Kardeş Bakü'de Selçuklu izleri

Kardeş Bakü'de Selçuklu izleri

Azerbaycan’ın başkenti Bakü’nün her köşesinde Selçuklu’nun izlerine ulaşmak mümkün. Kardeş ülke Azerbaycan tarihi ve doğal güzellikleri ve büyüyen ekonomisi ile Kafkaslar’ın parlayan yıldızı oldu

21-25 Mayıs 2024 tarihinde Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye kısa bir ziyaret gerçekleştirdik. Bu bendenizin Bakü’ye ikinci seyahatiydi. 2010 yılının sonbaharında “Büyük Selçuklu Mirası Projesi” vesilesiyle Azerbaycan’ın bazı şehirlerini görme imkânımız olmuştu. Azerbaycan’da bulunduğumuz süre içerisinde Büyük Selçuklu dönemine ait yapıları ve müzelerde sergilenen eserleri tespit edip kayda almıştık. Bu seyahatimiz ise T.C. Cumhurbaşkanlığı tarafından himaye edilen “Türklerin Mirası Projesi”nin saha araştırmaları kapsamında gerçekleşti. Çalışmaları birkaç yıldan beri devam eden bu projede bendeniz de fotoğrafçı olarak görev yapıyorum. Daha önce gezdiğim birçok Türk-İslam şehri gibi Bakü de gezmekten büyük keyif aldığım şehirlerden biridir. Güney Kafkasya’nın önemli şehirlerinden biri olan Bakü’nün geçmişi eski devirlere kadar uzanır. Bakü’nün ne zaman kurulduğu bilinmemekle birlikte Abşeron, Şüvelan, Pirallahı, Merdekan ve Emircan gibi alanlarda bulunan M.Ö. 3000-1000 yıllarına ait arkeolojik eserler şehrin tarihinin asırlar öncesine dayandığının kanıtı. Tabii Azerbaycan tarihi ne kadar eski olsa da bizi şu anda sadece Türk döneminden kalan eserler ilgilendiriyor. İlk seyahatimizden bu yana neredeyse 14 yıla yakın bir süre geçtiği için Bakü fiziki olarak çok değişmiş. Takdir edersiniz ki sınırlı bir süre içerisinde şehrin tamamını görmek mümkün değil dolayısıyla bu yazımızda özellikle projemizde yer alan eserlerden bahsedeceğiz ve bu eserlerle ilgili gözlemlerimizi sizlerle paylaşacağız.

img-5831.jpg

İÇERİ ŞEHİR

Hazar Denizi’ne yakın bir konumda bulunan İçeri Şehir için Bakü’nün kalbi tabirini kullansak sanırım yanlış olmaz. Azerbaycanlılar İçeri Şehir’e o kadar çok önem veriyorlar ki bir iç kale olan bölge adeta Bakü’nün vitrini gibi... Bu önemden olsa gerek İçeri Şehir’in yönetimi de direkt olarak Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e bağlı. Azerbaycan’da UNESCO Dünya Mirası Listesine dahil olan ilk yapı olan İçeri Şehir’in etrafı surlarla çevrilidir. İçeri Şehir 2000 yılında içerisinde bulunan Kız Kalesi ve Şirvanşahlar Sarayı ile birlikte listeye dahil edildi. Şehrin çevresindeki surlar çok iyi korunmuş olup yüksekliği 8-10 metredir. Şamahı, Salyan ve Çift Kapı, İçeri Şehir’in dışarıya açılan en önemli kapıları. Kale içerisinde farklı dönemlere ait camiler, mescitler, hanlar, hamamlar, evler, dükkânlar ve saray bulunuyor. Bu yapıların neredeyse tamamına yakını restore edilmiş ve çevre düzenlemeleri yapılmış. Turistlerin gözdesi olan İçeri Şehir gece yarısına kadar çok sayıda ziyaretçiyi ağırlıyor. Kale içerisindeki tarihî binalar, dar sokaklar, restoranlar, kafeler, dükkânlar farklı milletlerden misafirlerle dolup taşıyor. Türkiye, Rusya, İran ve Arap ülkelerinden gelen turistlerin yanı sıra şehri çok sayıda Hindistanlı turist de geziyor. İçeri Şehir’deki en büyük sıkıntı ise tarihî alana araç girişine izin verilmesidir. Galiba iç kale içerisinde hâlen mesken olarak kullanılan yapılar da bulunduğu için araç girişine izin veriliyor ama bu mesele orada oturan araç sahiplerine bir kimlik ya da kart verilerek hâlledilebilir. Tarihî alana araçla girilmesi büyük bir karmaşaya sebep oluyor. Sokaklara park edilen araçlar yayalar için büyük sorun teşkil ediyor.

