NEÜ’de Sanat Tarihi Konferansları

NEÜ’de Sanat Tarihi Konferansları

Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü tarafından "Sanat Tarihi Konferansları" düzenlendi.

Konferansta, Prof. Dr. Abdülkadir Dündar "Sanat Tarihi Araştırmalarında Arşiv Belgelerinin Önemi", Doç. Dr. Mustafa Özer ise "Türklerde Saray Mimarisi ve Edirne Sarayı" konusunda katılımcıları bilgilendirdi.

Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdülkadir Buluş, İslam’ın terörle özdeşleştirilmeye çalışıldığına dikkat çekerek, "İslam medeniyetinin değerli birikimlerini hatırlamak ve tabiri caizse kendi köklerimize dönmek, özümü hatırlamak için bu tür etkinliklerin önemli olduğunu düşünüyorum" dedi.

Önemli anıtsal eserler bırakan bir medeniyetin bugün böyle anılmasının düşündürücü olduğunu ifade eden Prof. dr. Buluş, bu medeniyetin asli temsilcilerinden birinin İslam sanatı olduğunu ifade etti. Bu sanatın iyi öğrenilmesi ve oradan ilhamla yeni sanatsal tekniklerin geliştirilmesi gerektiğini belirten Buluş, "Bu topyekün bir mücadele. Her türlü bilimin her alanında İslam medeniyetinin asli kökleriyle Müslümanları yeniden tanıştırmak, yeniden eskiyi hatırlamak gerekiyor. Bu etkinliğin böyle bir amaca da hizmet edeceğini düşünüyorum" ifadelerine yer verdi.

“ÜLKEMİZ ARŞİV BAKIMINDAN ÇOK ZENGİN KAYNAKLARA SAHİP”

Arşiv denildiğinde Türkiye’de akla 3 arşivin geldiğini söyleyen Prof. Dr. Abdülkadir Dündar, bu arşivlerden birincisinin Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün arşivi, ikincisinin Başbakanlık Osmanlı Arşivi, üçüncüsünün ise Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi olduğunu belirtti. Türkiye’nin arşiv bakımından çok zengin kaynaklara sahip olduğunu kaydeden Dündar, bu kaynaklar hakkında da bilgi verdi. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün arşivlerinde toplam 206 adet hurufat defteri olduğunu ve bu defterlerden, 1600’ün sonlarından 1900’lere kadar Kilis ya da Konya’daki vakıf eserlerinin takip edilebileceğini söyleyen Prof. Dr. Abdülkadir Dündar, Hayrat Satış Kütük defterinde ise Anadolu’da satılmış veya satışa sunulmuş olan vakıf eserlerinin kayıtlarının bulunduğunu dile getirdi.

"TÜRKLERDE SARAY DENİLDİĞİNDE SELÇUKLULAR KARŞIMIZA ÇIKAR"

Türklerde saray denildiğinde Selçukluların karşımıza çıktığını söyleyen Doç. Dr. Mustafa Özer ise, Büyük Selçukluların önemli saraylarının olduğunu kaydetti. Anadolu Selçuklularının Başkenti Konya’da Alaeddin Tepesinde büyük bir sarayın olduğunu ve günümüze çok küçük bir bölümünün ulaştığını belirten Özer, Edirne Sarayı hakkında detaylı belgi verdi. Edirne’nin Osmanlı Devletine 92 yıl başkentlik yaptığını ancak neredeyse 1800’lü yıllara kadar Edirne Sarayı’nın kullanıldığını söyleyen Özer, "Edirne adeta ikinci başkent gibi görev üstlenmiş" diyerek, zaman sultanların Edirne Sarayına gittiğini de dile getirdi. Program soru cevap bölümünün ardından sona erdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.