Faiz lobisi kazandı

Faiz lobisi kazandı

Saadet Partisi Konya Milletvekili Adayı Mustafa Özkafa, “Bu yıl bankaların karı 50 milyarı aşacak. AK Parti ilk başa geçtiğinde bankaların karı 3-4 milyardı. Hükümet bankalar ve faiz lobisi aleyhinde sürekli konuşuyor ama en çok büyüyenler onlar” dedi

Konya Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı ve Saadet Partisi Konya 1. sıra Milletvekili Adayı Mustafa Özkafa, Kanal 42’de yayınlanan seçim özel canlı yayınına konuk olarak Kanal 42 Haber Dairesi Başkanı Kerem İşkan’ın sorularını yanıtladı. Resmi rakamlara dayanan ekonomik veriler ile kıyaslama yaparak ekonominin çok kötü bir noktada olduğuna vurgu yapan Özkafa, kavramların manalarının dışında kullanılarak halkın aldatıldığını ifade etti. Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde değinen Özkafa, pek çok hizmeti faize bulaşmadan yaptıklarını ve borçsuz bir belediye bıraktıklarının altını çizdi.

DOLARIN BU KADAR HIZLI YÜKSELMESİ NORMAL

Kerem İşkan’ın “Hükümetin gündeminde erken seçim yokken neden aniden erken seçime gidildiği ile ilgili sorusuna Mustafa Özkafa, “Aslında bu beklenen bir sonuçtu. Siyasi, ekonomik gelişmelere ve gidişata baktığımız zaman, iktidarın belli bir süre daha gitmesinin zorlaştığını görüyorduk. Ekonomiyi, siyaseti takip etmeye çalışıyoruz. 20-30 yıldır, ülkemizin iç-dış ticaret rakamlarını, iç-dış borcunu konuşuyoruz. Bu ani, baskın seçim, Türkiye’nin dış ticaret açığı 980 milyar dolara vardığı için oldu. 1 ayda ödediğimiz faiz 4-5 milyar iken 9 milyara çıktığı için oldu. Bütçemizden her ay faize 4-5 milyar öderken Mart ayında 9,5 milyar lira ödedik. Mart ayında tüm çalışanlara devletimizin ödediği tutar 15,5 milyar. Bir avuç rantiyeye 9,5 milyar ödeniyor, tüm personele, çalışana 15,5 milyar ödeniyor. Rakamlar öylesine anormal bir hale geldi ki bu rakamlar halkımız tarafından anlaşılmakta zorlanıyor. 9,5 milyar şudur; Ilgın Şeker Fabrikamız yakın zamanda 730 milyon TL civarına. Mart ayında ödenen faiz 13 tane Ilgın Şeker Fabrikası yapıyor. Bir ülke 13 şeker fabrikasını faiz olarak ödeyebilir mi, ödeniyor. İşte seçim bu yüzden yapılmıştır. Bu faizler nereden çıkıyor, çünkü borcumuz var. Özel sektörün borcu 45 milyardan 1,6 trilyona ulaştı. Hane halkı borcu 2002’de 6,5 milyar imiş, 2017 sonu itibari ile bu rakam 490 milyara çıkmış. Bu Merkez Bankası’nın resmi rakamıdır. Bu rakamlar bilinmez ise dolar bir günde 3 de olur 4 de olur, 5 de olur” şeklinde cevap verdi.

DAHA ÖNCE YAPTIK YİNE YAPACAĞIZ

“Doların kasıtlı olarak yükseltildiği, faiz lobisinin Türkiye ekonomisi üzerine oynadığı söyleniyor buna katılıyor musunuz?” şeklindeki soruya ise Özkafa, şu şekilde cevap verdi: “Biz Saadet Partisi olarak yıllardır birtakım ilkeleri ve gerçekleri ortaya koyuyoruz. Bunların hepsi doğru çıktı. Dış mihraklar var, dünya para sistemi var, tüm dünya milletlerini sömürmek için programlı olarak çalışıyorlar. Önemli olan bizim bu oyunlara gelmemizdir. Türkiye çok önemli bir konumdadır. Böyle bir ülkede oyunlar oynanması normal. Biz mazimizden, Erbakan Hocamızdan beri hep doğru adımları attık. Biz, Yaşanabilir bir Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye ve yeni bir dünya diyoruz. Bunun kurulması için ahlaki ve manevi kalkınma, adil bir ekonomik sistem, şahsiyetli dış siyaset, olması lazım. Tek başına iktidar olmadığımız halde elimize ne zaman fırsat geçse bunların yapılabileceğini ispat ettik. 1997’de İslam ülkeleri bir araya gelmez deniliyordu, D-8’i kurduk, bir araya getirdik.”

AK PARTİ İLE NİYE İTTİFAKA GİRİLMEDİ?

