İngilizce'yi 'istenildiği zaman' öğreniyoruz

İngilizce'yi 'istenildiği zaman' öğreniyoruz

Birçok kişi kendisinden dil şartı istenildiği zaman İngilizce'yi öğrenmek için kurslara başvuruyor. Oysa bu kadar önemli olan İngilizce'yi öğrenmek sanıldığı kadar zor değil, sadece emek ve zaman harcanması gerekiyor

Dünya üzerinde iletişimde geçerliliği olan İngilizce'yi öğrenmek isteyen bireyler dil kurslarının yolunu tutuyor. İnsanlar mesleklerinde ilerlemek, akedemik kariyer yapmak için de İngilizce bilmek zorundalar. Bu kadar önem arz eden İngilizce'nin neden öğrenilmesi gerektiğini bizlere Kardil Language School ( KLS) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Ali Erdoğan anlattı. Erdoğan, bireylerin İngilizce öğrenmek için kendi istekleri ile gelenlerin sayısının oldukça az olduğunu, insanların ancak zor durumda kaldıkları ve kendilerinden dil şartı istendiği zaman İngilizce'yi öğrenmek için kurslara gidildiğini söyledi. Dünya üzerinde bir yerde ticaret yapabilmek için İngilizce'nin bilinmesi gerektiğine dikkat çeken Hasan Ali Erdoğan, “İngilizce gün geçtikçe dünya üzerindeki özelliğini artırıyor. Konya'da bu global ilerleyişin gerisinde kalamaz. Üretilen bir ürün iç pazarda kendisine alıcı bulabiliyor ama ülke olarak bizim dışa da satmamız önemli. Dünya üzerinde herhangi bir yerde ticaret yapabilmek için İngilizce bilmek büyük önem arz ediyor. Bu sebeple insanlar dil kurslarına gidiyorlar. Bence sanayi, üretim ve sektörel bağlamda ileri düzeyde İngilizce bilinmesi gerekiyor.  Konya son zamanlarda gerçekten dil öğrenimi açısından daha hızlı adım atmaya başladı. Ama Konya üretim potansiyelinin bence yüzde 30-40'ını kullanabiliyor. Bu çok üzücü. Bu kadar düşük olmasının nedenlerinden bir tanesi bence dil bilinirliğinin düşük olmasından ve iletişimin doğru tesis edilemiyor olmasından dolayı” dedi.

İNGİLİZCE ÖĞRENMEK ZOR DEĞİL

 Bu kadar önemli olan İngilizce'yi öğrenmenin zor olmadığını da söyleyen Erdoğan, “İngilizce öğrenmek, işin doğrusu zorlaştırılmıştır. Aslında oldukça kolay ve zevklidir. İngilizce iletişim kurmaktır. Gülmektir, bir cenazeyi  dil kullanarak defnetmektir diyebilirim. Biz Cumhuriyet'in ilk yıllarından bu yana dil öğretim süreçlerinde maalesef olması gereken yöntemler ile dil öğretmiyoroz. Bunun sonucu olarak da insanlar İngilizce'yi iyi öğrenemiyorlar. Bunun yanında bizim pratik zekamızdan kaynaklanan durumlarda var. Biz nedense iki ay kursa gittiğimiz zaman dil uleması olabiliyor, biraz kelime öğrendiğimiz zamanda da 'dil konusunu halledebiliriz' diyebiliyoruz. Ama bu iş böyle değil. Bu işin bir pedagojisi, formasyonu ve süreci var. Üretim, algı nasıl gerçekleşiyorsa bunların bilinmesi gerekiyor. Yurtdışındaki dil eğitimi de Türkiye'de yanlış tanımlanıyor. Sanılıyor ki, yurtdışına çıkıldığı zaman İngilizce'yi hemen bir iki ay içerisinde öğreneceğiz, böyle bir şey yok. Bu dilin doğasına aykırı bir durum. Dil öğrenilebilmesi için önce buna zaman ayrılması gerekiyor. Nasıl ki günde 3 defa yemek yeniliyor ve yemek sofraları kurulup toplanıyorsa, yemeği nasılsa sadece akşam yesek olmuyorsa dil öğrenme de böyledir. Zaman ayrılması gerekir. Sıkıştırılmış kurslar ile dil öğrenilmez. Bunlar pratik zekalığa ve pazarlamaya kaçmaktır. Bunları yapmamak gerekiyor. Dil öğrenmenin bedeli, süresi ve süreci var. Emek verilmesi gerekiyor. Dil öğrenmede herşeyden önce dili sunan canlı kişilerden bu eğitimin alınması gerekiyor. Kitaplar ile CD'ler ile bir yere kadar dil öğrenilebilir. Motivasyonun yüksek olarak duyduğu anda soru sorması, kalıcılığın en tepede olduğu noktadır. Kişilerin buna dahil olması gerekir. O sınıf ortamlarında aldığı bilgileri kullanması, gözünü ve kulağını kullanarak buna dahil olması gerekir. Zorlaması gerekir. Ne kadar öğrenilecek olan dil ile içli dışlı olunursa o kadar verimlilik artacaktır. Dolayısı ile yurt dışında her zaman İngilizce kullanılıyor. Onların tek avantajı budur” diye konuştu. Orta düzeyde İngilizce bilenin dünyanın her yerinde İngilizce iletişim kurabileceğini dile getiren Erdoğan, “Dil bilirliliğini orta düzey olarak tanımlarız. Dünya üzerinde dil bilirliliğini ölçen sınavlarda orta düzeyi ölçen sınavlardır. Orta düzey dil bilirliliğine erişmek için kişinin hevesi, derse zaman ayırması gibi hususlar beraber değerlendirilir. Ama ortalama 8-12 ay arasında, sıfır düzeyinden de gelse, ciddi manada İngilizce konuşacak hali gelebiliyor kursiyerlerimiz” ifadelerini kullandı.

MESLEKTE YÜKSELMEK İÇİN KURSLARA GİDİLİYOR

 Kendi kurslarına İngilizce öğrenmek için gelen öğrenci grupları hakkında da bilgi veren  KLS Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Ali Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bize gelen öğrenciler, bilimsel alanda çalışma yapanlar olduğu kadar, doktorlar, hakim, avukat, öğretim görevlisi ile farklı sektörlerden gelen öğrencilerimiz de var. Hekimlerden, üniversiteye geçmek isteyenler geliyorlar. Uluslararası davalara bakmak isteyen hukukçular, Bakanlıklar bünyesinde çalışan arkadaşlarımız meslekte yükselmek istedikleri zaman kursları tercih ediyorlar. Kursumuzda İngilizce'nin çok farklı alanlarında farklı kaynaklar, farklı hocalar görev yapıyor. İletişim İngilizce'si, iş dünyası için İngilizce, çocuklar için İngilizce, sınav grupları için olan gruplar var. Anadolu insanımız genellikle kendiliğinden dil öğrenmek istemiyor. İş yerinde dil şartı istenildiği zaman insanlar dil için harekete geçiyorlar.”

MUSTAFA ÖZÇELİK

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.