Aileyi çökerten yapı: Kumar bağımlılığı
Evlerin içerisindeki mutlu, huzurlu aile yapısını bozmaya yol açan kumar bağımlılığı istatistiklere göre özellikle genç ve orta yaş bireylerinde görüldüğü öğrenildi. Kumar bağımlılığının çözümünün ne olduğuyla ve kumar bağımlılığından korunma yönteminin ne olduğuyla alakalı İlahiyatçı Prof. Dr. Ali Akpınar ve Psikolog Sema Kavak, Merhaba Gazetesine görüşlerini bildirdi.
‘İSLAM DİNİ TOPLUMUN AHLAKINI VE HUZURUNU BOZACAK HER TÜRLÜ KÖTÜ İŞİ YASAKLAMIŞTIR’
Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde Öğretim Görevlisi olan Prof. Dr. Ali Akpınar, kumarın haram olduğunun Kur’an-ı Kerimde net bir şekilde belirtildiğinin altını çizdi. Ayetlerin indiği dönemlerde de değişik şekillerde kumar oyunlarının yaygın olduğunu ifade eden İlahiyatçı Prof. Dr. Ali Akpınar, “Kur’an-ı Kerimin Maide suresi 90. Ayetinde Allah, içki, kumar, şans oyunları ve fal okları şeytan işi pis işlerdir. Onlardan vazgeçin ki kurtuluşa eresiniz. Diyerek net bir biçimde haram olduğunu belirtmiştir. Yine Hz. Peygamberin de Buhari gibi hadis kitaplarında kumarın haram kıldığı yazıyor. İslam dini toplumun ahlakını ve huzurunu bozacak her türlü kötü işi yasaklamıştır” şeklinde konuştu.
HUZUR VE SAADET YANIZCA İMANDADIR
Kumarın hak etmeden, emek vermeden, terlemeden birilerinin emeğine konma olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ali Akpınar, kumarın bir başkasının malını gasp etmek olduğunu ve helal olanın insanın kendi emeğini yemesi olduğunu kaydetti. Allah’a ve ahiret gününe inanan her bir kimsenin kumar oynamaması ve uzak durması gerektiğinin altını çizen Ali Akpınar, “Helal lokma insanın hem kendi ve çocuklarının kişiliğinin oluşmasında son derece önemlidir. Eğer ki helal lokmaya dikkat edilmezse kişi hem kendi kişiliğini hem de çocuklarının kişiliğini bozar” ifadelerini kullandı. Kumarın diğer günahlar gibi olmadığını işleyen kişinin yakınlarına da sirayet eden bir günah olduğunu belirten Akpınar, “Her şeyden önce bu yaratıcıya başkaldırmadır” dedi. Kumar bataklığına düşen bir gencin kurtuluşunun imanda olduğunu ifade eden Prof. Dr. Akpınar sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Kişi, İmanını kuvvetlendirecek davranışlarda bulunursa ilmen kendini geliştirir rabbine bağlanırsa o zaman bu kumar bataklığını bırakır. Huzur ve saadet yalnızca imandadır.”
‘LEZZET GİBİDİR ANCAK İNSANI MAHVEDEN BİR DURUMDUR’
Kumar bağımlılığının yalnızca bireyin değil aynı zamanda bireyin içinde bulunduğu sosyal çevrenin ve toplumun tamamının da etkilendiği karmaşık bir sosyal olgu olduğunu belirten Psikolog Sema Kavak, kumarın hem ekonomik hem de kültürel boyutları olan medyanın, teknolojinin, ekonomik koşulların ve kültürel değerlerin de etkisiyle gitgide artış gösteren bir problem olduğunu söyledi. Kumarın kolay ulaşılabilir olması yani çevrimiçi platformlar ve yasa dışı bahis sitelerin varlığına kumarın reklam ve pazarlama stratejileri ile normalleşmiş olmasının gençleri çektiğine değinen Sema Kavak, “Kumar bağımlılığının psikolojik ve sosyolojik kaynaklarına biyolojik faktörleri de eklememiz gerekiyor. Kumar, beyinde dopamin salınımını tetikler. Kazanma beklentisi ve heyecan, tıpkı madde bağımlılıklarındaki gibi ödül merkezini uyarır ve bu uyarı tadı damağında kalan bir lezzet gibidir ancak insanı mahveden bir durumdur. Tabi ailesinde bağımlılık öyküsü olanlarda risk daha yüksektir” ifadelerini kullandı.
‘HER YAŞTAN HER GELİRDEN VE HER EĞİTİM SEVİYESİNDEN İNSAN MAĞDUR!’
Kişinin maddi ve manevi zarar görmesine rağmen kumar oynamaya devam etmesinin kumarı durduramaması ve hayatının önemli alanlarının aile, iş ve sosyal çevresinin olumsuz etkilenmesine yol açtığını ifade eden Kavak, “Bu olumsuzluklar boşanma, şiddet, hırsızlık gibi boyutlarla son buluyor. Aile içinde de özellikle de çocukların ihmaline varan bir etkisi var. Kültürel yozlaşma, ekonomik sorunlar ve en önemlisi psikolojik olarak mutsuzluğun ve heyecan bağımlılığının çözümü olarak görülmesi ile bu yöntemin de medyada karşılık bulması tetikleyici unsur oluyor maalesef” şeklinde konuştu. Bazı bireylerin stres, kaygı, depresyon veya yalnızlıkla baş edebilmek için kumara yönelebildiğini ve özellikle kendi iç dünyalarında olayları çarpıtmaları, yanlış inanç sistemleri ve özdenetim eksikliği bu sürecin dinamikleri olduğunu söyleyen Psikolog Kavak, “Maalesef bununla ilgili genel cümleler sarfetmek çok doğru değil. Her yaştan her gelirden ve en önemlisi her eğitim seviyesinden insanın mağdur olduğunu görebiliyoruz. Tek farkları kumarın içeriği ve boyutu. Doğal olarak da kaybedilen ve kazanılan miktarın değişmesi. Öncelikle medyanın sınırlandırılması gerekiyor” diyerek, kişilerin özendirici reklam stratejilerine sevilen ve popüler olan ünlü kişilerin destek vermesinden uzak durulması gerektiğini vurguladı.
‘KİŞİNİN BOŞ KALMAMASI GEREK’
Eğitim içinde farkındalık çalışmaları yapılması ve kumarın cazip yönlerinin arkasında yaşanan kötü durumların ortaya koyulması gerektiğini savunan Sema Kavak, “Yasal düzenlemelerle bahis sitelerinin kullanımı engellenmeli ya da kısıtlanmalı. Okullarda, iş yerlerinde eğitimler verilmeli. Öncelikle yer zaman kavramını yok ediyor. 24 saat ulaşılabilir ve etkileşim sağlaması da yalnızlığa bir alternatif oluyor. Ayrıca aynı yaş grubunun yaptığı bir aktivite ile de bir gruba ait olma, onlar gibi olma duygusunu tatmin ediyor” diye konuştu. Kişinin mutlu olma ihtiyacı ve kendini gerçekleştirme yolu alarak kullanılan kumarın yaşadığı hayatı hızlıca değiştirme gücü sunduğunu bildiren Psikolog Sema Kavak sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Değişimi için atılan ilk adımda yaşanan haz, heyecan tutku ise maalesef adrenaline bağımlı hale getiriyor. Bu yüzdendir ki kişi boş kalmaması gerek ya bir ilimle, sporla veya işle ilgilenmesi gerek.”
Kaynak:Mehmet Ali Nurullahoğulları





Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.