İsmi üniversitede yaşayacak

İsmi üniversitede yaşayacak

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem Esen, üniversite olarak bu yıl öğrenci alımına başlayacaklarını belirterek, nitelikli öğretim üyeleri ve sosyal imkanlarla dolu bir ünivers

10 yıl Selçuklu Belediyesi başkanlığı yapan Prof. Dr. Adem Esen, şimdi yeni kurulan İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nin rektörlüğünü yapıyor. Türkiye’de bir çok önemli ismin hocalığını yapan ‘Hocalar Hocası’ diye anılan rahmetli Sabahattin Zaim’in ismi artık üniversitede yaşayacak. Prof. Dr. Adem Esen’in de hocası olan Sabahattin Zaim’in üniversiteye adının verilmesi başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere birçok kesim tarafından desteklendi.

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nin İlim Yayma Vakfı tarafından kurulduğunu kaydeden Prof. Dr. Adem Esen, üniversiteden bu yıldan itibaren öğrenci almaya başlayacağını kaydetti.

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nin kuruluşundan ve yapısından bahseder misiniz?

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi, İlim Yayma Vakfı tarafından, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlerine tabi olmak üzere, 24.04.2010 tarih ve 27561 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 2809 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununa ek maddeler eklenmesiyle ilgili,  5981 sayılı yasa ile kamu tüzel kişiliğine sahip bir vakıf üniversitesi olarak kurulmuştur. İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Kanunu geçen yıl nisan ayında çıkmıştır. Kanunla birlikte üniversitemizde 4 fakülte 2 yüksek okul ve 2 enstitü olmuştur. Eğitim Fakültesi, İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi ve bir de İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi ayrıca Sosyal Bilimleri Enstitüsü ve Fen Bilimleri Enstitüsü kurulmuştur. Kurucu Vakıf İlim Yayma Vakfıdır. Bildiğiniz gibi İlim Yayma Vakfı milli eğitimimize okul ve yurt yaptırma ve burs verme konusunda önemli hizmetleri olmuştur. Rahmetle Sabahattin Hoca’nın adının verilmesi de benim için bir onurdur. Sabahattin Hoca benim doktora hocamdır. Sabahattin Hoca Türkiye’de pek çok hocanın ve siyaset adamının yetişmesinde emeği geçmiştir. İlim Yayma Vakfı da böyle değerli bir insan olan Sabahattin Zaim hocanın adını üniversiteye vermiştir. Güzel bir fedakarlık örneği göstermiş oldular. Üniversitenin kampusü rahmetli Mehmet Akif Ersoy’un mezun olduğu Halkalı Ziraat Mektebi Âlisidir. Vakıflar Genel Müdürlüğü burayı bize tahsis etti. Bununla ilgili sözleşmeler yapıldı. Şimdi biz bu binayı restore ediyoruz. İnşallah ayında 7 bölümün öğretime açılması için YÖK’e müracatımız oldu. Bu öğrencilerin alınma izni çıktıktan sonra eğitim fakültesine 4 bölümden öğrenci almaya başlayacağız. PDR, okul öncesi eğitim, matematik öğretmenliği ve İngilizce öğretmenliği bölümlerine öğrenci alacağız. İşletme Bölümü açıyoruz. Gıda Mühendisliği ve Bilgisayar Mühendisliği bölümleri için de başvuru da bulunduk. Ayrıca siyaset ve sosyo-kültürel, psikoloji, iktisat bölümü, eğitim fakültesinde zihin engelliler öğretmenliği ve endüstri mühendisliği ve mimarlık bölümleri açılması için izinlerimiz mevcut.

İstanbul Sabahattin Üniversitesi’nin burs imkânları nasıl olacak?

