Hayvan mal değil, candır
Hayvanların kanunlara rağmen yeterince korunamadığını söyleyen Konya Doğayı ve Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Ümit Börü, hayvanlara can değil, mal gözüyle bakıldığını ifade etti
Hayvanların korunması için 2004 yılında TBMM tarafından 5199 sayılı kanunla ilk Hayvan Hakları Yasası kabul edilmişti. Hayvan hakları dernekleri çıkan yasaya rağmen hayvanların yeterince korunamadığını belirterek yasada birçok eksik bulunduğunu ifade ediyor. ‘PARA YERİNE HAPİS CEZASI GETİRİLMELİ’
Konuyla ilgili görüş bildiren Konya Doğayı ve Hayvanları Koruma Derneği Başkanı ve Konya Hayvan Barınağı Sorumlusu Ümit Börü, “Tüm bu yaşanan olumsuz durumun nedeni olarak 5199 sayılı kanunda yer alan maddelerde hayvanın bir can olarak değil de mal olarak görülmesidir. Hayvanlara işkence yapanlara para cezası verilmesi ödül niteliğindedir. Caydırıcı olması için hapis cezası verilmesi gereklidir. Bu konuyu gündeme taşımak için medyatik yüzlerin de katıldığı kampanyalar düzenlenmektedir. Bu kampanyalarla insanların dikkatlerini çekmeye çalışan hayvan severler, aynı zamanda hayvan haklarının genişletilmesi için imza da toplamaktadır. Toplanan imzalar TBMM’ye gönderilmekte ve yasanın kapsamının genişletilmesi için çaba harcanmaktadır” dedi.
HAYVANLAR HOBİ UĞRUNA ÖLDÜRÜLÜYOR
Hayvan hakları ile 21. yüzyılda tanışan Türkiye’de devletin bir taraftan hayvanların korunmasına ve barınmasına ilişkin çözümler ürettiğini, diğer taraftan da göçmen kuşların avlanmasın izin vererek ikilem içerisinde kaldığını söyleyen Ümit Börü, “Avcılığın spor olarak görüldüğü ülkemizde birçok hayvan hobi uğruna öldürülüyor. Doğal yaşamın bir unsuru olan bu göçmen kuşların öldürülmesi, evimize gelen misafiri öldürmekten farksızdır. Ateşli silahlarla kuşların öldürülmesi spor olarak görülmekte ve bu şekilde kuşların nesli tehlikeye atılmaktadır. İnsanların bu konuda bilinçsiz davranması ekolojik dengenin bozulmasına neden olmaktadır. Avcılık bana göre bir spor değil cinayettir” diye konuştu.
HAYVANLARI KORUMAK İÇİN ÇALIŞIYOR
Konya’da sokak hayvanlarına sahip çıkmak hayvan Ümit Börü’nün çabaları ile 1997 yılında Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından Türkiye’nin ilk hayvan barınağı açıldı. Yapılan açılışa dönemin Çevre ve Orman Bakanı Ziyaettin Toker’in de katıldığını belirten Ümit Börü, “Açılış töreninde hayvanların ihtiyaçlarının karşılanması için bir de özel araç tahsis edilmesi gerektiğini bildirmiştim. Daha sonra belediye tarafından araç tahsis edildi. Bu tarihte Türkiye de hayvan haklarından bile söz edilemezken açılan barınakta sokaktan toplanarak gözetim altına alınan yüzlerce sokak köpeğinin bakımları yapıldı. Hasta olan hayvanlar ise veteriner hekimlerce tedavi edildi” dedi. Hayvanlara ilk zamanlar yiyecek bulmakta sıkıntı yaşadıklarını söyleyen Ümit Börü, “2000 yılına kadar askeriyenin yemekleri ile hayvanları besledik, fakat hayvanların rahatsızlanmasıyla yemek yerine kuru ekmek vermeye başladık. O durumda da sıkıntılar olunca özel kuru mama yaptırmaya karar verdik” dedi.
HAYVANLARIN İHTİYAÇLARI KARŞILANIYOR
Hayvanların beslenmesi ve sağlıkları ile ilgili sorunların tamamen çözülmesi için valilikle bir protokol yaptıklarını söyleyen Börü, bu protokolle hayvanların tüm ihtiyaçlarının devlet ve belediyelerce karşılanmasına karar verildiğini söyledi. Ümit Börü, “Protokolün içeriğinde Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nin hazırladığı mamaları her ay sırası ile Büyükşehir, Karatay, Selçuklu, Meram Belediyeleri ve Valilik olmak üzere 5 yer hazırlatacak. Belediyeler barınaklarda çalışmak üzere işçi ve veteriner hekim verecek. Her yıl hayvanların aşıları ve tedavileri bunların içinde ameliyatları dahil olmak üzere belediyelerce yaptırılacak. 24 saat içinde her hangi bir ilçede hayvan doğuramazsa, hastaysa belediye o hayvana araç çıkaracak” dedi. Gerçekleştirdikleri bu protokolün Türkiye’de ki hayvan severler tarafından sevinçle karşılandığını söyleyen Börü “Protokolü birçok ilde bulunan hayvan hakları dernekleri istedi bende gönderdim. Bu protokol Türkiye için örnek teşkil ediyor ve bizim gibi bir sistem kurmak isteyen hayvan severlere model oluyor” diye konuştu.