KIZ KALESİ

Kız Kalesi, İçeri Şehir’deki en önemli yapılardan biridir. Kale, Bakü’nün simgesidir. Büyük bir kayanın üzerine inşa edilen 28 m yüksekliğindeki kale 8 kattan oluşuyor. İçeri Şehir ile birlikte UNESCO Dünya Mirası Listesine dahil olan Kız Kalesi’nin duvarında “Davud’un oğlu Mesut’un kulesi” yazılı bir de kitabe bulunuyor. Muhtemelen bu kitabe kalenin mimarına ait olmalıdır. Kitabenin yazı tarzı XII. yüzyıl yazısına yakın olduğu için Kız Kulesi’nin Büyük Selçuklu döneminde inşa edildiğini söylemek mümkün ama tarihçiler kalenin geçmişi hakkında fikir birliğine varamadıkları için yapının Sezaryen tapınağı, Zerdüştlük tapınağı hatta gözlemevi olduğunu iddia edenler de bulunuyor. Sonuçta bir savunma yapısı olduğu aşikâr olan Kız Kalesi, Abşeron’daki Merdekan, Ramana, Şüvelan ve Nardaran Kulelerine benziyor. Dileyen ziyaretçiler kalenin içini de gezebiliyorlar.

img-5719.jpg

MUHAMMED MESCİDİ

İçeri Şehir’de yer alan Muhammed Mescidi, Kuzey Azerbaycan ve Bakü’nün tarihi bilinen en eski mescidi olma özelliğini taşıyor. Mescit 2010 yılında biz Bakü’deyken restore edildiği için ziyaret edememiştik. Mescit bir Avusturya firması tarafından restore ediliyordu. Yapının etrafında iskele bulunduğu için fotoğraf da çekememiştik. Tabii aradan uzun bir zaman geçtiği için restorasyon tamamlanmış ve mescit ibadete açılmış. Mescit kuzey duvarındaki kitabeye göre Büyük Selçuklu döneminde 1078 yılında Muhammed bin Ebu Bekir tarafından yaptırılmış. Sovyet döneminde kapalı olan mescit 1991 yılında tamir edilerek yeniden ibadete açılmış. Mescidin dış çekimlerini yaptıktan sonra içeriye girmek istedik ama kapı kapalı olduğu için içini görme imkânımız olmadı. Çekimler konusunda bize yardımcı olan yetkili mescidin içini cuma günü öğleye doğru görebileceğimizi söyledi. Cuma günü mescidi yeniden ziyaret edip harimi de fotoğrafladık.

BAKÜ CUMA CAMİİ

İçeri Şehir’de görülmesi gereken yapılardan biri de Bakü Cuma Camii’dir. Cami yenilenmiş ama minaresi orijinal olarak duruyor. Minarenin kaidesinde irili ufaklı çok sayıda kitabe bulunuyor. Kitabelerin bazıları yıkılan camiden nakledilmiş. Kitabelerin en eskisi XII. yüzyıla ait olduğu için minarenin de aynı yüzyılda yapıldığı tahmin ediliyor. Minarenin şerefesinde çok güzel motifler ve yazılar bulunuyor. Kitabelerden de anlaşıldığı gibi minare Büyük Selçuklu döneminde inşa edilmiş. Minarenin kaidesinde yer alan diğer kitabeler ise daha sonraki dönemlerde yapılan tamiratlara ait. Sovyetler Birliği döneminde Azerbaycan gibi Türk devletlerindeki tarihî yapıların kitabelerinin Moskova ve St. Petersburg’daki müzelere götürüldüğü düşünülürse bu caminin çok şanslı olduğu söylenebilir.

