Diziye konu olan kitaplar daha çok satıyor

Diziye konu olan kitaplar daha çok satıyor

Televizyon programlarının yayın akışında ayrı bir yeri vardır dizilerin.

Bazen binleri, bazen de onbinleri aynı saatte, aynı kanalda, tabiri uygunsa ekrana bağlayabiliyor. Son zamanlarda artık bir moda haline gelen bir yazarın kitabından uyarlanan dizi ya da film, izleyicinin yeni gözdesi olmuş gibi gözüküyor. Zira sahafçılarda en çok satan kitapları sorduğumuzda, 'konusu diziye uyarlanan kitaplar' cevabını alıyoruz.

Hayatımızda apayrı bir yeri vardır dizilerin. Aile içi sohbetlerin neredeyse yok olma noktasına geldiği, yine aile içi iletişimin hemen hemen zayıflama durumuna geldiği bir sonuçla karşı karşıyayız, bu son zamanlarda. Bunda da en önemli etken hanelerimizin baş köşesini tutan televizyonlar. E televizyon deyincede akla entrikalı, mafyalı, aşk ve ihtiras konulu diziler gelir. Televizyonda yayınlanan programlar aslında toplumun bir izdüşümüdür. Toplum talep eder, dizi ve film yapımcıları talebe uygun iş üretir. Son yıllarda bu iş üretimi, edebiyatta usta kalemlerin eserleri üzerine yoğunlaşılmış gözüküyor. Zira Şule Yüksel Şenler'in 'Huzur Sokağı', Orhan Kemâl'in 'Evlerden Biri' ve geçtiğimiz yıla damgasını vuran Halit Ziya Uşaklıgil'in 'Aşk-ı Memnu' adlı eseri. Bu eserlerin yeniden kurgusuyla birlikte, bir dizi – film şekline büründürülmeye çalışıldı. En son olarak da Türk Hikâyeciliği'nde ayrı bir tarz oluşturan Mustafa Kutlu'nun hikâye türünde eseri olan, Uzun Hikâye. Önümüzdeki günlerde kitap, yeni kurgusuyla vizyona taşınıyor. Hâl böyle olunca, zaten az okuyan bir toplum, görsele meylediyor. Ekranda gördüğü diziyi veya filmi beğenince de kitabı merak edip, bizzat yazarının dilinden okuma ihtiyacı hissediyor. Sırf izlediği dizinin güzel oluşundan dolayı.Biz de bu hususu merak edip Konya'da sahaflar çarşısı olarak bilinen Rampalı'ya gittik.

'OKUYUCU GERÇEĞİ ÖĞRENMEK İÇİN KİTABA YÖNELİYOR'

Okul sezonunun açılmasıyla birlikte Rampalı Sahaflar Çarşısı'nda işler bir hayli yoğun. Lise talebeleri, üniversite talebeleri kitapçıların önlerinde aradıkları kitapları sormaktalar. Kimisi okul için yardımcı ders kitabı bakmakta, kimisi de roman, hikâye tarzı kitaplar. Dükkanlardan birine girip, bir satış yetkilisine en çok satan kitapları sordum, verdiği cevap, 'Diziye konu olan kitapları son günlerde çok satıyoruz. Çünkü okuyucu televizyonda yeniden kurgulanmış bir dizi görüyor, hâlbuki olayların gerçek boyutunu görmek istiyor ve bu sebeple kitaplara yöneliyor. Ondan ötürü işlerimiz bugünlerde gayet iyi' diye konuşuyor. Türk ve Dünya Klasikleri'nin de çok rağbet gördüğünü kaydeden satış yetkilisi, genelde öğrencilerin, öğretmenlerinin tavsiyesi üzerine kitap almaya geldiklerini, 100 temel eserlerin çok sattığını ve belli başlı yazarların çokça tercih edildiğini ifade ediyor.Çokça rağbet gören yazarlara örnek de veren yetkili, "Meselâ İskender Pala, Ahmet Ümit, Elif Şafak, Nazan Bekiroğlu. Bu yazarlar ne çıkarırsa çıkarsın hemen alıcı bulduğunu" dile getiriyor.Kitap piyasasında rekabetin çok fazla olduğuna da değinen kitap evi yetkilisi, sözlerinin devamında şunları aktarıyor: "Fiyatlar eskiden ucuzdu. Şimdi aynı durum geçerli değil. Günde yüzde 5 kâr ediyoruz ama genel itibariyle bazen onu da kazanamıyoruz. Zaman oluyor bize gelen fiyata direkt müşteriye veriyoruz. Okuyucu fiyatların pahalı olduğundan dert yanıyor. Ama bu durum bizim elimizde olan bir şey değil. Şimdi kağıdın ham maddesi  petrol. Hükümet iki de bir petrole zam yaparsa fiyatlar uçup gidiyor. Kitap, oluşumundan bize hazır hale getirilene kadar bin bir emek isteyen bir süreç. Bu süreçte herkes kazanmak zorunda. Biz de kazanmalıyız ki zarar etmeyelim" Bir başka dükkan işletmecisi de fiyatların pahalı olmasına dikkat çekerek, vatandaşın bu durumdan mağdur olmaması için kitap kiralama yöntemini bulduklarını, bu şekilde hem müşterinin sıkıntıya girmemiş olduğunu, hem de kurum olarak hiç satamamak gibi bir olguyu ortadan kaldırdıklarını belirtiyor. Bir başka kitap evi yetkilisi de bu sene uygulamaya konulan 4 + 4 + 4 sistemine göre müfredata uygun kaynak olmadığına vurgu yaparak, "Yeni sistemin müfredatına gören henüz devlet tarafından bir kaynak kitap oluşturulmuş değil.Örneğin İmam Hatip'de okuyan bir çocuk geliyor, derse göre yardımcı kitap bakıyor bulamıyor, bu yüzden elimizde herhangi bir materyal yok" diyor. Velhâsıl, kitaplarda yaşanan tüm bu sıkıntılara rağmen, televizyonun pozitif yönde etkisini göz ardı etmemek lâzım. Tamam, bir takım olumsuz yönde etkileri var muhakkak. Ama her zaman bardağın dolu tarafından bakmakta yarar vardır.
Şimdi sorarım size, televizyonlar hanelerimizin baş köşesine gelip oturmasaydı 'usta kalem' olarak tabir ettiğimiz yazarların eserleri çok satar mıydı acaba?

MUSTAFA GÜZEY

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.