“AK Parti ile niye ittifaka girilmedi de neden CHP ile girildi?” şeklindeki soruya ise Özkafa, şöyle cevap verdi: “Biz düşünce kökleri itibariyle bir zamanlar bir araya geldiğimiz tüm kişilere saygı çerçevesinde yaklaşırız, meseleleri mütalaa ederiz. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Biz iktidarları icraatlarına bakarak değerlendiririz. Şahıslarla, sembollerle çok kavga ettiğimiz için birtakım matematiksel gerçekler görülmüyor. Partimiz ve genel başkanımız bu yüzden devamlı ‘Düşünün’ diyor. Neyi düşüneceğiz, dış siyaseti, ahlaki durumu, gençliğimizi, ekonomik durumuzu... Bunlara bakmak lazım. İktidar partisine 400-500 trilyon yardım yapılıyor, 2-3 milyonun oyunu almış bir partiye 10 kuruş hazine yardımı yapılmıyor, televizyon ekranları kapatılıyor, hadi bakalım yarış yapalım. Bunun adı ‘demokrasi’ değil, ‘demokratur’dur. Genel Başkanımız AK Parti yetkilileri ile ve diğer partiler ile tek tek görüştü. AK Parti, gelin bizim listemizden girin dedi. Ne münasebet? Biz farklı görüşleri, icraatleri olan, en temel ve özel partilerinden biriyiz. Kıbrıs barış harekatını biz yaptık, ağır sanayi hamlesini biz yaptık. Bugün yapmak kolay ama 43 yıl önce bozkırın ortasında koskoca TÜMOSAN fabrikasını kurmuşuz biz. Cumhuriyet tarihinde bütün çalışanlara 1 yıl içinde yüzde 100’ün üzerinde zammı biz yaptık. Çiftçimiz, esnafımızın yüzü gülmüştü. D-8,  havuz sistemini kurduk, denk bütçeyi yaptık.”

img_2617-001.jpg

HALKIN MAAŞI ERİDİ

“Yine şu anki iktidar başa gelirse nasıl bir tablo ile karşılaşacağız?” sorusuna ise Özkafa, şu şekilde cevap verdi: “Mükemmel bir ülkede yaşıyoruz. Çok farklı ürünler yetiştirecek kapasitemiz var. Kendi kendimize yetebilecek bir ülkeyiz. Yıllardır yanlış idareye rağmen ayakta durmamızın sebebi budur. Ama yanlış idareden dolayı 600 bin öğretmenimiz atama bekliyor. Genç nüfus işsizlik oranı yüzde 21 olmuş. Bana göre işsizlik yüzde 50-60. Tarıma ve sanayiye, üretime ağırlık vermediğimiz için tüccarımız çok. Bir işyerine gidiyoruz 3-5 kişi çalışıyor, gelen müşteri çok az, boş oturuyorlar. Protesto edilen çeklere, senetlere baktığınız zaman işin ciddiyeti anlaşılıyor. Asgari ücret 1600 lira, yoksulluk sınırı 5 bin liranın üzerinde. Bu neyin istikrarı? Maaşlarımızı döviz cinsinden hesaplarsak tahminin yüzde 30-35 zarar etti halk. Siz televizyonları gerçeklere kapattığınız zaman halk bunun faturasını öder ama idareciler altından kalkamayacakları çok daha büyük faturalar ödemek zorunda kalırlar. Gerçekler halkın gözünden kaçırılıyor. Zihinler kirletiliyor.”

KAZANAN FAİZ LOBİSİ

“Kavramlar manalarının çok dışında kullanılıyor” diyen Özkafa, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye son çeyrekte yüzde 7,4 büyüdü diyorlar. Büyüme nedir? Büyüme enflasyondan arındırılmış bir şekilde gelirinizdeki meydana gelen reel artışın oranına büyüme denir. Türkiye’de yüzde 10-12 enflasyon oluyor. 2 bin lira maaş alıyorsanız, enflasyon farkını koyun, 2 bin 200. Yüzde 5 büyüdü iseniz, maaşınız 2 bin 300 oldu ise siz reel olarak yüzde 5 büyümeden pay almışsınız demektir. Hükümetin büyüme rakamlarını ortaya koyun. 15 yılda ortalamasına yüzde 5 diyelim. Kümülatifte bu yüzde 100 yapıyor. 15 yılda yüzde 100 büyümüşüz. O zaman bunun anlamı, enflasyon farkı konulduktan sonra herkesin maaşı 2 misline çıkmışsa, çalışan, esnaf, çiftçi, bundan payını almıştır. Bu yıl bankaların karı 50 milyarı aşacak. AK Parti ilk başa geçtiğinde bankaların karı 3-4 milyardı. Hükümet bankalar ve faiz lobisi aleyhinde sürekli konuşuyor ama en çok büyüyenler onlar.”

