Doğu Türkistanı tanımıyoruz

Doğu Türkistanı tanımıyoruz

Doğu Türkistan 150 yıldır Çin Hükümetinin zulmü altında yaşamaya mahkum edildi. Türkiye Doğu Türkistan ile kardeş gibidir. Türkiyenin oraya sahip çıkması gerekir

Konya’da Doğu Türkistan’daki yaşanan zorlukları dile getiren Gönül Gözü Derneği Başkanı  Derviş Ahmet Şahin, Doğu Türkistan’ın Türkler için önemli olduğuna dikkat çekerek, “Doğu Türkistan bütün Türklerin anavatanı ve öz yurdudur. Bugün orada yaşayan insanlar hem bizim soydaşımız hem de dindaşımızdır. Fakat Doğu Türkistan’da 150 yıldır kesintisiz Çin zulmü yaşanıyor. Ama bu zulüm Çin Halk Cumhuriyeti’nin dikta yönetimi sayesinde gerek dünyada gerekse Türkiye’de fazla yer bulamıyor. Doğu Türkistan jeopolitik olarak çok önemli bir konumda olduğu için Çin, Doğu Türkistan’ı hiçbir zaman kaybetmek istemiyor. O yüzden oradaki zulmünü gün geçtikçe daha da artırıyor. Doğu Türkistan son 150 yıldır, 1875 yılında liderleri olan Yakup Bey’in ölümünden sonra tamamen Çin işgali altına girdi” dedi.
KENDİ BAŞLARINA DİRENMEYE ÇALIŞTILAR
Doğu Türkistan’ın direniş hareketleri olduğunu da söyleyen Şahin, “1933 ve 1944’te iki defa bağımsızlığını ilan etti. 1944’ten itibaren tekrar Çin esareti altına girdi. 1944 ten bu yana 4 önemli ayaklanma oldu. Bunlar yapıldıkları bölgelerin isimleri ile adlandırılan ayaklanmalar. 1. Barın ayaklanması, 1990’da oldu. 2. Hotan ayaklanması 1995’te oldu. 3. Gulca ayaklanması 1997’de meydana geldi. Ayaklanmanın sonuncusu da 2009’da Urumçi’de meydana geldi. Bunlar Çin hükümetinin baskıları ve izlemiş olduğu kamufle politikası ile birleşmiş milletler gündeminde ve dünya kamuoyunda fazla yer bulamadı. Urumçi olayları dünya ve Türkiye üzerinde büyük yankılar Yaptı. Bu ayaklanmada Türk medyası ve dünya kamuoyu katliamlara kayıtsız kalmadı. TBMM’de bu olaylar gündem tuttu. Halk bu konuda bilinçlendirildi. 2009’daki Urumçi olaylarını Çin hükümeti, Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Rabia Kadir hanımın çıkardığını iddia etti. Rabia Kadir ise bu ayaklanmamın kendisinin başlatmadığını tamamen bir halk ayaklanması olduğunu söyledi. Rabia Kadir hanımında söylediği gibi olaylar bir Çin fabrikasında Çin işçilerin Türk işçilere sataşması ile ortaya çıkıyor. Bu olaylara tepki çekmek için insanlar Urumçi meydanında buna tepki vermek istiyor. Çin hükümeti buna karşı çıkıp zulmünü artırınca olaylar giderek çığırından çıkıyor. Bu olaylara 3–4 bin kişilik bir kitle müdahil oluyor” diye konuştu.
TÜRKİYE EV SAHİPLİĞİ YAPMALI
