Ayşe Yavuz: Okul Yolu Cennet Yolu 

Ayşe Yavuz: Okul Yolu Cennet Yolu 

Siyasi Partilerin Konya’daki İl Başkan Yardımcıları; siyasi görüşlerini, fikirlerini, şehrin sorunlarını ve çözüm önerilerini Merhaba Gazetesi “Siyasetin Nabzı” sayfaları için kaleme aldı.

İYİ Parti Konya İl Başkan Yardımcısı Ayşe Yavuz

Okul Yolu Cennet Yolu 

Dün mahallemdeki ilk okulunun yanından geçiyordum. Koronadan sonra okullarımız ;Uzun bir sessizlik sonrası çocuklarımızın sesleri ile hayat buldu. Sınıflardan alkış sesleri, kahkalar yüksliyordu. Ohh dedim. İşte hayat bu dedim. Bahçede bir gurup öğrenci yerlere oturmuşlar, betona defterlerini açmışlar kendilerinden geçmişti. Bahçe duvarına yaklaştım

_heyy! Gençlik hayırlı bir öğretim yılı dileim dedim. Öyle dalmışlardı ki, bir kaçı başını kaldırıp kafa salladı. Ve arkadaşları ile sohbete devam etti.

Bu ayrılık tüm öğrencilerin sevgililerine kavuşması gibiydi.

Nöbetçi öğretmen çocuklarla konuştuğumu görünce, koruma iç güdüsü ile duvarın yanına geldi.

Nede olsa kötü bir zamanda yaşıyorduk. Güvensizlik ortamında kimin ne için yaklaştığını bilemezdi. Ahh dedim …Konyamızı bilenler gözlerinin önüne getirecektir.19 Mayıs İlkokulu ve Meram yeni yolun eski adı ile “ Battı çıktı” arasının mesafesini ,insanlar şimdilerde ya taksiye binerler ya da dolmuşu kullanırlar.Ben ve kardeşlerim tam olarak km bilemesemde Battı çıktıdan gedavet parkına oradan alaaddin tepesine eski rektörlüğün sokağından şems Türbesinin karşısında bulunan 19 Mayısa varacaksınız.Yazın sıcağında ,kışın soğuğunda yürüyerek okula ulaşacaksınız.Korkmadan ,kimsenin kötülük yapacağını düşünmeden gönül rahatlığı ile çocuklarınızı göndereceksiniz.Bizler güven içerisinde büyüdük,servisler olmadan,başımıza bir iş gelecek kaygısı taşımadan.arkadaşlarımızla güle oynaya okulun yolunu tutardık.Ne büyük nimetmiş diyorum şimdilerde.. Şimdi ise aynı mahallede olsalarda anneler, babalar çocuklarını okul kapısına getirip götürüyorlar. Çocukların kalabalığı yetmiyormuş gibi öğretmenler birde ailelerinin kalabalığı ile uğraşıyorlar.Adliyelerde cinsel istismarlarla dolu davalar aklıma gelince içim acıdı.Mahallemizde bakkallarımızın sebze ve meyvelerinin üzerini örtüp gittiği günlerden ,kapılarımıza kaç kilit takarak güvenliğimizi sağlamaya çalıştığımız bu günleri düşününce İçim acıdı.Okuldaki çocukların mahsun ,temiz,mutluluk dolu halini görünce onları koruyamamanın ezikliğini yaşadım.

Beni görüp Yaklaşan öğretmenimize

_hayırlı eğitimler diledim.

Sağolun dedi ama iç çekerek

Dertliydi öğretmenim. Takmış olduğu maskeyi göstererek

Tek korumamız bu ve kolonya dedi.

40 kişilik sınıflarda çocuklarımızı ve kendimizi bu korona belasından  nasıl koruyacaksak diye de ilave etti.

Eğitim çok önemli elbet ya çocuklarımızı koruyamazsak...

Dedi... Belki dediğine pişman oldu...