Burs imkânlarımız çok fazla. Kampus imkânımız çok fazla ve güzel bir kampüsümüz var. 350 civarında öğrencimiz olacak. Burslu öğrencilerimiz olacak. Yüzde 50, yüzde 25 burs vereceğimiz öğrencilerimiz olacak. İlim Yayma Vakfı zaten öğrencilere ciddi olarak burs veren bir vakıf. İlim Yayma Vakfı’nın verdiği burslarda da sağ elin verdiğini sol el duymayacak şekildedir. Ücretlerimizi de çok düşük tutuyoruz. Çok düşük olması da caydırıcı oluyor. Ücretlerin düşük olması kalitenin düşük olduğunu göstermiyor. Eğitimi en yüksek seviyede yapacağız. Üniversitemizin kurucusu bir vakfın kar etme gibi bir amacı yok. Ücretleri düşük tutuyoruz.

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitenin hedefi nedir? Üniversite gençlere neler vaat ediyor?

Halkalı Ziraat mektebi 327 bin metrekarelik bir alandır. Bu alan Sultan Beyazıd Vakfı’na aittir. Abdülhamit Han buraya Ziraat Mektebi Alisini yaptırırken, üniversite olarak yaptırmıştır. Şimdi asli haline dönecektir. Üniversitenin alanı çok geniştir. Yanında 300 bin metrekare bir alan daha bulunmaktadır. Buraya da kampus düşünüyoruz. Eylül ayında öğrenci alımına başlayacağız. Üniversitenin tanıtımı konusunda çalışmalar yapıyoruz. İstanbul’daki okullara üniversitenin tanıtımı yapıyoruz. Özellikle Büyükşehirlerdeki vatandaşlar çocuklarını başka bir şehirde okuttuğu zaman ek bir külfet oluyor. Eğitim masraflarını en aza indirmek için yakın üniversiteleri tercih ediyorlar. Üniversitenin iyi bir kampuse sahip olması, iletişim imkânlarının geniş olması, iş imkânlarının geniş olması için çalışıyoruz. Eğitim fakültemizi özel okullar birliğinde protokoller imzaladık, 21 özel okulda her yıl staj yapabilecek. Öğrenciler eğitim esnasında bile piyasayı tanıma fırsatı bulacak. Öğrenciler fakülteyi bitirdikten iş bulabilmesi büyük avantajdır. Yine MÜSİAD Genel Merkezi ile bir mutabakata vardık. Bizim öğrencilerimize MÜSİAD’a üye olan iş yerlerinde staj imkânına kavuşacak.

Özel finans kuruluşlarında çalışma imkânı bulacaklar. Protokol hazırlıklarımızı olacak. Öğrencilerimiz pratik imkânlarının geliştirilmesi için staj imkânlarını artırıyoruz. Yine burs imkanlarını da artıracağız. İstanbul dışından gelecekler için İlim Yayma Vakfı erkek ve kız yurtları da ayarlamaktadır. İlim Yayma Vakfı Türkiye’nin birçok şehrinde büyük yurt ağı var. İlim Yayma Vakfı İstanbul dışından gelen öğrenciler için burs imkânı sunacaktır.

Hocam öğrencilerin yurtdışı eğitim alması için ne gibi çalışmalarınız olacak?

Öğrencilerin iyi eğitimden geçmesi için uluslar arası bağlantılarının olması gerekiyor. Bu konuda çalışmalarımız mevcuttur. Konya’dan da öğrenci getirmeyi planlıyoruz. Öğrenciler tercih yaparken, bir takım öngörülerde bulunuyor. Öğrenci velisi burada etkili oluyor. Rehberlik öğretmenleri etkili oluyor. Öğrencilerin iyi bir eğitim yapması için akademik kadronun etkili olması için çalışıyoruz. Kadromuzu tercih ederken öğretim üyeleri arasında seçici davrandık, Öğrenci üniversiteyi tercih ederken, kampusünden tutun sosyal imkânlarına kadar her şeyi düşünüyor. Bizim düşündüğümüz iyi insanların güzel insanların yetişmesidir. Aileler ve öğrenciler pek çok unsuru düşünüyor. Yurtlarımız fazladır. Konya’dan da öğrenciler bekleriz.

Vakıf Üniversitelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Devlet üniversiteleri biraz daha ağır çalışabiliyor. Devlet üniversitelerine destek kamu kaynaklarından geliyor. Vakıf üniversiteleri de kendi imkânlarını oluşturmak zorunda, Vakıf üniversiteleri bu konuda aktif olmalı. Bu yüzden daha fazla çalışmak zorunda.