ONLARA YAŞAM HAKKI TANIYIN
Yasa gereği hayvanların sürekli barınaklarda tutulamadığını ifade eden Konya Doğayı ve Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Ümit Börü, “Barınaklara gelen hayvanlar genel sağlık taramasından geçtikten sonra aşıları yapılarak pire tasmaları takılıp doğal ortamlarına bırakılıyor. Özellikle kısırlaştırılan hayvanlar saldırgan olma özelliklerini kaybediyor. Hayvanların kısırlaştırılmasını doğru bulmuyorum. Bu canlıların da üreme hakkı var. En azından bir kez doğurmuş hayvanların kısırlaştırılması gerekiyor” dedi. Şu an barınaklarında bin 200 hayvan ve 200’e yakın kedi olduğunu söyleyen Börü, “Kedilerimizin az olmasının nedeni ise bu hayvanlar sosyal varlıklar ve insanın olmadığı yerlerde yaşayamıyorlar. Çok hassas olan kediler barınaklarda çok iyi bakılmalarına rağmen zayıf hasta bir haldeler. Önlerine konulan yemekleri yemiyorlar. Kediler insanlarla beraber olmak onları görmek istiyor. Özellikle sahipleri tarafından barınağa bırakılan hayvanlar intihar ediyorlar, sahiplerini istiyorlar” dedi. Yazın parklara ve bahçelere suluklar koydurttuğunu anlatan Börü kışın ise çöp kenarlarına sakatat, ekmek ve yemek koydurtacağını söyledi. Ümit Börü, “İnsanların da bu konuda duyarlı olmasını istiyorum ve yapmış oldukları yemeklerin artıklarını poşetin içinde çöp kenarına bırakmaları onlara bir şey kaybettirmez. Hem israf olmaz hem de o hayvanlar karınlarını doyurur” dedi.
HERŞEYİN BAŞI EĞİTİM VE SEVGİ
33 yıllık eğitimci olan Ümit Börü, her şeyin eğitimden ve sevgiden geçtiğini söyledi. Hayvanlara önyargılı bakmanın onlardan uzaklaşılmasına neden olacağını ifade eden Börü, “Çocuklara hayvanla ve doğayla yaşamayı öğretmemiz gerekir. Sevgisiz ve eğitimsiz büyüyen çocuklar hayvanlardan daha tehlikeli olabilir. Ben hayvanlardan karşılıksız sevmeyi, hoşgörüyü, sadakati ve daha pek çok şeyi öğrendim” diyerek sözlerini tamamladı.
ELİF TOPTAŞ / NURGÜL YILMAZ
Konuyla ilgili görüş bildiren Konya Doğayı ve Hayvanları Koruma Derneği Başkanı ve Konya Hayvan Barınağı Sorumlusu Ümit Börü, “Tüm bu yaşanan olumsuz durumun nedeni olarak 5199 sayılı kanunda yer alan maddelerde hayvanın bir can olarak değil de mal olarak görülmesidir. Hayvanlara işkence yapanlara para cezası verilmesi ödül niteliğindedir. Caydırıcı olması için hapis cezası verilmesi gereklidir. Bu konuyu gündeme taşımak için medyatik yüzlerin de katıldığı kampanyalar düzenlenmektedir. Bu kampanyalarla insanların dikkatlerini çekmeye çalışan hayvan severler, aynı zamanda hayvan haklarının genişletilmesi için imza da toplamaktadır. Toplanan imzalar TBMM’ye gönderilmekte ve yasanın kapsamının genişletilmesi için çaba harcanmaktadır” dedi.
HAYVANLAR HOBİ UĞRUNA ÖLDÜRÜLÜYOR
Hayvan hakları ile 21. yüzyılda tanışan Türkiye’de devletin bir taraftan hayvanların korunmasına ve barınmasına ilişkin çözümler ürettiğini, diğer taraftan da göçmen kuşların avlanmasın izin vererek ikilem içerisinde kaldığını söyleyen Ümit Börü, “Avcılığın spor olarak görüldüğü ülkemizde birçok hayvan hobi uğruna öldürülüyor. Doğal yaşamın bir unsuru olan bu göçmen kuşların öldürülmesi, evimize gelen misafiri öldürmekten farksızdır. Ateşli silahlarla kuşların öldürülmesi spor olarak görülmekte ve bu şekilde kuşların nesli tehlikeye atılmaktadır. İnsanların bu konuda bilinçsiz davranması ekolojik dengenin bozulmasına neden olmaktadır. Avcılık bana göre bir spor değil cinayettir” diye konuştu.