Doğu Türkistan’dan Türkiye’ye kaçışların olduğunu söyleyen Ahmet Şahin, “Oradan Türkiye’ye olan kaçışların en büyüğü 1960’lı yıllarda oldu. Buraya gelenlerin büyük kısmı Kayseri ve İstanbul’da. Benimde temsilciliğini yapmış olduğum Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Dergisi Gök Bayrak Dergisi dünyada dağıtılan bir yayın. 20 yıldır kesintisiz olarak dağıtılıyor. Oradaki soydaşlarımız için elimizden gelebilecek en güzel işlerden birisinin bu olduğunu düşündüğüm için derginin temsilciliğini yapıyorum” ifadelerini kullandı. Son yıllarda Doğu Türkistan’a Türkiye’den ziyaretlerin arttığını söylen Derviş Şahin, “Oradaki soydaşlarımıza Türkiye’den şimdiye kadar devlet yetkilisi olarak ziyaret yapılmamış. 57. hükümet zamanında Başbakan Yardımcısı ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli buna müteakip Cumhurbaşkanı Abdullah Gül oradaki soydaşlarımızı ziyaret etti. Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu’nun da, Doğu Türkistan’ın Kaşgar eyaletindeki Kaşgarlı Mahmut’un kabrini ziyaret etmesi, orada bir cenazeye katılması oranın halkını gerçekten çok mutlu etmiştir. Başbakan’ın Doğu Türkistan ziyareti oradaki halkla iç içe olması, soydaşlarımıza bir umut kaynağı olmuştur” dedi.
GAZZE VE DOĞU TÜRKİSTAN EŞİT OLMALI
 Türkiye’nin Gazze’ye olduğu kadar Doğu Türkistan’a da sahip çıkması gerektiğini söyleyen Şahin, “Türk gündeminde Doğu Türkistan davası, sorunların hem Türkiye’de hem de dünyada fazla yer bulamıyor. Filistin ve Gazze sorunları tüm dünyada yer buluyor. Filistin ve Gazze ne kadar Müslüman ise bizim kardeşimizse, Doğu Türkistan’da yaşayan kardeşlerimizde Müslüman ve Türk’tür bizim kardeşimizdir. Ama bazı şeyler bizim toplumumuzda sınıflandırılmış. Mısır, Filistin sorunu belli bir kesime, doğu Türkistan sorunu belli bir kesime aks edilmiş. Burada bir bölünmüşlük var. Bu bölgelerin hepsi bizim derdimiz. Bir Müslüman zulüm görüyorsa onun derdi bizim derdimiz olmalı” diye konuştu.
DOĞU TÜRKİSTAN’I TANIMIYORUZ
Konya’da Doğu Türkistan’ın pek tanınmadığını söyleyen Şahin, “İnsanlar doğu Türkistan’ı tanımadığı için biz de Konya’da bu işin bayraktarlığını yapmaya karar verdik. Ben geçen sene doğu Türkistan ile ilgili resim sergisi açtım. İnsanların tavrından utandım. Birçok kişi doğu Türkistan’ı tanımıyor. Bir vatandaş bana dedi ki, ‘Ağabey Türk bayrağını neden maviye boyadın’ diye sordu. Ben o günden sonra bu davayı elimden geldiği kadarı ile Konya gündeminde tutmaya karar verdim. Kimse oradaki zulmü, onların Türk ve Müslüman olduğunu bilmiyor. Onların fiziki şartlarından Çinli mi, Japon mu olduklarını soruyorlar, Müslüman mı diye soruyor. Bizim birbirimize destek olmamız birbirimizin derdi ile dertlenmemiz lazım, biz Filistin ile dertlenip Doğu Türkistan’ı unutursak olmaz, Doğu Türkistan ile dertlenip Filistin’i unutsak oda olmaz. İkisi de Müslüman bizim ikisinin dertleri ile dertlenmemiz lazım. Çin Hükümeti bizim Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi desteklememizi istemiyor, bize siz Doğu Türkistanlıları destekler iseniz, bizde PKK’lıları destekleriz diyerek aba altından sopa gösteriyorlar. İlişkilerin bozulmamasını talep ediyorlar. Biz şuna inanıyoruz, Doğu Türkistan davası günden güne ilerleyecek, orası bir gün özgürlüğüne kavuşacaktır” diyerek gerekli olan mesajı verdi.
MUSTAFA ÖZÇELİK

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.