‘Kültürel değişim geleneklerimizi unutturdu’

‘Kültürel değişim geleneklerimizi unutturdu’

Ahırlı’nın sosyal yaşantısı, yayla ve yemek gelenekleri konusunda görüşlerini aldığımız Ahırlılı Alper Akdağ, ülkede yaşanan kültürel değişimin bir etkisi olan eski geleneklerin yaşanmamasının kendisini üzdüğünü söyledi.

Eskilerden dinledikleri adetleri günümüz gençliğinin uygulamakta zorlandığını da dile getiren Akdağ, “Gönül isterdi ki kendimize özgü geleneklerimiz, adetlerimiz, şenliklerimiz, düğünlerimiz bu günde uygulansın. Ancak gerek ülke genelinde yaşanan ekonomik mücadele gerek insanların birbirlerine olan ilgilerinin azalması bizleri kendi kültürümüzden uzaklaştırdı. Köylerden şehirlere yaşanan göç her şeyden önce bizlere Sılayı Rahim’i unutturdu.
Merhaba Gazetesi ve Konya Televizyonu sayesinde her ne kadar yaşamasak ta eski geleneklerimizi bir kez daha yad etmemiz bizleri mutlu etti. Bunun için tüm çalışanlarınıza teşekkür ediyorum” dedi.
Ahırlı’da yaşlı insanlar tarafından azda olsa devam ettirilme çabası içerisinde oldukları adetlerin bazıları hakkında bilgi veren Akdağ, “Düğünlerimiz, süregelen geleneklerimizin belki de en başta gelenleridir. Ancak, düğünlerimizde de bundan 50–100 yıl öncesine kadar devam eden bazı gelenekler artık kalmamıştır. Eğer düğün çalgıyla yapılacaksa, Cumartesi öğleden sonra çalgı ekibi önde olmak üzere evleri dolaşarak hem düğüne davet yaparlar hem de düğünde yakılacak odunları toplarlardı.
Ev sahibi olsun olmasın her evden odun alınır. Düğün gününden önce düğün pilavıyla yenilecek olan yufka köy kadınları tarafından yapılırdı. Düğünden önce oğlan evi yufka açılacak günü duyurur. Bugün bütün ilçe halkı evlerinden bir tabağa, kileye un basarlar yufka evine getirirler ve işbirliği içerisinde hamuru yoğururlar, beze düzerler, yufkayı açarlar ve pişirirler.
Yufka ekmek gibi düğünde pişirilecek olan pilavın bulguru da köy halkı tarafından getirilerdi. Pazar sabahı erkenden davulcu dama çıkarak davul çalmaya başlar. Davulun sesini duyan kadınlar evlerinden tabaklara bulgurları doldururlar ve düğün evine getirip çuvallara doldururlar. Bu arada pilav kazanları kurulur sular kaynatılır, etler pişirilir. Halk toplanarak sinilerle getirilen düğün pilavını yufka ekmekle yerler.
Oğlan evine gelen gelin arabadan inmez. Ayakbastı hediyesi ister. Bu hediye inek, keçi veya koyundur. Oğlan evi tarafından gösterilen bu hediyelerden sonra kıza verilmek üzere enlenir (işaretlenir). Damat damdan iner ve gelinin koluna girer. Merdivenlerde gelinin eline bir toprak testi verilir. İçi su dolu testiyi hızla merdivene vurur. Eğer bu testi kırılmazsa gelini beceriksiz olarak yorumlarlar.
Yayla göçümü
Yayla göçümü, her yıl Mayıs ayının ilk hafta sonuna denk gelecek şekilde belirlenir. İlçede yaşayan sakinler, Aşağı, Bartlı ve Sülek yaylası gibi yaylalara gitmek için tüm hazırlıklarını yaparlar. Bu hazırlıklardan en önemlileri şunlardır,
Gavut Buğday, nohut, kavun çekirdeği, çöğre (menengiç-çedene) bir tavada kavrulur. Değirmende öğütülür. Katkısına göre değer verilir. Şeker veya pekmezle karıştırılıp yenilir.
Pişi Külçe (Nohut unundan yapılan kalın ekmektir) yapılır. Yaylada kullanılacak olan sergiler, (yatak, yorgan, kilim, keçe, çul) kazanlar, tencereler turfan (yayık aracı) yiyecek ve içecekler hazırlanır. Yayla göçüm sabahı erkenden, erkekler yaylaya götürülecek olan hayvanları önlerine katarlar ve dağdan yaylaya indirirler. Önceleri yeni gelinler atlara, gelinlikleri ile beraber bindirilir ve yaylaya götürülürdü. Yaylalara varılınca meydana ateşler yakılır, oyunlar oynanır, koyunlar kuzular otlaklara salınır, yemekler yenilir.
