"Suriye halkına nefes"

"Suriye halkına nefes"

Suriye’de yaşanan insanlık dramında Türkiye ise adeta bir nefes borusu işlevi görüyor Merhaba Gazetesi Muhabiri Hâlid Şen İHH’nın Suriye’de yaptığı yardım çalışmalarını yerinde inceledi

HÂLİD ŞEN GEZİ-İZLENİM 1

İHH İnsani Yardım Vakfı Konya Şubesi’nin organizesi ile vakfın Suriye’de yaşanan iç savaş sonucu mağdur olan insanlar için yaptığı çalışmaları yerinde görmeye gittik. 2011 yılında rejimin baskı ve katliamlarıyla başlayan Suriye krizi, iç savaşın da ötesinde artık onlarca ülkenin güçlerini test ettikleri büyük bir savaşa dönmüş durumda. Savaş nedeniyle 400 binden fazla insan hayatını kaybetti, binlercesi hapse atıldı, 5 milyonu aşkın insan da hayatta kalabilmek için evini terk edip başka ülkelere sığındı. Türkiye, 3 milyona yakın Suriyeliyi misafir ederek en fazla mülteci barındıran ülkeler arasında ilk sırada. Binlerce yıllık geçmişiyle farklı kültürlere ev sahipliği yapan Suriye harabeden farksız. İnsani durumun gittikçe kötüleştiği topraklar büyük bir yıkım yaşıyor. Bombalar altından çoluk çocuk kaçan insanlar, üzerlerinde savaşın izleri ile yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor.

SURİYE’NİN NEFES BORUSU: TÜRKİYE

4.jpeg

Savaşın yaşandığı bölgelerde mağdur olmuş insanlara yardımlar ulaşsa da yardımlar yetersiz kalıyor. Yardım kuruluşları Suriyelilere yapılması gereken yardımların ihtiyaca göre çok az olduğunu belirtiyor. Suriye’de yaşanan insanlık dramında Türkiye ise adeta bir nefes borusu işlevi görüyor. Irak, Ürdün, İsrail ve Lübnan sınırlarından hiçbir yardım geçişine ve sığınmacı çıkışına izin verilmezken Türkiye 3 milyona yakın Suriyeli’ye ev sahipliğinin yanı sıra resmi kurumları ve yardım kuruluşları ile Suriye’de akan kanın etkilerini azaltmak için çalışma yürütüyor. Türkiye’den Öncüpınar ve Cilvegözü sınır kapıları vasıtası ile yardımlar ulaştırılıyor.  

SAVAŞ REYHANLI HALKINI ETKİLEDİ

5-009.jpg

İHH İnsani Yardım Vakfı Konya Şubesi Başkanı Dr. Hasan Hüseyin Uysal, vakfı çalışanları Mehmet Tanrıkulu, Veli Malkır, Konyalı Gazeteciler Selman Selim Akyüz, Hasan Ayhan ve Abdullah Doğan ile birlikte çıktığımız yolculukta gece saatlerinde Reyhanlı’ya ulaştık. Akşam yolculuğu yaptığımız için geçtiğimiz yerlerde bir gözlem yapma fırsatımız olmamıştı. Sabah yola çıkmak için erkenden kalktık. Kısa bir süre otel çevresindeki halkla konuşma fırsatımız oldu. Orada oto kaporta işi ile uğraşan bir Suriyeli telefonunu çıkarıp eli yüzü yanmış evladını gösterdi, bir şeyler anlatmaya çalıştı. Çevredeki vatandaşlarımız da gelerek ‘hoş geldiniz’ dediler. Dertliler… Vatandaşlar Reyhanlı sokaklarının sabahın erken saatlerinde bile çok hareketli olduğunu, fakat yaşanan patlama ve roket düşmesi vakaları sebebiyle ilçeden dışa göçlerin olduğunu belirttiler.