AŞÛR MESCİDİ

Büyük Selçuklu dönemi eseri olan Aşûr Mescidi de Bakü Cuma Camii’nin yakınında bulunuyor fakat mescitte restorasyon devam ettiği için etrafını paravanla çevirmişler. Bakü’yü ilk ziyaretimizde mescidin fotoğraflarını çekmiştik. Mescit XIX. yüzyılın sonlarında Bakü’ye petrol işi için gelen Lezgiler tarafından kullanıldığı için halk arasında Lezgi Mescidi adıyla da biliniyor. Mescit eski mihrabın üzerinde bulunan kitabesine göre Bakülü Usta Aşûr bin İbrahim Neccar tarafından yapılmış. Yapı zaman içerisinde zemin seviyesinin altında kalmış. Dıştan düz damlı dikdörtgen bir yapı olarak görünse de tavanı içten yarı silindirik bir görünüme sahip. Minaresi bulunmayan mescidin güneydoğu cephesindeki penceresinin üstünde “Mülk Allah’ındır” yazılı bir kitabe yer alıyor. Harimin güneydoğu duvarının ortasındaki mihrap orijinal fakat kıble yönü yanlış hesaplandığı için XX. yüzyılın başlarında yeni bir mihrap daha yapılmış. İkinci mihrap iki duvarın kesiştiği köşeye yerleştirilmiş. Eski mihrap günümüzde kitaplık olarak kullanılıyor.

ŞİRVANŞAHLAR SARAYI

Kuşkusuz Bakü denildiği zaman akla ilk olarak Şirvanşahlar gelir. Şirvanşahlar bir dönem Selçuklu ve Atabey Şemseddin İldeniz’in hâkimiyeti altında yaşamıştır. Çeşitli fonksiyonlara sahip mimari birimlerden meydana gelen saray külliyesi, İçeri Şehir’de yer alan en önemli tarihî eserlerden biridir. Şirvanşahlar Sarayı 2000 yılında UNESCO tarafından İçeri Şehir bölgesi ve Kız Kalesi’yle birlikte Dünya Kültür Mirası Listesine alınmıştır. 1964 yılından bu yana müzea olarak faaliyet gösteren külliye Bakü’nün tarihî zenginliğini gösteren yapılar topluluğudur. Ayrıca Bayıl Kalesi’ne ait kitabelerin de önemli bir kısmı sarayın avlusunda sergilenmektedir. Kitabesine göre 1232-1234 yıllarında inşa edilen Bayıl Kalesi kalıntıları bügün tamamen Hazar Denizi’nin suları altında kalmıştır. 1939-1969 yılları arasındaki arkeolojik kazılar sırasında denizden çıkartılan kitabeler günümüzde Şirvanşahlar Sarayı’nın avlusunda sergileniyor. Bazıları tek veya panolar hâlinde figürlü süslemeler içeren kitabe parçaları XIII. yüzyıl Türk sanatının Azerbaycan’daki önemli örneklerindendir. Kitabelerden iki tanesi Azerbaycan Ulusal Tarih Müzesi’nde, iki tanesi ise İçeri Şehir’de Kız Kalesi’nin yakınında bulunan Bakü Pazar Yeri adıyla da bilinen revaklı bir yapının avlusunda sergileniyor.

RAMANA VE MERDEKAN KALELERİ

Ramana Kalesi, Bakü’nün Sabuncu ilçesi Ramana kasabasında bulunuyor. Ramana Kalesi, Hazar Denizi kıyısındaki diğer savunma yapılarıyla birlikte 2001 yılında UNESCO rezerv listesine dahil edilmiştir. Dış sur ve içeride bulunan yüksek başkuleden oluşan kalenin XII. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilmektedir. Bazı tarihçiler ise kalenin XIV. yüzyılda Şirvanşahlar emriyle inşa edildiğini iddia etmektedir. Kalenin bitişiğinde XVII. yüzyıla ait bir mescit bulunuyor.

Abşeron Yarımadası, Bakü’de petrol kuyularının bulunduğu bir bölgedir. Bölgeye adım attığınız anda ahenk içerisinde çalışan at başlarını görüp petrol kokusunu hissediyorsunuz. Azerbaycanlılar genellikle petrola “neft” diyorlar. Abşeron Yarımadası’nda bulunan Büyük Merdekan Kalesi kitabesine göre Büyük Selçuklu döneminde 1187 yılında yapılmıştır. Kale kitabesi günümüzde Rusya’daki St. Petersburg Hermitage Müzesi’nde sergileniyor. Kale kare planlı, köşelerde yarım daire kulelerle desteklenmiş, dendanlı bir dış sur ve yine kare planlı başkuleden meydana geliyor. Dış sur ile başkule arasındaki avluda sarnıçlar ve tahıl depoları bulunuyor. Kale içerisinde figürlü mezar taşları, kitabeler ve mimari parçalar sergileniyor. Büyük Merdekan Kalesi’nin yan tarafında 1482 tarihli Tubaşah Mescidi yer alıyor. Mimari olarak Ramana ve Büyük Merdekan Kalelerinden biraz farklı olan Merdekan Kalesi ise Abşeron Yarımadası’nda Büyük Merdekan Kalesi’nin yakınında bulunuyor. Daire şeklindeki başkulenin etrafında dış surlar yer alıyor. Yarımadadaki diğer kalelerle aynı döneme tarihlendirilen kalenin başkulesinde iki kitabe bulunuyor.