HAYVANLARI KORUMAK İÇİN ÇALIŞIYOR
Konya’da sokak hayvanlarına sahip çıkmak hayvan Ümit Börü’nün çabaları ile 1997 yılında Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından Türkiye’nin ilk hayvan barınağı açıldı. Yapılan açılışa dönemin Çevre ve Orman Bakanı Ziyaettin Toker’in de katıldığını belirten Ümit Börü, “Açılış töreninde hayvanların ihtiyaçlarının karşılanması için bir de özel araç tahsis edilmesi gerektiğini bildirmiştim. Daha sonra belediye tarafından araç tahsis edildi. Bu tarihte Türkiye de hayvan haklarından bile söz edilemezken açılan barınakta sokaktan toplanarak gözetim altına alınan yüzlerce sokak köpeğinin bakımları yapıldı. Hasta olan hayvanlar ise veteriner hekimlerce tedavi edildi” dedi. Hayvanlara ilk zamanlar yiyecek bulmakta sıkıntı yaşadıklarını söyleyen Ümit Börü, “2000 yılına kadar askeriyenin yemekleri ile hayvanları besledik, fakat hayvanların rahatsızlanmasıyla yemek yerine kuru ekmek vermeye başladık. O durumda da sıkıntılar olunca özel kuru mama yaptırmaya karar verdik” dedi.
HAYVANLARIN İHTİYAÇLARI KARŞILANIYOR
Hayvanların beslenmesi ve sağlıkları ile ilgili sorunların tamamen çözülmesi için valilikle bir protokol yaptıklarını söyleyen Börü, bu protokolle hayvanların tüm ihtiyaçlarının devlet ve belediyelerce karşılanmasına karar verildiğini söyledi. Ümit Börü, “Protokolün içeriğinde Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nin hazırladığı mamaları her ay sırası ile Büyükşehir, Karatay, Selçuklu, Meram Belediyeleri ve Valilik olmak üzere 5 yer hazırlatacak. Belediyeler barınaklarda çalışmak üzere işçi ve veteriner hekim verecek. Her yıl hayvanların aşıları ve tedavileri bunların içinde ameliyatları dahil olmak üzere belediyelerce yaptırılacak. 24 saat içinde her hangi bir ilçede hayvan doğuramazsa, hastaysa belediye o hayvana araç çıkaracak” dedi. Gerçekleştirdikleri bu protokolün Türkiye’de ki hayvan severler tarafından sevinçle karşılandığını söyleyen Börü “Protokolü birçok ilde bulunan hayvan hakları dernekleri istedi bende gönderdim. Bu protokol Türkiye için örnek teşkil ediyor ve bizim gibi bir sistem kurmak isteyen hayvan severlere model oluyor” diye konuştu.
ONLARA YAŞAM HAKKI TANIYIN
Yasa gereği hayvanların sürekli barınaklarda tutulamadığını ifade eden Konya Doğayı ve Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Ümit Börü, “Barınaklara gelen hayvanlar genel sağlık taramasından geçtikten sonra aşıları yapılarak pire tasmaları takılıp doğal ortamlarına bırakılıyor. Özellikle kısırlaştırılan hayvanlar saldırgan olma özelliklerini kaybediyor. Hayvanların kısırlaştırılmasını doğru bulmuyorum. Bu canlıların da üreme hakkı var. En azından bir kez doğurmuş hayvanların kısırlaştırılması gerekiyor” dedi. Şu an barınaklarında bin 200 hayvan ve 200’e yakın kedi olduğunu söyleyen Börü, “Kedilerimizin az olmasının nedeni ise bu hayvanlar sosyal varlıklar ve insanın olmadığı yerlerde yaşayamıyorlar. Çok hassas olan kediler barınaklarda çok iyi bakılmalarına rağmen zayıf hasta bir haldeler. Önlerine konulan yemekleri yemiyorlar. Kediler insanlarla beraber olmak onları görmek istiyor. Özellikle sahipleri tarafından barınağa bırakılan hayvanlar intihar ediyorlar, sahiplerini istiyorlar” dedi. Yazın parklara ve bahçelere suluklar koydurttuğunu anlatan Börü kışın ise çöp kenarlarına sakatat, ekmek ve yemek koydurtacağını söyledi. Ümit Börü, “İnsanların da bu konuda duyarlı olmasını istiyorum ve yapmış oldukları yemeklerin artıklarını poşetin içinde çöp kenarına bırakmaları onlara bir şey kaybettirmez. Hem israf olmaz hem de o hayvanlar karınlarını doyurur” dedi.
HERŞEYİN BAŞI EĞİTİM VE SEVGİ
33 yıllık eğitimci olan Ümit Börü, her şeyin eğitimden ve sevgiden geçtiğini söyledi. Hayvanlara önyargılı bakmanın onlardan uzaklaşılmasına neden olacağını ifade eden Börü, “Çocuklara hayvanla ve doğayla yaşamayı öğretmemiz gerekir. Sevgisiz ve eğitimsiz büyüyen çocuklar hayvanlardan daha tehlikeli olabilir. Ben hayvanlardan karşılıksız sevmeyi, hoşgörüyü, sadakati ve daha pek çok şeyi öğrendim” diyerek sözlerini tamamladı.
ELİF TOPTAŞ / NURGÜL YILMAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.