YARDIMLAR REYHANLI’DAN ORGANİZE EDİLİYOR

6-006.jpg

Kısa bir gözlemden sonra İHH’nın “Suriye Çalışmaları Koordine Merkezi” merkezine geçiyoruz. 2013 yılında 35 bin metrekare arazi üzerinde inşa edilen bu dev merkezde güvenlik üst düzeyde tutuluyor. Burası Suriye yardım çalışmalarının adeta kalbi konumunda. Girişlerde araçlar aranıyor, bomba kontrolü yapılıyor. Merkez 2015 yılında gerçekleşen bir büyük yangın ile hatırlanıyor. O dönem sabotaj şüphesi düşünülse de yapılan araştırmalar neticesinde yangının sabotaj olmadığı anlaşılmıştı. Reyhanlı koordinasyon merkezi 5 bin metrekarelik depolara, günde 130 bin ekmek üreten fırına sahip. Fırının görüntüsü internet üzerinden 24 saat canlı olarak yayınlanıyor. Aynı zamanda burada 16 farklı uluslararası kurumun ofisi bulunuyor. Burası sadece İHH’nın değil, diğer yardım kuruluşlarına da ev sahipliği yapan ve yardım faaliyetlerinin koordine edildiği bir merkezi konumunda. Merkezde lojistik bölümü, fırın ve misafirhaneler de bulunuyor. Burada zaman zaman diplomatik görüşmeler ve toplantılar da yapıldığı için konuk evleri de bulunuyor. Aynı anda 200 kişi burada misafir edilebiliyor. 115 çalışanı bulunan merkezi gezmek bile uzun süre alıyor. Türkiye’den gelen tüm yardımlar buradan koordine ediliyor. Gerekirse depolanıyor, gerekirse direkt olarak sınır ötesine gönderiliyor.

KATAR VE ARABİSTAN’IN DESTEĞİ

1-026.jpg

Merkezin Koordinatör Yardımcısı Zeki Bey, bir yandan merkezi gezdirirken bir yandan da çeşitli bilgiler verdi. Savaştan kaçan Suriyeliler için gıda oldukça önemli. Buradaki ekmek fırınında günlük 150 bin adet ekmek üretiliyor. Lojistik merkezde ciddi bir çalışma ile gönderilen çalışmalar raflara dizilmiş. Bu büyük depoda gezerken Konya’dan da gelen yardımlarla birlikte çok çeşitli, yardımların da yapıldığını fark ettik. Gıdadan sağlık malzemelerine çocuk oyuncaklarından kırtasiye ve diğer ihtiyaç malzemelerine pet çok ürün burada yardıma hazır şekilde bekletiliyor. Bu deponun zaman zaman boşaldığı oluyormuş fakat yeni bir göç dalgası beklendiği için ihtiyatlı davranıyorlar. Merkezde bir diğer dikkat çekici şey ise Katar ve Suudi Arabistan’ın desteği. Bu iki ülkenin yardım kolilerini hem bu merkezde hem de Suriye tarafındaki lojistik merkezlerde gördük ama Katar Devleti buraya bir stüdyo inşa etmiş. Bir oba çadırı, bir stüdyo ve bir çarşıyı andıran başka bir bölümde Suriyeliler için yardım toplanıyormuş. Arap kanallarından canlı olarak yayınlanan yarışma burada düzenleniyor ve canlı yayınla aktarılıyor. Yarışmaya katılan kişi oluşturulan sanal pazardan bağış yapıyor ve bu sayede yardımlar teşvik ediliyor. İlk canlı yayında 5 bin ton un bağışında bulunulduğu bilgisini alıyoruz.