Bulgur pilavı Yöreye özgü bu pilavı sofraların vazgeçilmezidir. Hemen her evde mutlaka kendileri tarafından çektirilen bulgular bulunur. Bulgur pilavı yufka ekmek ve turşu ile yenir.
Saç böreği Un, su ve biraz tuz katılarak hamur yoğrulur, yufka incece açılır. Yarısına kadar istenen malzemede (çökelek-keş-peynir-yeşil soğan, maydanoz, nane) konur, diğer yarısı üzerine kapatılır ve kenarları da yapıştırılıp saç üzerinde pişirilir.
Keşkek Buğday, içi çukur dibek taşında ağaç tokmakla kabuğu ayrılıncaya dek dövülür. Kurutulup kabuğu savrulup ayrılır. Kazan veya büyük tencerelerde su ile kaynatılır. Belirli kıvama gelince ateşten indirilir. Üzerine tereyağı dökülerek yenildiği gibi içerisine ayran ve sarımsak konularak yöresel adı Gölle olarak da yenir.
Su böreği Yufka açılarak kaynar suda haşlanır. Dibi yağlı bir tepsinin içine serilir. Her üç dört yufkanın arasına peynir yada kavrulmuş kıyma konulur. En üstüne yağ sürülerek fırında pişirilir. Üzerinin kızarmasına itina edilir.  Soğuduktan sonra baklava dilimi gibi kesilerek yenilir. Bayramların ve çok özel günlerin vazgeçilmez yemeğidir.
Arabaşı Önce çorbası hazırlanır. Çorba önce yağ içerisinde soğan salçayla birlikte kavrulur. Su ve belirli ölçüde un ilave edilir. Etler küçük parçalara ayrılır. Yöresel olarak yabani erik kurutulmasından ilave edilir. Bu çorbanın çok acılı ve sıcak olmasına önem verilir. Bu yemek kış aylarında tercih edilir. Çorba hazırlandıktan sonra hamurunun hazırlanması başlar. Büyük bir tencereye su konulur ve hemen un ilave edilir. Un ilave edilirken sürekli tahta bir kaşıkla karıştırılır. Bu karıştırma hamurdan kabarcıklar çıkıncaya kadar devam eder. Sonra hamur ateşten indirilir. Tepsi yada sinilere dökülür ve soğuması beklenir. Sinideki soğumuş hamurun ortası çorba tasının yerleşeceği kadar yuvarlakça açılır. Buraya çorba kasesi yerleştirilir. Çok sıcak olan çorbanın demir kaşıklarla yenmesi iyi olmadığından özel tahta kaşıklar tercih edilir. Önce hamurdan bir parça kaşıkla alınır çorbaya daldırılır. Böylece yenilir. Eğer kaşıktaki hamur çorba tasına düşürülürse bundan sonraki arabaşını o kişi çeker.
Köpük helva Malzemeleri; Çöğen otunun kökü, toz şeker, limon tuzu. Hazırlanışı: Çöğen otunun kökü iyice yıkandıktan sonra parmak büyüklüğünde kıyılarak kaynatılır. Daha sonra kökler süzülür. Büyük bir dağarda kaynamış çöğen suyu iyice köpürünceye kadar çırpılır. Dığanda şeker kaynatılarak mat hale getirilir. Bu matı kestirmek için içine limon tuzu eklenir. Bu mat çöğen köpüğü ile karıştırılır. Servis yapılır. Yöremize has özelliği olan bu köpük helvaya, yine bu yöreye ait olan kavrulmuş susam tahini eklenerek yenilir.
Gömmeli Met Çelik çomak oyununun cezalı olanıdır. Herkes bir daire şeklinde dizilir. Ebe dairenin ortasından çeliği (Met’i) oyunculara atar. Oyuncular karşıdan gelen çeliğe çomağı vurarak en uzak mesafeye atmaya çalışır. Uzaklaşan çeliği ebe getirir. Ebe çeliği getirinceye kadar onun yeri kazılır. Oyun bu şekilde uzun süre oynanır. Daha önce belirlenen süresi tamamlanınca herkesin yeri ölçülür. En derin kimin yeri kazılmışsa o her türlü malzeme kullanılarak
Tek kabak oyunu Özelliği yaz günlerinde ve alaca karanlıkta oynanan bir oyundur. Belirli iki grup oluşturulur. Bu grupların eşit sayıda ve de denk güçte olmasına dikkat edilir. Grubun birisi ebe seçilir. Ebe grup yerinde belirli bir süre beklerken diğer grup oradan uzaklaşır. Ebe grup uzaklaşanlardan bir tanesi yakalayıp elini başına dokunarak tek kabak diye bağırır. Kaçılacak ve saklanılacak alan oyun öncesinden kararlaştırılır. Bazen 2–3 kilometrelik arazi tercih edilir. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.