Bir asır sonrasını düşünüyorsanız insan yetiştirin

Bir asır sonrasını düşünüyorsanız insan yetiştirin

‘Şehre Hizmet Edenler’ başlıklı Ramazan serimizin bugünkü konuğu İrşad Vakfı oldu. İrşad Vakfı Başkanı Ali Galip Doğan, “Eğer bir asır sonra verim almak istiyorsanız bir gençlik yetiştirin” dedi 

Konya’da eğitim çalışmaları ve gençlere yönelik faaliyetleri ile bilinen İrşad Vakfı, Şehre Hizmet Edenler serimizin bugünkü konuğu oldu. İrşad Vakfı Başkanı Ali Galip Doğan, Temel hedefimiz imanlı bir gençlik, inançlı bir gençlik. Nitekim şu an burs verdiğimiz 180 tane öğrencimiz var. Bu bursları karşılıksız veriyoruz. Bunun yanında öğrenci evlerimiz var. Bu öğrenci evlerinde Dünyanın dört bir yanından ülkemize okumak için gelen öğrenciler kalıyor. Tanzanya gibi ülkelerde kurban kesip dağıtıyoruz. Belli Afrika ülkelerinde Kur'an-ı Kerim dağıtımlarımız oluyor” şeklinde konuştu. 

ÖĞRENCİLERE KARŞILIKSIZ BURS VERİYORUZ

**İrşad Vakfı’nın kuruluş sürecinden ve çalışmalarından bahseder misiniz?

-1976 yılında gençliğe hizmet amacı ile İrşad Derneği’ni kurduk. İhtilal olunca bizi kapattılar. Dernek yöneticileri olarak bizi de hapse attılar. Bize ‘Siz kimsiniz de gençliğe hizmet ediyorsunuz’ diyerek ağır işkenceler yaptılar. Biz de gençlik çalışmaları yapmama sözü verdik. Ardından bizi serbest bıraktılar. O gün Allah'a bir söz verdim. Dedim ki ne olursa olsun ben gençler için çalışmalar yapacağım. Derneğimizi daha sonra vakfa çevirdik. O günden beri de çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz. İrşad Vakfı olarak aslında çalışmalarımızı şu amaçla yapıyoruz: Eğer 1 yıl sonra verim istiyorsan buğday ek, 10 yıl sonra verim istiyorsan elma dik, yok eğer bir asır sonra verim almak istiyorsan bir gençlik yetiştir. İşte biz bu prensip üzerine gidiyoruz. Temel hedefimiz imanlı bir gençlik, inançlı bir gençlik. Nitekim şu an burs verdiğimiz 180 tane öğrencimiz var. Bu bursları karşılıksız veriyoruz. Bunun yanında öğrenci evlerimiz var. Bu öğrenci evlerinde Dünyanın dört bir yanından ülkemize okumak için gelen öğrenciler kalıyor. Tanzanya gibi ülkelerde kurban kesip dağıtıyoruz. Belli Afrika ülkelerinde Kur'an-ı Kerim dağıtımlarımız oluyor. Öğrencilerimizle haftada bir gün sohbet yapıyoruz. Aylık sohbetlerimiz de var. Gençlerin okullarda bulamadıkları manevi eğitimi ve manevi gıdayı sohbetlerimizde vermek istiyoruz. Bu çalışmalara ek olarak başka yardımlarımız da var. Zaman zaman vakfımıza gelen ihtiyaç sahiplerine de yardım ediyoruz. Ayakkabı, elbise gibi yardımlarda bulunuyoruz. Yurtdışında da yardım faaliyetleri yapıyoruz. Mesela Afganistan'da 155 tane engelli aracı dağıttık. Bize emanet edilen bu bağışları bizzat kendi ellerimizle ihtiyaç noktalarına ulaştırıyoruz. Ramazan ayına özel de çalışmalarımız var. Öğrencilerimize iftar yemekleri veriyoruz. Öğrenci evlerimizde iftar programları düzenliyoruz. Hatta yurtdışında iftar sofraları da düzenliyoruz. Tanzanya gibi ülkelerde iftar sofrası kuruyoruz. 

