İstikamet sahibi bir insan: Ali Güneri

İstikamet sahibi bir insan: Ali Güneri

Ömrünü İslama ve davasına adayan merhum Ali Güneri, misafirperver ve cömert yönüyle tanındı. Güneri'nin yakın arkadaşları ise “Ali ağabey, istikamet sahibiydi. İnsanlara hep iyiliği anlatırdı. Ülke insanlığının hayrına çalıştı” dedi

Gazetemizin kurucularından, Milli Görüş camiasının Konya'daki en önemli isimleri arasında yer alan ve rahmetli Erbakan Hocanın dava arkadaşlarından olan Ali Güneri'nin vefatından sonra arkadaşları merhumu anlattı. Arkadaşları, Milli Nizam Partisi Konya Kurucu İl Başkanlığı da yapan merhum Ali Güneri'nin tam bir dava adamı olduğunu, istikametinden hiç ayrılmadığını ifade etti. Güneri'nin çok cömert olduğunu da kaydeden arkadaşları, “Acımız büyük” mesajı verdi.

YALMAN: ALİ AĞABEY ÇOK CÖMERT VE MİSAFİRPERVER BİRİSİYDİ

Saadet Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Lütfi Yalman, merhum Ali Güneri'yi 1974 yılında tanıdığını hatırlattı. “Ali ağabey, hakikaten çok imanlı, çok salih bir insandı. Ben, inanıyorum ki, namaz borcu bile yoktu” diyen Yalman, daha sonra şunları kaydetti: “Ali ağabey, Milli Görüş davasının ilklerinden biriydi. Bu işin öncülüğünü yaptı. 1969 yılında bu işe başladı, vefat ettiği güne kadar da davasından vazgeçmedi. Kendisi, Milli Görüşün hasbilerinden biriydi. Son nefesine kadar bu davadan vazgeçmedi. Rahmetli Erbakan Hocamız, kendisine birkaç kez Milletvekilliği teklif etti, kabul etmedi. 'Ben, bu işleri Allah rızası için yapacağım' dedi. Hakkında çok ileri geri konuşuldu. Çok farklı konularda suçlandı. Günahı alınmış bir insandı Ali ağabey. Seçim çalışmalarında evi misafirsiz kalmazdı. Evinde çok yemek yedik. Çok misafirperver ve cömert bir insandı. Ali ağabeyin eşinden de Allah razı olsun. Aylarca evinde misafir ağırlardı. Bağımsızlık hareketinin başlangıç sürecinde Ali ağabeyin evi adeta toplanma merkezi olmuştu. Milli Görüş davasına zekasıyla, aklıyla hizmet etti. Erbakan Hocamız ile olan hatıralarını eksiksiz aktarırdı.Hocamız onu çok sever ve ona çok güvenirdi. Biz, kendisinden çok şey öğrendik. Merhaba Gazetesi'nin kurulmasında, televizyonun kurulmasında da öncelik yaptı. Son 15 yılının bir kısmını Medine'de bir kısmını da Türkiye'de geçirdi. Allah, rahmet eylesin. Başımız sağolsun.”

adsiz.jpg

ÖZKAFA: ALİ AĞABEY İSTİKAMET SAHİBİ BİR İNSANDI

Konya Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı Mustafa Özkafa, “Ali ağabey, Milli Görüş hareketinin Konya'daki hatta Türkiye'deki kurucularından birisiydi” dedi. Merhum Güneri'nin, rahmetli Erbakan Hocanın 1969 yılında Konya'da başlattığı siyasi hareket sürecinden bu yana her daim yanında yer aldığını söyleyen Özkafa, “Ali Güneri ağabey, yarım asır bütün insanlığın faydasına, ülke halkının hayrına çalıştı. Kendisi Milli Görüş hareketi için son derece önemli bir şahsiyetti. Konya'daki hareketi sırtlayanlardan birisiydi Ali Güneri ağabey. Milli Gazete'nin kuruluşundan tutun da, ülke çapındaki çok farklı hayırlı faaliyetlere öncülük eden bir isimdi. Son derece zeki, gayretli bir insandı. İstikamet sahibiydi. Kıymetli bir insandı. Belli zaman aralıklarıyla bir araya gelir, memleket meseleleri üzerine kendisiyle istişarelerde bulunurduk. Ailecek, bu davanın içinde yer aldılar. Oğulları, çok hayırlı faaliyetler içinde yer aldı. Ali Güneri ağabeyin eşinin de bu davaya büyük emekleri oldu. Ailecek bu işin içindelerdi. Allah, razı olsun. Biz, Ali ağabeyin vefatından büyük üzüntü duyduk. Tesellimiz ise dünya hayatında yaptığı hayırlı işlerdi. Allah, mekânını cennet eylesin” şeklinde konuştu.

CANDAN: TOPLUMUN İSLAMLA BARIŞMASI İÇİN GAYRET GÖSTERİRDİ

Meram Belediyesi eski başkanı ve 20. ve 21. dönem Konya Milletvekili Veysel Candan, merhum Ali Güneri ile 1969 yılında tanıştıklarını dile getirdi. Güneri'nin 52 yıl boyunca dava çizgisinde hiç değişiklik yapmadığını ifade eden Candan, “Merhum, maddi ve manevi, her şeyiyle bu davaya destek verdi. Son yıllarının yarısını Medine'de geçirdi. İyi bir insandı ve iyi bir Müslümandı. Arkasında 4 evlat yetiştirdi. Evlatları da aynı yolda devam ediyor. İnsanlara hep iyiliği anlatırdı. Toplumun İslamla barışması için gayret gösterirdi. Allah, rahmet eylesin, mekânı cennet olsun” dedi.

