Derdi ve davası  Türk milletiydi

Derdi ve davası Türk milletiydi

Prof. Dr. Enderhan Karakoç, babası şair ve yazar Abdurrahim Karakoç için "Mesele Türk-İslam davası olunca, haksızlık olunca, bir mağduriyet olunca, insanların dile getiremediği, söyleyemediği, anlatamadığı ezilmişliğini şiirleriyle dile getirdi" dedi

Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Enderhan Karakoç, Türk halk edebiyatının en önemli seslerinden birisi olan şair ve yazar Abdurrahim Karakoç'un vefatının 10'uncu yılında Çorum Belediyesince Devlet Tiyatro Salonu'nda düzenlenen anma etkinliğinde babasını anlattı. Babasının şiirlerinde yazdığını gerçek hayatına da yansıttığını söyleyen Karakoç, şairin halktan hiç kopmadığını vurguladı.

Abdurrahim Karakoç'un iletişimin kısıtlı olduğu dönemlerde önemli başarılar elde ettiğine dikkati çeken Karakoç, "Bir kişinin tek başına mücadelesi, hiçbir şeyi yokken, medya araçları yokken kendisini tanıtması gerçekten kolay değil. 1950'li 60'lı yıllarda on binlerce kitabının satılması, sonra yüz binleri bulması anlamında baktığınızda, demek ki örnek alınacak bir insan. Demek ki gençler, bu sizin de yapabileceğiniz bir şey, yeter ki isteyin. Babam hep 'Keşke beni geçseler, benden daha iyileri çıksa' derdi" ifadelerini kullandı.
"BU MİLLET ABDURRAHİM KARAKOÇ'U SEVDİ, SAYDI"

Abdurrahim Karakoç'un, şiirlerindeki mesajların halka ulaşmasını önemsediğini belirten Karakoç, şunları dile getirdi: "Onu mutlu eden şeylerden biri, şiirlerdeki mesajların ulaşmasıydı. Ulaştı mı ? Çok şükür ulaştı. Kime ulaştı ? Herkese ulaştı. Tek bir kitleye ulaşmadı. Tüm Türkiye'deki farklı düşünce mensubu insanların da aldığı, yani bükemediği bileği öptükleri bir dünyada yaşıyoruz. Musa Eroğlu, İlyas Salman, Selda Bağcan'ın, Mahsun Kırmızıgül'ün fikir dünyaları çok başka. Onlar da aldı. Yani onlara bunu aldırabilmek çok özel, güzel bir şey. Bu millet Abdurrahim Karakoç'u sevdi, saydı."

MİHRİBAN'IN KİM OLDUĞU NOKTASINDA HİÇ KİMSENİN BİR BİLGİSİ YOK

Karakoç'un "Mihriban" şiirinin herkes tarafından bilindiğini ve "Mihriban"ın kim olduğunun merak edildiğini ifade eden Prof. Dr. Enderhan Karakoç, şöyle devam etti:
"Ben merak ettim, sordum. Hatta benim soramadığımı torununa, eşime sordurdum. Kimdir Mihriban? Herkes merak ediyor. Babama kim olduğunu sorduğumuzda 'Neden kişiyle ilgileniyorsunuz, kara kuru biriydi. Kısaydı, esmerdi, şuydu, buydu' diyordu. Önemli olan bu değil. Bunu da gizlemiyor babam zaten. Evlilikten önce biriyle olan, ailesi vermediği için olmayan bir şey. Bunu da şiire yansıtmış. İsmi Mihriban mı? Hayır, ismi Mihriban değil. Şiirlerde sembol olarak Mihriban ismi geçiyor. Onun dışında hiçbir şeyi biz dahil bilmiyoruz. Fakat yüzündeki tebessümü, gülümsemeyi insan görüyor. Demek ki kurtulamıyor. Bunun üzerinden çok arayışa geçildi. Bulmak istediler ama biz dahi bilmiyoruz. Burada özellikle söylüyorum, kim ne derse desin, Mihriban'ın kim olduğu noktasında hiç kimsenin bir bilgisi yok. Babamla yaşayan, babamla ömür geçiren rahmetli annemi kimse hatırlamaz. Görünmez kahramanlar vardır, şiire yansıyınca insanlar onu hatırlıyor, asıl vefakar, cefakar olan insanları maalesef unutabiliyoruz."

"DERDİ, DAVASI BU MİLLETTİ, İNSANLARDI"

Abdurrahim Karakoç'un halkın duygularına tercüman olduğunu vurgulayan Karakoç, "Mesele Türk-İslam davası olunca, haksızlık olunca, bir mağduriyet olunca, insanların dile getiremediği, söyleyemediği, anlatamadığı ezilmişliğini şiirleriyle dile getirdi. Bu nedenle insanlar Abdurrahim Karakoç'ta kendini buldu. Yazdığında, yaşantısında, her yönüyle samimiydi. Elli yaşında bir evi oldu, 'Burası da beni öldürür' dedi ve orada da vefat etti. Başka hiçbir şeyi yok. Eserleri dışında başka hiçbir dava gütmedi, şöhret peşinde koşmadı. Derdi, davası bu milletti, insanlardı." diye konuştu. Enderhan Karakoç, babasının vefatından önce vatan, Türk ve İslam düşmanları hariç herkese hakkını helal ettiğini sözlerine ekledi.
Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, konferansın ardından Prof. Dr. Enderhan Karakoç'a çiçek takdim etti.

10-2.jpg

AA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.