Brezilya Seçimleri: Zengin Ve Fakirin İktidar Mücadelesi (Haber-analiz)

Brezilya Seçimleri: Zengin Ve Fakirin İktidar Mücadelesi (Haber-analiz)

Güney Amerika ülkesi Brezilya’da başkanlık seçimlerinin ikinci turu önümüzdeki Pazar günü yapılacak. Birinci turda yüzde 41,59 oy alan İşçi Partisi (PT) adayı ve mevcut başkan Dilma Rousseff ile sosyal demokratların (PSDB) adayı Aecio...

Güney Amerika ülkesi Brezilya’da başkanlık seçimlerinin ikinci turu önümüzdeki Pazar günü yapılacak. Birinci turda yüzde 41,59 oy alan İşçi Partisi (PT) adayı ve mevcut başkan Dilma Rousseff ile sosyal demokratların (PSDB) adayı Aecio Neves arasında kıran kırana bir mücadele var. Anketler iki aday arasında teknik eşitlik olduğu ve Rousseff’in bir puanla öne geçebileceğine işaret ediyor.

Seçimin ilk turunda yaşanan sürprizle beklenenden daha yüksek oy alan (%33,55) ana muhalefet adayı Neves, birinci tur sonunda mevcut konumunu güçlendirmeyi başardı. Yarışı üçüncülükle bitiren ve yüzde 20 oy alan yeşillerin adayı Marina Silva ise ikinci turda Neves’i destekleyeceğini ilan etti. Birinci tur sonuçlarına göre seçmenlerin aday tercihinde sosyo-ekonomik bir ayrım olduğu net bir şekilde görülüyor. Ülkede gelir düzeyi düşük kesimin yaşadığı kuzey bölgelerinin tamamından birinci çıkan Rousseff’e karşılık sanayi üretimi ve finans merkezlerinin bulunduğu güney bölgelerinde ise Aecio Neves galip çıktı. Birinci tur sonuçlarını değerlendiren yerel ve uluslararası medya iki liderin yarışını “zengin ve fakirlerin iktidar mücadelesi” şeklinde yorumluyor.

Rousseff, parti ve hükümet programlarında sosyal yardım ve işçi hakları konularını ön planda tutarken Aecio Neves ise üretim ve uluslararası ticaret konularında işvereni rahatlatacak uygulamaları nazara veriyor. Rousseff’e destek veren kesimin öncelikli tercihi, aile bursu adı altında hükümet kanalıyla yapılan nakit yardımların devam etmesi. Halkın büyük kısmı, Neves’in seçilmesi halinde bu yardımların kesileceği konusunda endişe ediyor.

Dilma Rousseff'in isminin verildiği gecekondu mahallesinin sözcüsü konumundaki Vagner Goncaga dos Santos isimli vatandaş seçimle ilgili görüşlerini şöyle özetliyor: “Bana bu gecekondu mahallesinin ismi ne olsun diye sorduklarında 'Dilma Rousseff' olsun dedim. Çünkü o bu ülkede önemli bir pozisyona gelen ilk kadın. Bence yeniden seçilecek. Onun seçilmesi fakir aileler için önemli.” Rio de Janeiro'nun elit mahallelerinden birinde yaşayan Lucia Morad isimli vatandaş ise şu tezi savunuyor: “Oyumu Aecio'ya vereceğim ve ne yaptığımı çok iyi biliyorum. Çünkü insanlar iş bulabilirse bu ülkenin kalkınacağına inanıyorum. Ülkedeki mevcut ekonomik düzen yatırımcıyı ürkütüyor. Yolsuzluklar da bizi endişelendiriyor. Bu yüzden ülkede değişim istiyorum.”

Öte yandan muhalefet kanadı, üç dönemdir iktidarda olan İşçi Partisi’nin “zenginden alıp fakire dağıtma” mantığıyla hareket ettiği, devletin sosyal görevleri arasında yer alan yardımları suistimal ettiği ve insanları bu yardıma bağımlı hale getirdiği yönünde eleştiriyor. Muhalefet lideri ayrıca dünyanın 6. büyük ekonomisi konumunda yer alan Brezilya’da uygulanan korumacı politikalar nedeniyle büyümenin durduğu ve rekabet ortamının geliştirilmesi gerektiği üzerinde duruyor.

Zor ve yoğun bir kampanya süreci geçiren Dilma hükümeti, son dönemeçte ortaya çıkan yolsuzluk iddiaları üzerinden saldırıya maruz kaldı. Ortaya çıkan somut delillerin ardından Rousseff’in yolsuzluk iddialarını kabul etmesi ve sorumluların bulunması için gereken herşeyin yapılacağını açıklaması halk tarafından destek gördü. Ancak muhalefetin ve yerel medyanın bu iddiaları sık sık gündeme getirmesi üzerine Rousseff, Petrobras üzerinden hükümete “darbe” yapılmak istendiği tezini geliştirdi. Sık sık TV programlarında karşı karşıya gelen iki aday arasındaki söz düellosu önce karşılıklı suçlamalara ardından da geçmiş yönetimlerin başarısını irdeleyen bir hesaplaşmaya dönüştü.

Ülkede kimin hangi adaya oy vereceğini anlamak için kişinin gelir düzeyi ve sosyal konumuna bakmak yeterli oluyor. Ancak geçtiğimiz yıl ortaya çıkan ve hükümeti hedef alan gösterilerde İşçi Partisi’nin yönetiminden memnun olmayan ara bir grubun ortaya çıktığı biliniyor. Yaklaşık 5 milyon oya tekabül eden bu kesimin, seçimin sonucunu etkileme potansiyeli olduğu ifade ediliyor. Tepki oylarının hangi adayı mutlu edeceği henüz bilinmezken halkın değişim talebine karşılık iki liderin ajandasında da önemli bir reform hareketi yer almıyor.

Seçime üç gün kala yayınlanan son anketler Rousseff’in şansının yüzde birlik bir farkla da olsa daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. İş dünyası ise ülkede bir iktidar değişikliği olacağı yönünde iddialı bir şekilde görüş belirtiyor. Dile getirilen görüşler bir yana, zengin ve fakir arasındaki ayrımın en keskin olduğu ülkelerden biri olan Brezilya’da ülkenin geleceği hakkında son sözü yine seçmen söyleyecek.

CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.