Buğday fiyatı 16 liranın altında açıklanırsa Konyalı çiftçinin selası okunacak

Türkiye’nin tahıl ve buğday ambarı olarak bilinen Konya Ovası alarm veriyor. Son yıllarda su kıtlığından fazlasıyla etkilenen ova, bu yıl da kurak bir kış geçirdi. Kuraklık ve maliyet baskısı altındaki üretici kan kaybetmeye başladı. Karatay Ziraat Odası Başkanı Rıfat Kavuneker, kuraklık ve maliyet baskısı altındaki üreticinin artık dayanacak gücü kalmadığını söyledi.

Yetkililer, Konya Ovası’nda bu boyutta bir kuraklığın en son 60 yıl önce yaşandığını ifade ediyor. Özellikle kıraç alanlarda buğday veriminin ciddi şekilde düşeceği belirtilirken, çiftçi belirsizlikten ve olası düşük taban fiyat açıklamasından endişeli. Rıfat Kavuneker, yaşanan kuraklık ve artan girdi maliyetleriyle ilgili merhabahaber.com'a özel açıklamalarda bulundu. Kavuneker, çiftçinin bu yıl yaşadığı kayıpların telafi edilmemesi durumunda tarımdan tamamen çekileceğini ifade etti.

‘KIRAÇ ALANLARA BİÇER GİRMEZ’

Kuraklığın etkisinin Konya Ovası'nda tüm çıplaklığıyla hissedildiğini belirten Kavuneker, kıraç arazilerde buğday veriminin son derece düşük olduğunu ve birçok tarlaya biçerdöver dahi giremeyeceğini söyledi. Başkan Kavuneker, “Kıraç alanlarda çoğuna biçer girmez. Girilen yerlerde de masrafını bile çıkarmaz çünkü yağışlar çok dengesizdi. Lokal yağışlar oldu, hiçbir yer bir diğerini tutmuyor. Aynı köyde bir parsel yağmur alırken, birkaç kilometre ötedeki tarlaya tek damla düşmedi. Bu durum verimi ciddi şekilde etkiledi” diye konuştu. Kavuneker, kuraklıkla birlikte don olayının da buğdayı olumsuz etkilediğine dikkat çekerek, “Bunun yanında bir de don yaşadık. Üç gün boyunca devam etti ve ekinlerimize büyük zarar verdi. Başak vermemiş, gelişimini tamamlayamamış çok sayıda tarla var. Bu da rekolte kaybını kaçınılmaz hale getiriyor” ifadelerini kullandı.

‘YİNE SPEKÜLATÖRLER KAZANACAK’

Rekolte kaybının kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Rıfat Kavuneker, sahadaki tabloya bakıldığında bu yıl verimde ciddi düşüşler yaşanacağını söyledi. "Sahadaki duruma bakarak rekolte kaybının en az yüzde 20 olacağını tahmin ediyoruz" diyen Kavuneker, bazı çevrelerin bu gerçeği bilinçli olarak görmezden geldiğini savundu. Kavuneker, “Bazı kaynaklar, Türkiye genelinde 20-22 milyon tonluk rekolte olacağını, herhangi bir kayıp yaşanmayacağını iddia ediyor. Oysa biz sahadayız, buğdayın başağını, gelişimini, toprağın nemini birebir takip ediyoruz. Gerçek tablo çok daha farklı. Ne yazık ki bu tür açıklamalarla algı oluşturulmak isteniyor. Ama biz burada bir oyun sezmekteyiz: Önce ‘rekolte yüksek’ denilerek fiyat baskılanacak, ardından gerçek ortaya çıktığında fiyat yükselecek ve aradaki farktan yine spekülatörler kazanacak. Kaybeden ise her zamanki gibi alın teriyle üreten çiftçi olacak” sözleriyle duruma tepki gösterdi.

