Yetiştiren değil,  bozan bir sistem var

Yetiştiren değil, bozan bir sistem var

Yeni eğitim öğretim dönemini değerlendiren Saadet Partisi Genel Sekreteri Tacettin Çetinkaya, Türkiye’nin mevcut eğitim sistemini eleştirdi

Taklitçilik ve ezbercilikten kurtulmalı

Eğitimin taklitçi ve ezbercilikten kurtarılması gerektiğine dikkat çeken Çetinkaya, Türkiye’nin plansız-programsız bir yönetim dönemi yaşadığının altını çizdi…

1-Yeni eğitim öğretim dönemi başlıyor. Bu dönemin başında eğitim sisteminde size göre en dikkat çeken sorunlar nelerdir?

18 milyon civarında gencimiz ders başı yapıyor. Öğretmenlerimize ve eğitim camiamıza, evlatlarımıza ve ailelerine yeni eğitim ve öğretim yılı hayırlı uğurlu olsun. Her öğretim yılı başında birkaç gün yetkililer iyi dilek temennilerinde bulunur. Başbakan, bakan sınıfta öğrenci sırasına oturur, mutluluk fotoğrafları çekilir. Problemler dile getirilir, çözüm vaatleri verilir, sonrasında bir de bakmışsınız yılın sonu gelir, uzun bir tatil dönemine geçilir. Eğitim herkesin meselesi. Türkiye’nin asıl gündemi olmak mecburiyeti var. Ancak her gün oluşturulan sun’i gündemlere de heba ediliyor. Bizim, çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği için eğitim iyi ve düzenli olmak zorunda. Maalesef çocuklarımızın geleceğine ilişkin kaygılarımız var. Bu kaygıları el birliğiyle ortadan kaldırmak zorundayız.

 

EZBERCİ, TAKLİTÇİ YAPIDAN KURTARMALIYIZ!

Bölgemizde genç ve dinamik nüfusa sahip olmakla övünüyoruz; bu dinamizmi eğitimle nitelikli hale getirme zorunluluğumuz var. Eğitim konusu siyaset malzemesi yapılmadan konuşulması gereken bir konu. Bir araya gelinip hep beraber, bütün paydaşlarıyla kavga etmeden konuşmak gerek. Siyasetçisi, eğitim camiası, üniversiteler, ilgili STK’lar, anne-babalar, öğretmenler ve hatta öğrenciler, gençler. Oturup konuşmalıyız, bize uygun hale getirmeliyiz. Ruhumuza, temel değerlerimize uygun hale getirmeliyiz ki sistem düzelsin… Eskiler, büyüklerimiz Milli Eğitim meselemize ‘Maarif Davamız’ diyorlardı. Nurettin Topçu, Cemil Meriç, Erbakan Hocamız… Bu hepimizin davası, taklitçi, ezberci bir yapıdan kurtarmalıyız.

PROBLEMLER BİTMEK BİLMİYOR!

2- Peki günümüzdeki eğitim sistemi nasıl bir gençlik yetiştiriyor, kendi inanç ve değerlerimize uygun bir nesil yetişiyor mu, anlatır mısınız?

Milli Eğitimin iki fonksiyonu var; Eğitim ve öğretim… Eski tabirle talim ve terbiye. Sistem bu iki hususu yerine getirmeye uygun mu? Sistem eğitiyor mu? Yani terbiye ediyor mu? Kendisine teslim ettiğimiz çocuklarımızı hangi kalıba sokuyor? Bize geri verirken daha nitelikli, daha vasıflı, kendi milli ve manevi değerlerimize uygun hale mi getiriyor? Bu sorulara maalesef olumlu cevap vermek mümkün görünmüyor. Uluslararası göstergelerde Türkiye hep son sıralarda görünüyor. Haydi diyelim ki bu göstergeler art niyetli, bizi kötü göstermeye yönelik. Ancak içerdeki göstergeler; Bakanlığın raporları, seçme sınavlarının sonuçları, gençlerimizin davranışları ve bizzat gözlerimizle şahit olduğumuz durumlarda görünen o ki eğitimde vahim problemler var.

MATERYALİZMİ TEŞVİK EDİYOR

Niçin böyle oluyor? Mevcut eğitim sistemi materyalizmi teşvik ediyor. Batı’dan bize gelen ve halen de dayatılan materyalist felsefenin sonucu bu günkü temel problemler. Maneviyat önemsenmiyor. Manevi değerler çağdışı olarak tanımlanıyor. Dürüstlük, insan sevgisi, yardımlaşma, dayanışma, hakka-hukuka riayet… Gibi kendi ruh kökümüze uygun evrensel değerleri davranışa yansıtmamız gerekir.

