Fabrikaya Dönüştürülen İbn-i Sin Camii İçin Önemli Karar
Diyarbakır’da tek parti döneminde satıldıktan sonra fabrikaya dönüştürüldüğü ortaya çıkan ve İbn-i Sin Camii olduğu belirtilen tarihi yapı, Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından ‘Birinci grup tarihi yapı olarak’ tescil edildi.
Diyarbakır’da tek parti döneminde satıldıktan sonra fabrikaya dönüştürüldüğü ortaya çıkan ve İbn-i Sin Camii olduğu belirtilen tarihi yapı, Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından ‘Birinci grup tarihi yapı olarak’ tescil edildi. Tarihi eserin ‘İbn-i Sin Camii’ olarak tescil edilmediği için karşı oy kullanan kurul üyesi Doç. Dr. İrfan Yıldız, “Bakanlık ya da vakıflar tarafından geliştirilecek bir projeyle tescillenen eserin eskiden olduğu gibi yine camiye dönüştürülebilecek.” dedi. Tarihi yapının durumunu kurula taşıyarak tescillenmesini sağlayan Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Haspolat ise kararın çok önemli olduğunu söyledi.
Diyarbakır’da aralarında İslam’ın büyük kumandanlarından Hz. Halid Bin Velid’in oğlu Hz. Süleyman’ın da aralarında bulunduğu 27 şehit sahabe kabrinin olduğu İçkale bölgesinde kentsel dönüşüm projesi uygulanıyor. Büyükşehir Belediyesi, TOKİ, Diyarbakır Valiliği ve Sur Belediyesi tarafından yürütülen bu dönüşüm süreci kapsamında yıktırılan bir çeltik fabrikasının İbn-Sin Camii olduğu belirtilen kemerli bir yapı sene başında ortaya çıkmıştı. Müze müdürlüğü yetkilileri eserin cami değil değirmen olduğunu rapor haline getirdi. Ancak bölgede inceleme yapan çok sayıda bilim adamı, sanat tarihçisi ve uzmanlar, eserin müzenin raporunun aksine cumhuriyet döneminde satılan İbn-i Sin Camii olduğunu belirtti. Diyarbakır’ın manevi değerleri üzerine çok sayıda eseri bulunan Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Kenan Haspolat da eserin yıkımının durdurulması için Diyarbakır Valiliği'ne başvurdu. Haspolat, tarihi yapının Diyarbakır'ın satılan ve yıktırılan yüzlerce eserden sadece biri olduğunu belirterek, korunması ve eski ihtişamına kavuşmasını gerektiğini başvurusunda hatırlattı.
Diyarbakır’la ilgili çalışmaları bulunan Fırat Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. İbrahim Yılmazçelik ise metruk yapının 19. yüzyıl Diyarbakır şehir planına göre İbn-i Sin Camii olduğunu tespit ettiklerini, 1733 tarihinden önce yapılan caminin 19. yüzyılda ibadete açık olduğunu ortaya koydu. Yılmazçelik, tarihi yapının değirmen olmadığını, 1836 tarihinde sübyan mektebine çevrilen caminin 1873 tarihinde Molla Bahri tarafından tamir ettirilerek tekrar ibadete açıldığı kaydetti.
İNCELEME TAMAMLANDI KEMERLİ YAPI OLARAK TESCİLLENDİ
Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Haspolat’ın başvurusu üzerine Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu ilk önce eserin tüm yönleriyle incelenmesi yönünde karar aldı. Detaylı inceleme kararında eserin harç analizleri yapıldı, Diyarbakır Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nden taşınmaza ait vakfiye istendi. Tapu Müdürlüğü'nden de tüm dönemlerine ait tapu bilgileri kurulu gönderilmesi istendi. Geçtiğimiz hafta karar için toplanan kurul, tarihi eseri ‘birinci grup yapı’ olarak tescilledi. Kararda, “Sur ilçesi Cevatpaşa Mahallesi’nde bulunan Hz. Süleyman Camii karşısında yer alan tapunun 33 ada 10 nolu parselinde kayıtlı kemerli yapı, ‘Korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı’ özelliği gösterdiğinden 2863 sayılı kanunun tespit ve tescil ile ilgili 7’nci maddesi uyarında birinci grup yapı olarak belirlenmesine karar verildi.” denildi. CİHAN
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.