img-3850.jpg

ZEKÂT VE BAĞIŞI BİRBİRİNDEN AYRI TUTARIZ

**Vakıf gelirlerinizi nasıl sağlıyorsunuz?

-Öncelikle şu noktayı vurgulamak istiyorum. Biz yardımlarımızı belediyelerden ve devletten tek bir kuruş almadan yapıyoruz. Tamamen bağışçılarımızın destekleri ile çalışıyoruz. Yine biz köyleri gezeriz. Harman zamanı öşür alırız köylülerden. Şehir merkezinde Ramazan ayında esnaflarımızı gezeriz. Her ay üye aidatlarımız var onlardan destek toplarız. Yine birçok insan buraya kadar gelir zekâtını verir. Zekâtları zekât fonuna, bağışları bağış fonuna aktarırız.  Kesinlikle bağışı ve zekâtı birbirine karıştırmayız. Bankada zekât ve bağış için ayrı hesaplarımız var. Diyelim ki bağış hesabında paramız kalmadı zekât hesabında paramız var. Biz de şöyle yaparız; zekât hesabından mesela bin TL alırız ve bağış hesabına aktarırız. Daha sonra bağış hesabına bin TL geldiğinde o bin TL'yi zekât hesabına tekrar geri aktarırız. Mesela vakıf binamızı biz satın aldık. Bu işi bağışlarımızla yaptık zekâtla değil. 

GENÇLİĞİMİZE SAHİP ÇIKMALIYIZ

**İrşad Vakfı olarak eğitim çalışmalarınız hakkında neler söylersiniz?

-İrşad Vakfı olarak kız Kur'an kursumuz var. Pandemiden dolayı faaliyetlerine ara verdik. Halen de açamadık. İnşallah kursumuz en kısa sürede çalışmalarına devam edecek. İlahiyat okuyan talebelere yönelik hafızlık eğitimi veriyoruz. Dediğimiz gibi bu gençlik bizim gençliğimiz. Sahip çıkmamız lazım. Bugün Türkiye şartlarında size acıklı bir rakam vereceğim. Toplumumuzda inançsız gençlik oranı bugün yüzde 17. Ve bu sayı her geçen gün artıyor. Sormak istiyorum nereye gidiyoruz? Gençliğimize sahip çıkmamız lazım. Bugün ne yazık ki okullarda manevi olarak bir şey verilmiyor. İşte biz manevi eğitimi yurtlarımızla, evlerimizle sağlıyoruz. Gençlerimizin ihtiyaç duyduğu manevi duygulara ve manevi derslere sohbetlerimiz ile destek veriyoruz. Diyanet'in gençlere yönelik son dönemlerde çalışmaları var ama yetersiz kalıyor. Biz hiç olmazsa burs verdiğimiz öğrencilere sohbetler yapıyoruz. 

