini sağlamak gibi mecburiyetimiz yoktur. Daha çok genç ya da evlilik çağındaki insanlar yani 20 ile 30 yaş grubu insanlar, kumara daha çok eğilim gösteriyorlar” diye konuştu.

‘İNTERNET VE TELEVİZYON DAHA ÇOK ÖZENDİRİCİ OLUYOR’

Devletin, resmi kurumların ve aile kavramının kumar bağımlılığının önlenmesine karşın alınması gereken tedbirlere değinen Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Sosyolog Prof. Dr. Gürcan Şevket Avcıoğlu sözlerine şu cümlelerle son verdi: “Devletin de yapabileceği, resmî kurumların da yapabileceği bazı önlemler var. Öncelikle denetim çok önemli. Yani devletin asıl görevi denetlemektir. Kural koymanın dışında, bu kuralların uygulanması konusunda bir denetleme mekanizmasıdır. Devlet genel olarak, vazifesini yerine getiriyor gibi görünüyor. Ama biraz daha belki sıkılaştırıcı önlemler alınabilir. Tek başına yasaklama bir çözüm olmaz. Ne kadar yasaklarsanız yasaklayın, bir kere ekonomik güçleri ortadan kaldırmadan, yani insanların kumara yönelme sebeplerini ortadan kaldırmadan bu probleme çözüm bulamayız. Onun dışında, özellikle gençlerin hem okul içinde hem okul dışındaki sosyal alanlarda bu konuda ilgisinin çekilmesi, mümkünse eğitilmesi iyi olur. Ailelerin de tabii ki bunda mutlaka etkisi olacaktır. Yani ailenin çocuğu kumar gibi bağımlılık yapıcı davranışlardan uzak tutmaya çalışması, ailenin çocukları üzerinde onları sıkmadan, yani bir cendere içine almadan, uzaktan da olsa kontrol etmeye çalışması, çocuklarının ne yaptığını, ne ettiğini, bu tür davranışlara yönelmediğini kontrol ederek dikkatli davranması iyi olur. Bu konuda kitle iletişim araçları, televizyon veya internet gibi kanallar, ne yazık ki daha çok özendirici oluyor.”