BORÇSUZ BİR BELEDİYE DEVRETTİK

Belediye Başkanlığı sonrası borçsuz bir belediye devrettiklerini ifade eden Özkafa, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz 1 yıl hariç hep muhalefet belediyesi olduk. Pek çok hizmet ile birlikte Konya Büyükşehir Belediyemizi sıfır borç ile bıraktık.  Belediyeyi bırakırken bir ibret levhası olması adına bilbordlara ‘500 trilyonluk hizmet ve sıfır borçlu belediye’ yazılarını astık. Borçuz olmanın faydası nedir biliyor musunuz? 50 kuruşa su hizmeti sunarsınız. Biz su faturasını şöyle hesap ediyorduk. Suyu elde ettiğimiz masraf ne ise 1 kuruş kar koymadan faturayı gönderiyorduk. Eskiden 2 ayda 1 fatura giderdi. Şimdi 1 ayda gidiyor ki ne kadar çok geldiği belli olmasın. Biz belediyecilikte de her hizmeti ilk başlatanız. Köprüler, alt geçitler, üst geçitler, yapan, başlatan biziz. En büyük parklar, ağaçları biz diktik. Konya’nın en geniş ve en uzun bulvarlarını biz yaptık. Fetih Caddesi, Ahmet Özcan Caddesi. Barış Caddesi, Piri Esat Caddesi. Boş bir araziye de açmadık, meskun hallere açtık. Fakat 10 kilometre yol açtık bir vatandaşımız ile de mahkemelik olmadık. İç çevre yolları gibi arterler ile trafiğin rahatlamasını sağladık. 42 katlı en büyük gökdeleni biz yaptık. Hangi alana bakarsanız bakın en nadide hizmetleri biz kendi kaynağımızla, borçlanmadan yaptık. O zaman 15 Büyükşehir içinde yarım bir gününü genci, ihtiyarı, kadını, erkeği ile randevusuz görüşen tek belediye başkanı idik. Saadet Partisi budur, Milli Görüş budur. Halkımız bu görüşe susamıştır. 24 Haziran’dan sonra hem Konya’da hem Türkiye’de yeni bir dönem başlayacak.”

BİZİM KURTULUŞUMUZ LONDRA DEĞİL

Özkafa, konuşmasına şöyle devam etti: “Biz inanarak, düşünerek, yıllar öncesinden ortaya koyduğumuz, ‘Yaşanabilir bir Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye ve yeni bir dünya’ idealimiz var. Bunun sıralaması tesadüf değil. Önce Yaşanabilir bir Türkiye kurmamız lazım. Yaşanabilir bir Türkiye kurduğunuz zaman 81 il bundan nasibini alır. İnşallah 24 Haziran’dan itibaren büyük bir atılım başlatacağız. Meclis’te kilit bir parti haline gelecek. Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu’nun da Cumhurbaşkanı olması için tüm gücümüzle çalışıyoruz. Önce büyük bir heyecan başlayacak. Dolar inmiş, çıkmış, bunlar bizim kitabımızda yok. Bizim dolarlar yerin altında, eşip çıkaracağız. Biz ilmi, teknolojiyi rehber edinmemiz lazım. Dünyada başarılı ilk 100 üniversite açıklanıyor. Listede Türkiye’den üniversite yok. Japonya ile Türkiye 1945’ten beri eşit şartlarda yarışa başladı, şimdi Japonya’nın dünyada tutulan markaları var. Bizim kurtuluşumuz, Londra değil, bu topraklardır. Cumhurbaşkanımız Londra’ya gitti, Merkez Bankası Başkanı’nı gönderdi, Başbakan Yardımcılarını gönderdi. Niye, hem dış güçlere karşı çıkıyoruz, hem de ‘Biz öldük bittik bize para ver’ diyoruz. Para bizim toprağımızda, denizlerimizde. Teknolojiye, bilime önem verseydik, ahlak ve karakter sahibi, yüksek ulvi değerlere sahip, ülkesini ve insanlığı seven, yolsuzluktan uzak, alın terine dayalı, helal paraya dayalı üretime yöneltseydik bu milleti bu hale gelmezdik.”

DIŞ TİCARET HER AY AÇIK VERİYOR

Dış ticarette her ay açık verildiğini kaydeden Özkafa, şöyle konuştu: “Dış ticaret açığı, dışarıdan alınan mal ile, dışarıya sattığımız mal arasındaki döviz cinsinden açık. Almanya mesela her ay 20 milyon Euro dış ticaret fazlası veriyor, kar ediyor. TÜİK rakamlarına bakarken dış ticaret açığımızın 1923’ten 2002’ye kadar 79 senede 250 milyar dolar olduğunu gördüm. 2002-2017 arasında ise 980 milyar dolar dış ticaret açığı vermişiz. TÜİK resmi rakamı bu. Buna can dayanır mı? Her ay açık veriyoruz. Nisan ayı rakamı açıklandı. Yüzde 30 artışla 6,7 milyar dolar olmuş açığımız. Çevir Türk lirasına 30 milyar lira. 35 tane Ilgın Şeker fabrikası eder. Böyle büyük bir yanlışın içindeyiz.”

HÂLİD ŞEN merhabahaber.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum