Aslanlı Kışla Camii'nde tadilat sürüyor

Aslanlı Kışla Camii'nde tadilat sürüyor

Aslanlı Kışla Camii'nde başlayan restorasyon çalışmaları hızla ilerliyor

Ahşap olma özelliği ile bilinen caminin başına gelmeyen kalmadı. Belli dönemlerde bu ülkedeki halkları İslamiyet'ten uzak tutmak için çalışmalar yapıldı. Bunlardan bir tanesini de Kışla Camii'de yaptılar. Tarih kitaplarından edinilen bilgiye göre, bin 800'lü yılların başında yapılan Kışla Camii'nin, 1934'te ahşap minaresi kesiliyor. 1950'li yıllara kadar da cami ot deposu olarak kullanılıyor. Cami Mustafa Özkafa'nın Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde, askeriyeye başka yer verilip de, askeriyenin taşınması sonrasında tekrar ibadete açılıyor. Caminin en büyük ve hayran bırakan özelliklerinden bir tanesi de Beyşehir'de bulunan Eşrefoğlu Camii'nde olduğu gibi ahşap işlemeciliğinin bulunması. Caminin kesilen minaresi, ahşap olarak yeniden yapılmış durumda. Caminin içerisinde ise başlatılan tadilatlar devam ediyor.
MİNAREYİ TESTERE İLE KESTİLER
Bu girişten sonra Aslanlı Kışla Camii'nin, ahşaptan yapılmış olan minaresinin nasıl kesildiğini Konya'nın manevi mimarlarından Ali Ulvi Kurucu Hocaefedi, hatıralarında anlatır. Ali Ulvi Kurucu, eserinde caminin minaresinin kesilmesini şöyle dile getirir: “Dolav Mahallesi’nin yanındaki Aslanlı Kışla'da büyük bir cami vardı. Kışladaki askerler eskiden burada beş vakit ezan okuyup namazlarını kılarlarmış. Dedemin cami ot deposu yapıldığı sırada, bu camiyi de aynı şekilde boşaltıp depo yapmışlar. Aslanlı Kışla Camii'nin şerefesinden yukarı ahşap güzel bir minaresi vardı. 'Yahu Allah sonumuzu hayır etsin. Üzüntüsüz günümüz geçmez oldu. Olan yalnız bizim caminin başına değilmiş kışlanın camiine de ot doldurulacakmış' Dedem Hacı Veyis Efendi faciayı şöyle anlattı: 'Kuşluk vakti camiden çıkmış eve gelmek üzereydim. Kışlaya yakın evlerin pencerelerine ve damlarına çıkmış kadınlar gördüm. Bir feryat ü figandır gidiyordu. Nedir bu acaba? Diye kışlaya doğru yürüdüm Kadınlar ağlıyor feryat ediyorlardı. Beni görünce imdada çağırır gibi 'Hocam minareyi kesiyorlar. Yetiş hocam minareyi kesiyorlar' diye seslerini yükselttiler.İlerleyince gördüm ki bir bıçkı getirmişler, askerler iki tarafından itip çekerek onunla minareyi kesiyorlar. Dayanamadım şöyle dedim: 'Allah’ım keşke minare yerine beni kesseydiler. Minaresiz mabet, namazsız insanlar, namazsız millet. Allah'ım senin ismi celalinin Habip’in Muhammed Mustafa'nın anılacağı, tevhidin ilan edileceği şu minare, Müslümanları Allah'ın birliğine ruh birliğine, din birliğine, peygamber birliğine, kıble birliğine kitap ve mihrap birliğine, vahdete çağıracak olan şu minare kesileceğine ben kesileydim. Şu minare doğranacağına ben doğranaydım.' Bıçkının sesini işittikçe Hz. Zekeriya kesiliyor sandım bana çok dokundu. O gün dedemin büyük üzüntü çektiği çok hazin bir gündü.”
MUSTAFA ÖZÇELİK

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.