Üniversiteye Sabahattin Zaim Hoca’nın isminin verilmesinin ne gibi olumlu etkileri oldu?

Birkaç hafta Selçuklu Belediyesi ile birlikte Viyana’da Selçuklu Fotoğrafları Sergisi açtık. Viyana seyahatinde Konya’nın isminin duyulması ve eserlerimizin tanıtılması güzel bir aktivite oldu. İlim Yayma Vakfı birçok kişi yetiştirdi. İstanbul’da bir avuç insan 1950’lerde güzel hayır çalışmaları yapmışlar. Bu çerçevede sayın Cumhurbaşkanımız Sabahattin Hoca’nın talebesidir. Numan Kurtulmuş da Sabahattin Hoca’nın da talebesidir. Başka partilerden de Sabahattin Zaim Hoca’ya yakın olan insanlar vardı. Sabahattin Hoca bir vakıf insanıydı, Kimsenin arkasından konuşmazdı, dedikodusunu yapmazdı. İnsanları severdi, kibirli değildi. İyi bir akademisyendi, iyi bir gönül adamıydı. Ülkemizde ilim adamları ve siyasetçilerin yetişmesinde büyük rolü oldu. Bu insanlar Sabahattin Hoca’nın adını duyunca çok memnun oluyorlar. Bizim böyle bir avantajımız var. Bu çerçevede Sayın Başbakanımıza teşekkür ediyorum. Bir dönem partisinde belediye başkanlığı yaptım. Sayın başbakan üniversitelere destek oluyor. Rektörler toplantısında tüm rektörleri teker teker dinledi. Toplantıda ben de vardım. Bizim üniversitemizi vakıf üniversitesi olmasına rağmen bizimle özel ilgilendi. Bütün üniversitelere destek oluyor. Büyük bir manevi destek olmaktadır.

Hocam son yıllarda vakıf üniversitelerinin sayısında önemli bir artış oldu. Siz bu sayının artmasını nasıl değerlendiriyoruz?

Üniversite sayısının artmasının bir takım olumsuz yönleri ve olumlu yönleri de var. Türkiye’de eğitim konusu uzun süre dar çerçevede tutulduğunu görüyoruz. Selçuk Üniversitesi 1974’te kuruldu. Konya’da üniversite geleneği Selçuklular döneminde İnce Minare ve Karatay Medresesi’nde başlamıştır. Medreseler asırlar önce kurulmuştur. Medreselerin kendisini yenilememesi nedeniyle kesinti yaşanmıştır. Avrupa’da ilim gelişirken, biz de hurafeler gelişmiştir. Üniversitelerin yeterince gelişemediğini görüyoruz. Keşke bu biraz daha hızlı yayılsaydı. 1960’larda üniversite sayısı artsaydı bugün bu sıkıntıları yaşamazdık. Yeterli doktora öğrencileri ve bilim adamı yetirmemişler. Türkiye’deki bilim hayatı bu yüzden geriledi. Bunu biraz kökleri oraya gidiyor. Vakıf üniversitelerinin bu kadar artması herkes kendi çeki düzen verecektir. İddialı olanlar kalacaktır. Bu işi yapamayanlar da başka üniversitelerle birleşecektir. Uzakdoğu ve Avrupa ülkelerine bizde üniversite sayısı yeterli değil. Bilim adamımın niteliği ve sayısı önem taşıyor. Niteliği de artırmak gerekiyor. Ben bu gelişmeleri olumlu buluyorum. Olumsuz yönleri zamanla ortaya çıkacaktır. Üniversitelerin açılmasaydı geri anlayış devam edecekti. Üniversitelerin açılmasıyla yerel faktörler harekete geçiyor. Yerel kuruluşlar, üniversitelerle işbirliği yaparsa bunun olumlu sonuçları o şehre yansıyacaktır.

 

RÖPORTAJ-İBRAHİM BÜYÜKEKEN

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.