CİHATLA İLGİLİ ALGI OPERASYONU VAR!

3- Değişen müfredat malum mahalle tarafından çok tartışıldı. Yeni müfredattaki değişikliklere hangi pencereden bakılmalı, değerlendirir misiniz?

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi ve bazı dersler dışında müfredatların tamamı değişti. Evrim teorisinin İnsanın Yaratılışını reddeden, dinle çelişen ideolojik tarafını çıkarmak gerekir. Cihadın ders olarak Din Kültürü Ahlak Bilgisi kitabına konması da ertelendi. Bir kısım çevreler cihadı adam öldürmek olarak niteliyor. Birçok kavramda olduğu gibi cihat kavramı da yanlış tanımlanıyor. Bazı terör örgütlerinin de yaptıkları katliam ve cinayetleri cihada dayandırmaları da bu konuda bir algı operasyonu. Cihat adam öldürmek değildir. Kur’an-ı Kerim’de ayetlerde ve Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (sas) hadislerinde belirtilen cihat; iyiliğe, güzelliğe, adalete çağırmak, adaleti uygulamak, kötülüklere, adaletsizliğe, zulme karşı mücadele etmek için gayret göstermek olarak ifade ediliyor. Kur’an’daki bu çağrı işgale, teröre ve insanlık suçlarına karşı, namusu, vatanı korumak için malıyla ve canıyla mücadele etmeyi emrediyor. 1960’lı yıllarda Kıbrıs’taki katliamlara karşı oradaki Türkler kendilerini mücahit olarak tanımlayıp mücadele ettiler.

PLANSIZ PROGRAMSIZ BİR DÖNEM YAŞIYORUZ

4- Atanamayan 400 bin öğretmen var. 80 bin ihtiyaç var. Ama MEB sadece 20 ile 30 bin arasında bir alım yapmayı planlıyor. Bu dengesizlik neden kaynaklanıyor, nasıl çözülebilir?

Evet 400 bin atanamayan öğretmen var. Ayrıca diğer meslek gruplarında da yüzbinlerce işsiz genç var ki onlar da ne kamuda ne de özel sektörde iş bulamıyor. Özel sektörde iş bulan da asgari ücretle taşeron işçi olarak çalışıyor. Mühendis bin 750 TL maaşla çalışıyor. Tarım ülkesi Türkiye’de ziraat mühendisi iş bulamıyor. Bu tamamen bir planlama meselesi. Üretimi, istihdamı, okulları, üniversiteleri yani devletin bütün kurumlarını ve işlerini planlamak lazım. Eskiden devlet planlama teşkilatı bu işi yapıyordu. Bu teşkilat kaldırıldı. Plansız-programsız bir devlet yönetimi dönemi yaşıyoruz.

DEVASA BİNALAR İNSAN YETİŞTİRMİYOR!

Üniversite sayıları arttırılsın öbür taraftan üretim ekonomisi devreye sokulsun ki gençlerimizin istihdamı sağlansın. Türkiye’de genç işsizlik oranı yüzde 25’lerde. Atanamayan öğretmenlerin dramı yıllardır bizleri üzüyor. Hükümet 80 bin öğretmen ataması yapılacağını duyurarak, kurnazlık yapmaktan kaçınmalıdır. Boş geçen dersleri düşük ücretli vekil öğretmenlerle doldurmaya çalışmamalı. Eğitimde öğretmen işin merkezindedir. Asıl unsurdur. Öğretmen iyiyse eğitim düzgündür. Devasa okul binaları insan yetiştirmiyor.

SAĞLAM ZEMİNE OTURTULMALI

şuurlu, milli düşünen, karakter, vatansever, rol model öğretmenlerle yeni nesiller daha bilgili daha nitelikli olur. Öğretmenlerin bilgi, görgü ve birikimini artırmak, öğretmenlik formasyonunu geliştirmek için bakanlık sürekli ve titiz bir şekilde takip etmelidir. Eğitime hep beraber sahip çıkmalıyız. Maarif davamızı hep beraber sahiplenmeliyiz. Eğitim sistemi sağlam zemine oturtulup ki bu sağlam zemin, kendi inanç ve medeniyet değerleridir. İdeolojik ve siyasi mücadeleler sorun olmaktan çıkarılmalıdır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.