BAYRAK KELİME-İ TEVHİD İLE DEĞİŞTİRİLMİŞ

7-004.jpg

Konya’dan geldiğimiz minibüsü Reyhanlı’daki merkezde bırakıp, İHH tarafından ayarlanan bir minibüsle sınır kapısına doğru yola çıkıyoruz. Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan ve Suriye tarafındaki Bab-ul Hava’dan hızla geçiyoruz. İHH yapığı yardım çalışmaları ve ilişkileri ile muhaliflerin elindeki sınır kapısında hatırı sayılıyor. Çünkü zaman zaman onlarca TIR bölgeye geçiriliyor ve günde onlarca kez girilip çıkılıyor. Sınırdaki beyaz büyük bir bayrak gözümüze çarpıyor. Beyaz zemine kelime-i tevhid yazılmış. Hasan Hüseyin Uysal Bey, bayrakla ilgili bilgi vererek, “Burada eskiden Suriye bayrağı vardı. Daha sonra tüm ümmeti kapsayıcı olması babında buraya beyaz zemin üzerinde kelime-i tevhid yazıldı” diyor. Hemen sınırın yanında kurulan Babul Hava Lojistik Merkezi’ne uğruyoruz. Reyhanlı’daki merkezden gelen yardımlar buraya depolanıyor veya ihtiyaca göre koordine edilerek direkt olarak yönlendiriliyor.

KONYA HALKI DUYARLI

9-002.jpg

Babul Hava Lojistik Merkezi savaşın başlarında 100 metrekare bir alanda başlamışken şimdi 3 bin metrekare alanda hizmet veriyor. Buradaki depoyu gezerken Hasan Hüseyin Uysal Bey Konya’dan gelen 10 bin koli gıda paketini raflarda bize gösteriyor. Büyük kısmı dağıtılmış. Burada konuşan Hasan Hüseyin Uysal, “Konya halkı olarak ümmetin dertlerine hep duyarlı olduk. Konya’dan topladığımız 10 bin koli gıda yardımının büyük bölümü ihtiyaç sahibi Suriyelilere ulaştı. arkadaşlarımızın verdiği bilgiye göre düzenlediğimiz Halep konvoyu öncesi biradaki depolar boşalmıştı ama konvoy ve yardım çağrımız sonrası ihtiyaç olan yardımlar toplandı. Fakat yardımların arkasının kesilmemesi lazım. Çünkü bitmeyen bir ihtiyaç var. Ne kadar yardım yapsanız lazım oluyor” diyor.  

92 DERNEK İLE ÇALIŞIYORUZ

2-029.jpg

Yapılan yardım çalışmaları hakkında bilgi veren Babul Hava Lojistik Merkezi Ofis Sorumlusu Salih Özdemir de, “Burada en çok sünger ve hasır lazım oluyor. Çünkü memleketini terk edip gelmiş insana bunlar lazım oluyor. Önümüzdeki süreçte bölgede bir sargı fabrikası kurulacak. Humus Hama ve Şam’dan yeni bir göç dalgası bekleniyor, bu yüzden vatandaşlarımızdan yardım bekliyoruz. İhtiyatlı olmamız lazım. Pek çok yardım faaliyeti yapılıyor fakat burada en iyi organizasyonu İHH olarak biz yapıyoruz. Yardım dağıtımı noktasında sorun yaşamıyoruz. 2013 yılında bir kaçırılma olayı olmuştu orada 1 kişiyi kaybetmiştik. Suriye içerisinde irili ufaklı 92 dernekle çalışıyoruz. Yoksa bölgeye hakim olamayız. Yardımları, emanetleri titizlikle takip edip yerine ulaştığına emin oluyoruz. Şu an Suriye rejiminin olmadığı her yere ulaştık. Bölgede yaklaşık 18 kamp var” şeklinde konuştu.

Bu lojistik merkezden farklı bir minibüs ve silahlı güvenlik sağlayan bir kişi ile birlikte kamp alanlarına doğru yola çıkıyoruz. Neredeyse her kilometre başında 2-3 güvenlik kontrolü var. İHH personeli tanınıyor, tanınmayan yerde ise ‘İHH’ demek yeterli oluyor geçişler için. Kısa bir yolculuk sonrası sınırın 3-4 kilometre içerisinde İHH ve Katar yardım kuruluşu ortaklığı ile yapılan Rahmet Köyü’ne ulaşıyoruz…

YARIN: Rahmet Köyü, Marmara Okulu ve kamplardaki izlenimler…   

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.