img-3847.jpg

İNANIYORUM Kİ AMEL DEFTERİMİZ KAPANMAYACAK

**Vakıf çalışmaları içerisinde izi etkileyen olaylardan aktarmak istediğiniz var mı?

Bir gün vakfımıza iki tane kız geldi. Kızlar yabancı. Baktım Hristiyan’a benziyorlar. Fakat bizim bir prensibimiz var. Buraya gelenlere sormayız hangi mezheptensin hangi meşreptensin diye. Neyse gelen bu iki kıza biz burs verdik. Sonuçta İslam'da müellefe-i kulub var. Kalpleri İslam’a ısındırma maddesi. Bu olaydan 4-5 ay sonra da burs verdiğimiz talebelerle birlikte Ilgın'a pikniğe gittik. Pikniğe o iki kız da geldi. Yanlarına çağırdılar beni. Dediler ki hocam biz Hristiyan’dık. Sohbetlere geldik, etkilendik ve Müslüman olduk. Allah sizden razı olsun. Siz bizi ayırt etmediniz. Bakınız işte bu bizim için en güzel duygudur. Yine bir gün vakfımıza Bingöl’den Konya’ya gelen 5 genç geldi. Biz bu gençlere kapımızı açtık, tüm üniversite hayatları boyunca burs verdik. Bu gençlerden öğretmen olan, polis olan gençler oldu. Hatta öyle ki bundan 2 yıl önce Mardin Midyat'a gittim bir program için. Programı dinleyenlerden birisi yanıma geldi. Elimi öptü. Hocam dedi beni tanıdınız mı? Yanında ailesi de var. Tanıyamadım genci ilk başta. Dedi ki hocam sizden Allah razı olsun. Eğer İrşad Vakfı olmasaydı bugünlere gelemezdik. Sizden aldığımız ışığı biz de kendi öğrencilerimize anlatıyoruz. Meğerse o gün Bingöl’den gelen gençlerin arasından bir gençmiş. Öğretmen olmuş Mardin’de. Bu olayı görünce duygulandım ve aklıma bir hadis-i şerif geldi. Nitekim Peygamberimiz amel defteri kapanmayacak 3 kişiden bahsediyor. Bir talebe yetiştiren kişinin de amel defteri bunlardan biri. İşte biz bu çalışmaları bunun için yapıyoruz. Biz inanıyoruz ki bizim de amel defterimiz kapanmayacak. Özellikle bize müracaat eden gençlere diyoruz ki bakın siz de yarın mezun olduğunuzda gençlerin elinden tutacaksınız, onlara İslam'ı öğreteceksiniz. Ben namazıma orucuma pek güvenmiyorum da acaba bu çalışmalarımızdan Allah'ın rızasını kazanabilir miyiz diye umut ediyorum. 78 yaşındayım, anjiyo olalı 2 ay oldu. Büyük bir kalp ameliyatı geçirdim. Buna rağmen geliyorum vakıf çalışmalarına katılıyorum. Televizyona çıkıyorum program yapıyorum. Gazetede köşe yazısı yazıyorum. Birçok çalışma yapıyorum. Bu da bir cihat nihayetinde. Biz bunu Erbakan Hoca'dan öğrendik. O, o yaşına gelmişti boş durmuyordu. Bakınız hasta bir şekilde Meram Tıp'ta yatıyorum. O dönem çok da yakınımı kaybettim virüsten. Tanzanya'daki öğrenciler toplanmışlar dua ediyorlardı benim için. Birisini Ravza’ya gitmiş orada dua ediyor. Ben dualarla ayakta kaldım, dualarla ayakta kalıyorum.

sam-0779.jpg 

ORUÇ BİZİ TUTMALI

**Son olarak sizce insanlar Ramazan ayını nasıl değerlendirmeli?

Müslüman Ramazan ayını boş geçirmemeli. Edebiyat kelimesi vardır hani. Edepten gelir. Edeb kelimesinin harfleri nedir? Eline, beline, diline hâkim ol. İşte Ramazan tam da budur. İşte oruçlu bir insan eline, beline ve diline hâkim olandır. Esasen biz orucu değil, oruç bizi tutmalı. Yine Efendimiz buyuruyor 3 türlü oruç vardır diye. Bir avamın orucu; sadece aç kalır. Mesela trafiğe çıkıyorsun adam oruçlu iftara yetişeceğim diyor, önüne gelene küfrediyor, bağırıp çağırıyor. Bu nasıl oruç. Demek ki sadece aç kalmak bir fayda sağlamıyor. İki âlimlerin orucu; kendine hâkim oluyor, ibadetler yapıyor. Bir de Salihlerin, evliyaların orucu var ki bütün uzuvları oruçlu oluyor. Şimdi bizim şunu yapmamız lazım. Oruca niyet ettik mi kendimize sahip olacağız. Son olarak da şunu belirtmek istiyorum: Bana sorarsanız evliya kimdir diye bu kadar harama, bu kadar günaha rağmen kendini koruyan Müslüman genç olarak cevap veririm. Müslüman genç işte bu çağın evliyasıdır. Biz kardeşlerimizden de şunu istiyoruz. Daha çok öğrenciye ulaşmamız için, burs verdiğimiz talebelerin sayısının artması için vakfımıza destek olsunlar.

EYYÜB KARAKUZU

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum