Afganistan ve Türk hayvancılığı

Türk lirası ve Amerikan doları arasında çekişmeler devam ediyor. Bu çekişmeler elbette tarımsal girdi maliyetlerini etkilediği gibi hayvancılığın iş gücü kısmını tehdit etmeye devam ediyor. Ülkemiz hayvancılığının temel iş gücü Afgan işçilerden oluşuyor. Bakımı, takibi, beslenmesi ve değerlendirmesi yıllardır onlara emanet. Hal böyle olduğu için Afganistan iç savaşının dış politika konusu olmaktan daha ötesi ülkemizin tarım ve hayvancılık potansiyelini yakından ilgilendiriyor olması gözden kaçmamalı.

**

Görüştüğüm Afgan işçiler dolar karşısında gücünü kaybeden liranın onların daha batı ülkelere doğru yola çıkmasına sebep olabilir. Ülkemiz üreticilerinin yıllardır hayvancılık yaparak kazandığı mevduat bu insanlara borçlu olarak kazanıldı. İki senedir çiftliğine gitmeden üretim yapan endüstriyel yetiştirici yakında eline kürek almaya hazır olmalı. Aylık kazançların 500 dolar civarında olmaması halinde gönderilen paraların komisyoncular tarafından işlevsiz hale geldiğini ve hayallerine ulaşmak için yetersiz olduğunu anlatıyorlar. Türk işçiliğinin son derece tembelleştiği bu dönemde tercihler hep Afgan işçilerden yana kullanılıyor.

**

Savaşın sona doğru geldiğini ve paranın eskisi kadar tatmin etmediği göz önüne alınırsa üreticilerimizin bu süreci yakından takip etmesi gerekiyor. Peki, Afganistan kendi içinde nasıl? Burada çalışmalarını tamamlayan işçilerin gördükleri farklı yetiştirme ve takip sistemlerini orada uyguladığı biliniyor. Son derece bereketli fakat başı beladan bir türlü kurtulamayan Afganistan coğrafyası eğer ileride tarım ve hayvancılık atılımları gerçekleştirecek olursa bunların büyük kısmını ülkemizde kendisini geliştiren Afgan işçilere borçlu olacak.

**

Gerçi kan ve gözyaşına son verip gerçek bir politika sahibi olacak olurlarsa bizi geçme ihtimalleri bile var. Afganistan’daki en büyük grubu toplumun yüzde 42’sini oluşturan Peştunlar oluşturmaktadır. Tacikler toplumun yüzde 27’sini, Özbekler yüzde 9’unu, Hazaralar yüzde 9’unu, Aymaklar yüzde 4’ünü, Türkmenler yüzde 3’ünü, Beluçlar ise yüzde 2’sini oluşturmuştur. Geriye kalan toplumun yüzde 4’ünü oluşturan kesim başka etnik gruplara mensuptur. Biz daha kendi içimizde kökenleri farklı toplulukları kaldıramaz ve sözüm ona kapışırken onlar çok daha farklı etnik gruplarla birlikte çalışan tarafta oluyorlar. Gitmeleri durumunda yerli işçilerin meslekten tamamen koptuğu sektörü neler bekliyor izleyip göreceğiz.

**

Ülkemiz topraklarında hayvancılık yaparak katma değer oluşturan herkesin işe daha fazla yaklaşması kaçınılmaz olmalı. İç Anadolu çiftçisi buğday ve arpa sulamasında, Trakya çiftçisi ayçiçeği sulamasında hep Afgan işçileri kullanıyor. Kendi coğrafyalarında yine bu bitkileri yetiştiren genç işçiler bizim topraklarımızda ciddi bir deneyim ve gelişme gösteriyorlar. Bu kıymeti daima bilmek zorundayız. Yoksa tepeden bakılan kimse yerinde kalmaz. Hayvanlarımızın önündeki samanı süpürmek bize kalabilir. Benden bir uyarı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İhsan Koç Arşivi

Yusuf’un Köftesi

23 Ekim 2024 Çarşamba 09:55

Yemsiz Hayvancılık

09 Ekim 2024 Çarşamba 00:01

Aydınlar Familyası

15 Eylül 2023 Cuma 06:00

Türkiye ve Resesyon nedir?

26 Temmuz 2023 Çarşamba 06:00

Siyasetin Ekmeğini Yemek

21 Haziran 2023 Çarşamba 07:00

Mecliste Yeni Yüz Latif Hoca

17 Mayıs 2023 Çarşamba 07:00

Bayramda seçimin nabzı

02 Mayıs 2023 Salı 06:51

Soğan mı, TOGG’mu?

19 Nisan 2023 Çarşamba 07:00

Herkes kendi işine baksın

24 Mart 2023 Cuma 07:00