BUĞDAYIN MALİYETİ 16.50 TL

Kavuneker, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) bu yıl açıklayacağı buğday alım fiyatını belirlerken sahadaki gerçek üretim maliyetlerini mutlaka esas alması gerektiğini vurguladı. Çiftçinin ağır ekonomik baskı altında üretim mücadelesi verdiğini söyleyen Kavuneker, "Bu seneki bizim sahadaki maliyetimiz 16 lira 50 kuruş. Eğer açıklanacak taban fiyat bunun altında olursa, çiftçinin selasını okumuş oluruz" dedi. Geçen yıl TMO’nun buğday fiyatını 9 bin 200 lira olarak açıkladığını, ancak üreticilerin piyasa koşulları nedeniyle genellikle daha düşük fiyatlara mahkum olduğunu belirten Kavuneker, “Geçen sene yüzde 12 zam yapıldı ama bu artış çiftçiye yansımadı. Çiftçi buğdayını çoğunlukla 8 bin 500 liraya satmak zorunda kaldı. Oysa ekmek fiyatları geçen yılın buğdayı ile yapılmasına rağmen yüzde 105 oranında arttı. Böyle bir dengesizlik ve adaletsizlik olabilir mi?” sözleriyle tepki gösterdi.

‘MAHSULLER HİÇ İÇ AÇICI DEĞİL’

Yağışların bölgesel farklılıklar gösterdiğini belirten Başkan Kavuneker, tarım politikalarının masa başında değil, sahada elde edilen verilerle şekillenmesi gerektiğini söyledi. Kavuneker, "Yağmur Konya’ya yağıyor deniliyor ama köyün bir tarafına yağıyor, diğer tarafına yağmıyor. Bu iş masa başında oturup karar vermekle olmaz. Tarım sahada yapılır" dedi. İklim koşullarının tarımsal üretim üzerindeki etkilerine dikkat çeken Kavuneker, kuraklık, don ve dolu gibi afetlerin rekolteyi büyük ölçüde etkilediğini belirtti. "Kuraklık, don, dolu… Allah bir rüzgâr verir, rekolte yüzde 30’a düşer. Yarın rahmet verir, yüzde 20’lik kayıp kapanır. Ama şu an sahadaki mahsuller hiç iç açıcı değil" diyerek tabloyu net bir şekilde ortaya koydu. Çiftçinin karşı karşıya kaldığı ekonomik baskılara da değinen Kavuneker, özellikle sulama maliyetlerinin üreticiyi zora soktuğunu vurguladı. "Çiftçi suyu hoyratça kullanıyor deniliyor ama adam elektrik parasını ödeyemiyor. Kimse keyfinden fazla sulama yapmaz. Çiftçi banka banka dolaşıp elektrik faturasını ödemeye çalışıyor. Herkes işin iç yüzünü görmeli" ifadelerini kullandı.

‘TMO SAHAYA İNSİN’

TMO’nun buğday alım fiyatını masa başında değil, sahadaki gerçek koşullara göre belirlemesi gerektiğini vurgulayan Kavuneker, “TMO, fiyat belirlerken çiftçiyle birebir görüşmeli, üreticinin sahadaki temsilcisi olan ziraat odalarıyla istişare etmelidir. Başka kurum ve kuruluşlardan değil, doğrudan sahadan bilgi almalı. Ancak o zaman gerçek maliyet ortaya çıkar” dedi. Karatay Ziraat Odası Başkanı Rıfat Kavuneker, devletin sadece fiyat açıklamakla yetinmemesi gerektiğini belirterek, “TMO’yu göreve davet ediyoruz. Sahaya insin, çiftçinin yanında olduğunu göstersin. Çiftçinin parasının en az yüzde 50’sini peşin versin, kalanını da 45 gün vadeyle ödesin. Eğer bizi yine tüccarın insafına bırakırlarsa, seneye bu tarlada çiftçiyi bulamazsınız” sözleriyle çağrısını yineledi.