Yerde oturan öğrencileri gösterdi

Ben sormadan bu ilk gün bu sınıfın öğretmeni koranada pozitif çıktı. VE her öğretmenin yaptığı gibi sorgulayamadan,görüş beyanından yoksun amirlerinin ülkenin yönettiği uyguladığı plana ,görüşlerine itaati ile Boynunu büktü ve çocukların yanına doğru yürüdü.

Haklıydı sınıflar ,kalabalık,ve insanlar iç içe olacaklardı.

Yol boyunca etrafıma baktım her mahallede çok yakın camilerin minarelerini görüyordum. 10 kişi bile cemaati olmayan camilerimiz.Vakit namazlarında 10-15 kişiye ve yaş ortalaması 50 ve üzerine ibadet hizmeti veren camiler.

Bu hayır sever insanlar neden hep cami yaptırmak isterler diye düşündüm. Cenneti istediklerinden olsa gerek.Ve övündüğümüz ecdadımızın yaptıkları aklıma geldi.Osmanlıda yapılan her caminin yanında mutlaka eğitim külliyesi,bu günkü adı ile okul,hamam ve cami 3 bir arada yapılırdı.Cami ,okul ve hamam…Ne güzel bir hayır değil mi ?Neden dedim hayır severlerimiz bu hayırı sadece cami olarak düşünüyorlar.3 ünü bir arada yapsalar daha makbule geçmezmiydi.Her mahallenin okulu olsa,servislerle değil,yürüyerek okullarına gitseler,anneler hemen çocuklarına ulaşabilseler.Özel okullarda değil devlet okullarında aynı mahallenin çocukları,fakiri,zengini,köylüsü,kentlisi aynı eşit şartlarda güven ve kaliteli çağımıza uygun okullarda okusalar daha güzel olmazmıydı diye düşünmeden edemedim.

Güvenli,barış içinde,kardeşçe yaşanacak bir toplum istiyorsak çocuklarımızın kaliteli,spor, sanat öğrenebildiği ,zenginin,fakirin çocuklarının aynı eşit şartlarda aynı sıralarda okuduğu sınıf öğrenci sayılarının makul düzeye indirildiği mahalle okullarının çoğalmasından geçmektedir. Cocuklarına ve gençlerine yatırım yapmayan toplumlar gelecek için sağlıklı bir  bir toplum oluşturamazlar.

Umuyor ve diliyorum ki yeni eğitim öğretim yılının çocuklarımız için önce sağlıklı geçmesini korana hastalığından uzakta sağlıkla bir yıl geçirmesini diliyorum. Cenneti kazanmanın yolunun yalnız cami yaptırmakta değil okul yaptırmaktan da geçtiğini bu gün daha iyi anlamış oluyorum.Ve mutlulukla ilgili bir şiirimi sizlerle paylaşmak istiyorum.Mutluluklara uyanmak dileğimle….

 

BUGÜN MUTLU UYANDIM

Bugün mutlu uyandım.

Güneş farklı doğdu;

Kuşların sesi,

Çiçeklerin görüntüsü, Daha güzeldi.

Çocukların okuldaki gürültüsü,

Kedilerin miyavlaması,

İnsanların mutlu gülüşleri;

Umutlu bakışları,

Sanki doğa haykırıyordu,

Mutluyuz, mutluyuz…

 

Oysa eylül gelmişti.

“Hazan mevsimi”di adı.

Kurumuş yapraklar dahi Bir ilham kaynağıydı.

Solmaya yüz tutmuş güller,

Baharda görüşürüz diyerek el sallıyordu.

Elveda ya da ayrılık değildi bu.

Bir vaz geçiş, bir tükenmişlik hiç değil.

Vuslata ermenin vazgeçmişliği idi.

Yeniden doğmanın tadına varabilmek…

Sessiz bir bekleyişin,

Baharda çığlık çığlığa yeniden kavuşabilmenin,

Aşığın maşukuna kavuşmasının serüveniydi…

Bugün mutlulukla uyandım.

Güneş yavaş yavaş yükselirken şafakta…

Ben mutluluğa uyandım,

Konya, 7 Eylül 2021

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.