MUSTAFA GÜNERİ: İFTAR VE SAHURLARIMIZ MİSAFİRSİZ GEÇMEZDİ

Merhum Ali Güneri'nin oğlu Mustafa Güneri de şunları ifade etti: “Babam, vakit namazlarını kaçırmazdı. Cemaatle camiye giderdi. İmamın arkasında yeri hazırdı. Elini açan kimseyi de geri çevirmezdi. Cebinde ne kadar para varsa, onu verirdi. İnsanların ihtiyacını gidermenin önemini bilirdi. Hiçbir zaman bir iş için kimseyi aramadı. Siyasi gücünü hiçbir zaman kullanmadı. Başını yastığa koyduğu zaman hep şükür ederdi. Babam, çok cömert ve misafirperver bir insandı. İftarlarımız, sahurlarımız misafir geçmezdi.”

ALİ GÜNERİ KİMDİR?

Ali Güneri, 1936 yılında Konya’da doğdu. İlkokul, ortaokul ve Ticaret Lisesinin orta kısmını Konya’da okudu. Ortaokulu bitirdikten sonra tahsile üç yıl ara verdi. Daha sonra Kur’an kursuna ve Arapça okumaya başladı. Üç seneden sonra liseyi okumak için İstanbul’a gitti. İtalyan Koleji’nde okudu. Babadan ve dededen kalma, tahin, helva ve şekerli mamuller ticareti ile uğraştı. Daha sonra Milli Görüş lideri merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan ile tanıştı. Erbakan'ın yakın çalışma ekibi içinde yer alan mermun Ali Güneri, Milli Selamet Partisi Konya İl Başkanlığı görevini yürüttü. Ömrünün son yıllarının bir kısmını Medine'de bir kısmını da Türkiye'de geçiren Ali Güneri, hayatını kaybetti. Ali Güneri, Erbakan Hocayla tanışma serüvenini ise şöyle anlatmıştı: “Kur’an-ı Kerim hocası olan İsmail Karaçam –daha önce de arkadaştık zaten- ile beraber 7-8 arkadaş, akşamları bir evde toplanıyor, onun nezaretinde hadis ve tefsir dersleri görüyorduk. Bir gün ona dedim ki, ‘Hoca efendi, biz iş, ev, çoluk, çocuk arasında gidip geliyoruz. Millete bir faydamız olmuyor. Bizim çalışabileceğimiz vakıf-dernek varsa haber ver. Gidip orada çalışalım dedim. ‘Bekle henüz zamanı değil’ dedi. Aradan bir müddet geçti, dedi ki, ‘Sen benden bir görev istemiştin. Sayın Erbakan Konya’dan müstakil aday oldu, ona çalış.’ Ben de, ‘Hocam, sizden vakıf-dernek istedim, ben siyasetten ve siyasilerden hoşlanmıyorum. Hayatımda parti binasından girmiş adam değilim, mebus eli sıkmadım’ dedim. Bunun üzerine İsmail Karaçam hocam dedi ki, ‘Ali Bey ben bu adamı uzun zamandan beri takip ediyorum. Diz dize zikrettik, sohbetlerde bulunduk. Bu adam tam senin aradığın adam, gel bu adama çalış.’ ‘Peki, öyleyse’ dedim, arkadaşlarla konuştum. ‘Hocaya çalışalım’ diye karar aldık. Bir arkadaşımız, Kapu Camii’nde akşam namazından sonra Erbakan Hocayla görüşerek, seçimler için kendisine çalışacağımızı söyleyerek, Meram’da bir arkadaşımızın evinde yemeğe davet etti ve tek başına gelmesini söyledi. Kendisinin etrafında çalışan insanların bir tepki olarak, ön seçimi kaybettikleri için, etrafında yer aldıklarını ifade ettik. Yarın seçim bitince kendi yuvalarına dönecekleri gerçeğini ortaya koyarak, ‘Seninle biz çalışalım’ dedik. Hocam da kabul etti. Necmettin Erbakan’ı ilk gördüğümdeki fiziki durumu ve konuşması çok etkiledi. O zaman, ‘Ya Rabbi, beni bu adama yakın et, ben bunun yakınında olayım’ diye içten samimi bir şekilde dua ettim. Ben zamanla bu duamı unuttum ama bütün arkadaşları içinde Erbakan Hoca’nın en yakınında ben bulundum. Benim kendi isteğimle değil şartlar öyle getirdi ki, Erbakan Hoca benden daha yakın arkadaşları varken Milli Selamet Partisi kurulacağında Konya’ya gelirken bana telefon ederek, benim evime geldi, bende kaldı. Yani kimin yanına gider, kiminle konuşursa olağanüstü bir müspet etki bıraktı. Biz o gün evden işten bir çıktık, 40 gün çoluk çocuk, ev, iş unuttuk. Tam 40 gün boyunca kendimizi unuttuk. Hoca nerede biz orada. Gece gündüz demeden 40 gün koştuk.”

EMRE ÖZGÜL

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.