İsmi de halkı da ‘Mutlu’ bir belde
İlk ismi ‘Küçük köy’ anlamına gelen ‘Kiçi’ olan, 1928 yılında ‘Keçi’ ismini alan son olarak 1965 yılında ismi ‘Mutlu’ olarak değişen beldenin en büyük özelliği insanlarının da beldenin ismi gibi mutlu ve sıc
Mutlu beldesine belediye başkanlığı yapmanın ayrı bir mutluluk olduğunu ifade eden Belediye Başkanı Mustafa Kemal Ateş, belde halkının hak ettiği hizmeti alabilmeleri için tüm imkanlarını seferber ettiklerini söyledi.
Selçuklu döneminde ipek yolundan giden kervanların uğrak yeri olan yerleşim alanının önemli bir sanayi bölgesi olduğunu ifade eden Ateş, “Beldemiz tarihte önemli iş kollarına ev sahipliği yapmıştır. Demircilik, hisarcılık, nalbantçılık, semercilik, yorgancılık, kağnıcılık, urgancılık ve basmacılık zanaatları ile tam bir ticaret merkezi durumunda idi. Kervanların tüm ihtiyaçlarının buradan karşıladıkları halen devam etmekte olan mesleklerden de anlaşılmaktadır. El sanatı atölyelerinin çok olması her bireyin çocuktan sanatkâr olarak yetişmesine vesile olmuştur” dedi.
Belde sakinlerinin yardımlaşma, komşuluk ilişkileri çevre yerleşim alanlarına oranla daha sıcak daha soysal olduğunu da ifade eden Ateş, “Kasaba halkı eğitime büyük önem vermesi ile bilinir. Ülkenin her köşesinde ister devlet görevinde ister özel sektörde çalışan bir Mutlulu görmek mümkündür.1950’li yıllarda Ankara’ya göç eden hemşerilerimiz önce yoğurtçuluk ve lokantacılık işleri ile uğraşmışlar ama kasabadan hiç kopmamışlardır. Ankara’da yüzlerce Mutlu Lokantası vardır. Her yıl Mayıs ayı sonunda kasabamızın kurucularını anma ve pilav etkinliği hemşerilerimizi buluşturuyor. Kasabamızda çevre halkı tarafından kutsal tabir edilen iki adet balıklı pınar vardır. Özellikle yaz aylarında bölgenin en güzel mesire yeridir. Bu nedenle Mutlu Beldesi mutlaka görülmesi gereken bir yerdir” diye konuştu.
Selçuklu döneminde ipek yolundan giden kervanların uğrak yeri olan yerleşim alanının önemli bir sanayi bölgesi olduğunu ifade eden Ateş, “Beldemiz tarihte önemli iş kollarına ev sahipliği yapmıştır. Demircilik, hisarcılık, nalbantçılık, semercilik, yorgancılık, kağnıcılık, urgancılık ve basmacılık zanaatları ile tam bir ticaret merkezi durumunda idi. Kervanların tüm ihtiyaçlarının buradan karşıladıkları halen devam etmekte olan mesleklerden de anlaşılmaktadır. El sanatı atölyelerinin çok olması her bireyin çocuktan sanatkâr olarak yetişmesine vesile olmuştur” dedi.
Belde sakinlerinin yardımlaşma, komşuluk ilişkileri çevre yerleşim alanlarına oranla daha sıcak daha soysal olduğunu da ifade eden Ateş, “Kasaba halkı eğitime büyük önem vermesi ile bilinir. Ülkenin her köşesinde ister devlet görevinde ister özel sektörde çalışan bir Mutlulu görmek mümkündür.1950’li yıllarda Ankara’ya göç eden hemşerilerimiz önce yoğurtçuluk ve lokantacılık işleri ile uğraşmışlar ama kasabadan hiç kopmamışlardır. Ankara’da yüzlerce Mutlu Lokantası vardır. Her yıl Mayıs ayı sonunda kasabamızın kurucularını anma ve pilav etkinliği hemşerilerimizi buluşturuyor. Kasabamızda çevre halkı tarafından kutsal tabir edilen iki adet balıklı pınar vardır. Özellikle yaz aylarında bölgenin en güzel mesire yeridir. Bu nedenle Mutlu Beldesi mutlaka görülmesi gereken bir yerdir” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.