Avukatlar arasında siyasi farklılık derinleşir!

Konya Barosu, AK Parti'nin hayata geçirmeye çalıştığı çoklu baro sistemine Adliye önünde yüzlerce avukatın da katılımıyla yaptığı açıklamayla tepki gösterdi. Basın açıklamasına Konya Baro Başkanı Av. Mustafa Aladağ'ın yanı sıra; Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Konya İl Başkanı Av. Barış Bektaş, İYİ Parti Konya İl Başkanı Av. Gökhan Tozoğlu, eski baro başkanları ve çok sayıda avukat katıldı.

İDEOLOJİK GÖRÜŞ FARKLILIKLARI DERİNLEŞİR

Konya Baro Başkanı Av. Mustafa Aladağ, Konya Barosu olarak TBMM Başkanlığına sunulan çoklu baro oluşumuna izin veren kanun değişikliğine karşı olduklarını dile getirdi. Aladağ, tasarının kanunlaşması halinde meslekleri açısında telafisi mümkün olmayacak zararların ortaya çıkacağını ifade etti. “Yine baro başkanlığımız tarafından tarafından yapılan iki ayrı açıklamayla teklifin yasalaşması halinde doğacak sorunlara dikkat çekilmiş bu sorunların avukatlık mesleğinin icrasını imkânsız hale getireceği bir kez daha vurgulanmıştır” diyen Konya Baro Başkanı Av. Mustafa Aladağ, “Teklifin yasalaşması ve illerde birden fazla baro yapılanmasına izin verilmesi halinde başta meslektaş dayanışması olmak üzere disiplin, staj, adli yardım, CMK gibi uygulamalarda çözümü mümkün olmayan sorunların doğacağı tartışmasızdır. Birden fazla baronun varlığı meslektaşlarımızın ayrıştırıp ötekileştirdiği gibi var olan siyasi ve ideolojik görüş farklılıklarını derinleştirir. Ayrıca devletin temeli olan adaletin tesisinde önemli bir role sahip adil yargılamanın yılmaz bekçileri olan biz avukatları önemsiz ve değersiz hale getirir” şeklinde konuştu.

SAVUNMANIN KALESİNİ YIKMAYIN!

Bu bölünmenin ve çoklu baro fikrinin uygulanmasının baroların siyasallaşmasına ve siyasete alet olmasına sebep olacağından kaygı duyduklarını aktaran Aladağ, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yapılmak istenen değişikliklerin avukatlar veya barolardan daha çok vatandaşları ilgilendireceği, adliyelerde hak arayan, hakkındaki isnattan dolayı yargılanan insanların savunma ve adalete erişim hakkını kısıtlayacağı hatta ortadan kaldıracağı bilinmelidir. Savunma hakkının ancak özgür ve korkusuz avukatlar eliyle sağlanabileceği, avukatların özgürlüklerinin garantörünün ise kimseden emir ve talimat almayan; bağımsız, tarafsız, özgür ve güçlü barolar olduğu açıktır. Avukat, ancak bağımsız, özgür ve güçlü bir baroya mensup olmakla kamu gücü karşısında başı dik ve korkusuzca adalet arar ve bireylerin hakkını savunur. Güçlü ve bağımsız bir baronun avukata sağladığı destek aslında mağdur, mazlum, hakkı elinden alınmış insanları korumak ve kollamak içindir. Avukatı bu güçten bu himayeden mahrum etmek aslında hak arayan ancak bunun için gereken gücü ve cesareti kendinde bulamayan bireyin mahrum edilmesidir. Barolar, savunmanın 150 yıllık kaleleridir. Barolar, avukatların sesi ve soluğudur. Barolar, hak arama hürriyetinin merkezidir. Barolar, hakkını arayan her vatandaşın başvurduğu ilk adrestir. Baroları bölerseniz savunmanın kalesini yıkarsınız. Baroları bölerseniz avukatın sesini soluğunu kesersiniz. Baroları bölerseniz hakkını arayan vatandaşın önünü kesersiniz. Baroları bölerseniz ortada ne avukat ne savunma ne de adalet kalır.”

SALİH ACIBADEM