İnternet çocuklar için risk oluşturuyor!

İnternet çocuklar için risk oluşturuyor!
Dünya çapında her yarım saniyede bir çocuk internetle tanışıyor. Çocuklar internete her zamankinden daha genç yaşlarda erişmeye başladı.

Uzman Klinik Psikolog Özge Şahin, internetle her geçen gün daha erken tanışan çocukların sosyal medya ve dijital oyunlar nedeniyle dikkat dağınıklığı, kimlik karmaşası ve bağımlılık riskiyle karşı karşıya olduğunu vurguladı. Ailelerin çocuklarına dijital dünyada rehberlik etmeleri gerektiğinin altını çizen Şahin, evde de iyi birer rol model olmaları gerektiğine dikkat çekti.

‘DOPAMİN PATLAMASI DİKKATİ YOK EDİYOR’

Teknolojinin bilgiye erişim konusunda büyük avantajlar sağladığını belirten Özge Şahin, çocuklar açısından teknolojinin olumsuz yönlerinin oldukça fazla olduğunu belirtti. Şahin, “Teknoloji, bilgiye ulaşma açısından önemli kolaylıklar sunuyor. Ancak günümüzde özellikle çocuklar açısından değerlendirildiğinde, teknolojinin olumsuz etkileri göz ardı edilemeyecek kadar fazladır. Sosyal medya platformlarında yer alan videoların genellikle 60 saniye civarında olması, çocuklarda dikkat süresi ve odaklanma sorunlarına yol açmaktadır. Bu durumun temelinde ‘dopamin patlaması’ olarak adlandırılan bir süreç yer alır. Dopamin patlaması, gerçek yaşamda çocukların dikkat süresinin kısalmasına ve derin odaklanma becerilerinin azalmasına neden olur. Çocuklar, sosyal medyadaki videolara ilk etapta yoğun bir şekilde odaklanırlar; ancak bu durum, onları dış dünyadan uzaklaştırır. TikTok’taki oyunlar ve diğer çevrim içi oyunlar da bu kısa, hızlı ve ödül odaklı yapıyı taklit etmektedir. Örneğin, sanal para kazanma ya da ekstra can gibi anlık haz sağlayan ödüller, çocuklarda dopamin patlamasını tetikler. Ne yazık ki bu süreç, zamanla dikkat süresinin kısalmasına ve odaklanma sorunlarının devam etmesine yol açmaktadır. Ayrıca çocukların kimlik gelişimi de bu durumdan olumsuz etkilenebilir. Çünkü çocuklar, izledikleri ya da oynadıkları oyunlardaki karakterleri rol model olarak alırlar. Kendileriyle özdeşleştirdikleri karakterlere daha çok dikkat eder ve onları izlemeye eğilim gösterirler. Bu da erken yaşlarda öz benliklerinden uzaklaşıp yapay kimlikler geliştirmelerine neden olabilir” şeklinde konuştu.

DİJİTAL CESARET GERÇEK HAYATTA YOK

Çocukların sosyal medyada özgüvenli görünüp, yüz yüze iletişimde bu özgüveni kaybettiklerine dikkat çeken Şahin, sözlerine şöyle devam etti: “Sosyal medya ortamlarında çocuklar, 'klavye delikanlısı' olarak tabir edilen şekilde duygu ve düşüncelerini yazılı olarak rahatça ifade edebiliyor. Ancak yüz yüze iletişimde kendilerini ifade etmekte zorlanıyorlar. Çünkü yazılı iletişimde birbirlerine karşı zorbalık yaparken kendilerini güvende hissediyorlar; fakat yüz yüze iletişimde durum tamamen değişiyor. En önemlisi, sosyal medya ve dijital oyunlar bağımlılık riskini artırıyor. Sürekli tekrarlanan bu davranışlar sonucunda çocuklarda bağımlılık gelişiyor ve bu ödüller sayesinde kendilerini iyi hissediyorlar. Ne yazık ki bu durum, ileride diğer bağımlılık türlerine de zemin hazırlayabilir. Bu nedenle ailelerin, eğitimcilerin ve uzmanların çocukların teknoloji kullanımını bilinçli bir şekilde yönlendirmesi büyük önem taşıyor.”

‘TELEFONLA DEĞİL ÇOCUKLA VAKİT GEÇİRİN’

Özellikle evde ebeveyinlerin çocuklarına rol model olmaları gerektiğini vurgulayan . Klinik Psikolog Özge Şahin, evde çocukları ile birlikte vakit geçirmeleri gerektiğini ifade ederek şunları kaydetti: “ Ebeveynlerin, çocuklarına internet kullanımı konusunda mutlaka süre sınırı koymaları gerekiyor. Ayrıca, ailelerin çocuklarını sürekli takip etmeleri önemlidir; ancak bunu çocuklarına hissettirmeden yapmaları gerekir. Çocuğun ne izlediği, hangi oyunu oynadığı veya hangi sosyal medya platformlarında ne amaçla vakit geçirdiği gibi konularda gözler daima çocukların üzerinde olmalıdır. Ancak anne ve babaların da kendilerine bu konuda dikkat etmeleri gerekir. Saatlerce ellerinde telefonla oturup, daha sonra çocuğa ‘Sen neden tablette ya da bilgisayarda fazla vakit geçiriyorsun?’ demek, çocukları ikna etmekten çok daha fazla tablette ve bilgisayarda vakit geçirmelerine yol açabilir. Çünkü çocukların öncelikli rol modelleri anne ve babadır. Eğer anne ve babalar sürekli telefona bakıyorsa ve çocuklar da tablet veya bilgisayarla çok vakit geçiriyorsa, çocuklar kendilerine sanal dünyada bir rol model edinmiş olurlar. Burada anne ve babaların yapması gereken, çocuklarıyla birlikte kaliteli vakit geçirmektir. Örneğin, birlikte film izlemek için film gecesi düzenleyebilir, kitap okuma saatleri yapabilir veya yüz yüze sohbet edip oyun oynayabilirler. Bu tür etkinlikler, çocukların teknoloji kullanımını dengede tutmalarına ve aile bağlarının güçlenmesine katkı sağlar.”

Kaynak:Mehmet Ali Nurullahoğulları

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.