İsraf ediyoruz!

İsraf ediyoruz!

“Toplum olarak her şeyi israf ediyoruz” diyen Tüketiciler Birliği Konya Şubesi Başkanı Mustafa Dinç, “Artan milli gelir tasarrufa yönlenmesi gerekirken, üretime yönlendirilmesi gerekirken biz tüketime yöneltiyoruz” şeklinde konuştu

Ülkemizde gıda ve gıda dışı ürünlerde yapılan israflar endişe veriyor. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan “Tüketici İsrafın Boyutlarının İncelenmesi” araştırmasında, Türk halkının tasarruf yapma oranı yüzde 14 olarak belirlendi. Ekmeklerin yüzde 8,6’sının çöpe atıldığının, bunun da haftada kişi başı 226 gram ekmeğin tüketilmediğine işaret edilen araştırmada, Türkiye’de akıllı telefon kullanımının yüzde 84’e ulaştığı belirlendi. Tasarruf yapma oranının ise yüzde 14’te kaldığına dikkat çekilen araştırmada, yüzde 56’nın ‘gelir yetersizliği’ nedeniyle yüzde 26’sının ise ‘borçları olduğu için’ tasarruf yapamadığı bildirildi. Dünya Gıda Örgütü verilerine göre ise dünyada üretilen gıdanın üçte birinden fazlası her yıl kayba uğruyor veya israf ediliyor. Yılda 870 milyon insanın yetersiz beslenmesi, yaklaşık 10 milyon insanın açlık ve yetersiz beslenmeden dolayı ölmesine rağmen yıllık tahmini 1,3 milyar ton gıda israf ediliyor. Bu israfın ekonomik değeri 1 trilyon dolara karşılık geliyor.

GIDADA 214 MİLYAR İSRAF

Dünyada gıda israfı her geçen gün daha artıyor. Gıda israfı Türkiye ve dünyada ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Dünya üzerinde her yıl 800 milyar dolar, Türkiye’de ise 214 milyar lira israf yüzünden çöpe gidiyor. 2050 yılına gelindiğinde dünya nüfusunun 9 milyar olacağı tahmin edilirken, artan nüfusu beslemek için gıda üretiminin yüzde 60-70 oranında artış göstermesi gerekiyor. Türkiye’de günde 4,9 milyon adet ekmek çöpe gidiyor. Ülkemizde yılda 214 milyar liralık gıda israfı yapılıyor. Bu para ile ülkemizde 171 bin okul veya 11 bin hastane yapılabileceği bildiriliyor. Özellikle lüks restaurantlar ve her şey dahil otellerde yapılan gıda israfının ciddi boyutlara ulaştığı belirtiliyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de, her yıl 1,7 milyar ekmek, 18 milyon ton meyve ve sebze çöpe atıldığı bildirildi. Gıda israfının toplam miktarı ise 214 milyar lira olarak belirtildi. Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından açıklanan bilgilere göre ise kişi başı ekmek israfı günlük 20 gr. Bu miktar az gibi gözükse de ülke nüfusu göz önünde bulundurulduğunda israfın yıllık ekonomik boyutu, ekmeğin 2,80 TL olan kg birim fiyatından hareketle 1,5 milyar TL’yi buluyor. Bir yılda israf edilen ekmeğin parasal karşılığı ile: 104 bin aile (5 kişilik) bir yıl boyunca yoksulluk sınırında geçinebiliyor, 162 bin asgari ücretli kişi bir yıl boyunca geçinebiliyor ve 460 bin üniversite öğrencisine 12 ay boyunca aylık 280 TL burs verilebiliyor.

GÜNLÜK 100 BİN EKMEK ÇÖPE!

Tüketiciler Birliği Konya Şubesi Başkanı Mustafa Dinç yaptığı açıklamada, “Gıda israfı noktasında birinci planda en çok yapılan israf, ekmek israfı. Konya üzerinde konuşursak günlük 1 milyon ekmek üretiliyor, bu üretilen ekmeğin 100 bini yani yüzde 10'u çöpe gidiyor. Bunun eşitli nedenleri var. Bakkallarda satılmayanlar, sofradaki artıkların çöpe atılması veya bayatlayan ekmeklerin atılması gibi. Diğer gıda ürünlerinde de sebze, meyvede, üretimden pazara kadarki aşamada, nakliye ve depolama koşullarından dolayı kayıplar yaşanıyor. Bu kayıpların yüzde  25'i bulduğu söyleniyor. Bunun önlenmesi için, soğuk zincir, nakliye koşullarının iyileştirilmesi, tarladan sofraya gibi çalışmalar var fakat burada en büyük sorun gıdanın israf edilmesidir. Bu sorunu önleyecek olan tüketicinin kendisidir. Tüketici aldığı ekmeği ihtiyacı kadar alsa, artık ekmekleri uygun bir şekilde saklasa ekmek israfı azaltılmış olur” dedi.

ÇİN’İ ZENGİN EDİYORUZ

Gıda israfının dışında toplumun pek çok israfı yaptığını belirten Dinç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Toplum olarak her şeyi israf ediyoruz. Başta gıda. Gıda dinimize göre kutsaldır. Ekmeği yerde bulursak öpüp başımıza koyuyoruz. Bunu çöpe atmak bizim dikkat çekici. Bunun dışında aldığımız ürünleri ekonomik ömürleri kadar bile kullanmıyoruz. Ürünlerin iki tip ömrü var. Biri ekonomik ömür, biri de teknolojik ömür. Ekonomik ömür, o ürünün piyasa koşullarında daha iyi ve uygunu çıktığı zaman o ürünü kullanmanız size yük getiriyorsa biter. Bir araç 100 kilometrede 10 litre benzin yakıyor ama yeni teknolojik bir araç bedavaya yakın bir ulaşım sağlıyorsa, 3-5 yıllık yakıta bir elektrikli oto alınabiliyorsa bu ekonomik ömürdür. Telefonlarda belirli bir kullanım sonrası batarya ömrü vesaire vardır. Genel olarak 5 yıl diyebiliriz. Ürünü tamir ettirmek aslından pahalı ise ekonomik ömür diyoruz. Ürünleri ekonomik ömrü kadar kullanmıyoruz. Ürünün yeni modeli çıktığında 6 ayda 1 yılda telefon değiştiriyoruz. Kayıtlara göre ülke ortalamasında 1 yıldan az bir sürede telefon değiştiriyoruz. Her ne kadar ülkemizde telefon üretildiği söylense de üretilmiyor. Yurt dışından gelen parçalar ülkemizde toplanıyor. Ciddi miktarda döviz yurt dışına akıyor. Modaya bağlı olarak giyim ürünlerinde de israf yapıyoruz. Bu sene bu moda değil diye elbise değiştiriyoruz. Mobilya bile tüketim malzemesi sınıfına girdi, modasına göre yıllık mobilya değiştiriyoruz. Bu milli gelirin artmasından kaynaklanıyor. Artan milli gelir tasarrufa yönlenmesi gerekirken, üretime yönlendirilmesi gerekirken biz tüketime yöneltiyoruz. Avrupalıları Amerikalıları, Çinlileri zengin etmeye devam ediyoruz.”

HÂLİD ŞEN

merhabahaber.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.