AZERBAYCAN ULUSAL TARİH MÜZESİ

Bakü’de farklı objelerin sergilendiği çok sayıda müze bulunuyor fakat Selçuklu dönemine ait eserler genellikle Azerbaycan Ulusal Tarih Müzesi’nde sergilendiği için yazımızda sadece bu müzeden bahsedeceğiz. 1920 yılında açılan Azerbaycan Ulusal Tarih Müzesi Bakü’deki en büyük müzedir. Tagiyev Sokağı’ndaki müze, Azerbaycan’ın eski dönemlerinden itibaren elde edilen arkeolojik ve etnografik malzemelerin sergilendiği Millî Müze ve ünlü petrol zenginlerinden Hacı Zeynelabidin’in yaşadığı ev olmak üzere iki ayrı bölümden oluşuyor. İçinde sergilenen eşyalar gibi binanın sanat yönü de güçlüdür. Millî Müze bölümünde farklı dönemlere ait çok sayıda eserin yanı sıra Şirvanşahlar ve Büyük Selçuklu dönemlerine ait objeler de sergileniyor. Özellikle müzedeki Büyük Selçuklu dönemine ait seramik, metal ve taş eserler çok dikkat çekici.

RAHAT GEZİLEBİLEN BİR ŞEHİR

Bir seyyah için seyahat ederken en önemli hususlardan biri yeni yerler keşfetmenin yanı sıra gidilen yere has lezzetleri tatmaktır. Azerbaycan kardeş ülke olduğu için aramızda ufak tefek şeyler haricinde kültür farkı yok... Dil sorunu, yeme içme sorunu olmadığı için Bakü’yü daha doğrusu bütün Azerbaycan’ı rahatlıkla gezebiliyorsunuz. Kafkasya’nın en önemli kültür ve ticaret şehri olan Bakü turizm açısından bölgede her geçen gün cazibesini daha da arttırıyor. Bakü tarihî bir şehir olmasının yanı sıra son yıllarda inşa edilen modern binalarıyla da dikkat çekiyor. Şehir merkezinde ve Hazar Denizi kıyısında yer alan gökdelenler Bakü’ye bir metropol görüntüsü veriyor. Bakü’de özellikle ana caddeler, parklar ve meydanlar çok bakımlı. Bakü’de bulunduğumuz dönemde ana caddelerde yer alan bazı binalarda cephe iyileştirme çalışmaları devam ediyordu. Türk-İslam tarihine meraklıysanız Azerbaycan’ı mutlaka görmelisiniz. Kardeş ülke Azerbaycan’ı gezmek için özellikle bahar ve sonbahar ideal mevsimlerdir. İmkânınız varsa gezi programınıza Bakü’nün yanı sıra Gence, Şeki, Kuba, Kobustan, Kebele, Şamahı ve Lenkeran şehirlerini de dahil edebilirsiniz. Azerbaycan’ı turizm acentaları vasıtasıyla gezebileceğiniz gibi Bakü Haydar Aliyev Uluslararası Havalimanı’ndan araç kiralayarak bireysel olarak da dolaşabilirsiniz.

ŞEKİ ŞEHRİNİ MUTLAKA GÖRÜN

Bu seyahatimizde Bakü haricinde Şeki’ye de gitme imkânımız oldu. Azerbaycan’ın tarihî şehirlerinden biri olan Şeki de tarih, doğa ve kültür meraklısı bir seyyahın görmesi gereken yerlerden biridir. Tarihî İpek Yolu güzergâhında bulunan Şeki doğal güzellik olarak Konya’nın Meram ilçesine ve İran’ın Demavend şehrine çok benziyor. Kafkasya’da yemyeşil bir vadide yer alan Şeki özellikle kervansaray, han saray, cami ve özgün sivil mimari eserleriyle dikkat çekiyor. Merhum Şair Bahtiyar Vahapzade’nin de memleketi olan Şeki oldukça sakin bir yer. Zihnimizde derin izler bırakan bu güzel şehirle ilgili izlenimlerimizi de inşallah dergimizin başka bir sayısında anlatırız.

AHMET KUŞ

Kaynak:Haber Merkezi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.