Altıparmak: Gözaltına Alınan Polisler, Dönemin Başbakanından Talimat Alıyordu

Altıparmak: Gözaltına Alınan Polisler, Dönemin Başbakanından Talimat Alıyordu

Gözaltına alınan eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ömer Altıparmak, bugün kendisi ile birlikte gözaltına alınan polislerden bazılarının dönemin başbakanı ile görüşen ve danışmanı ile talimat iletilen polisler olduğunu söyledi....

Gözaltına alınan eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ömer Altıparmak, bugün kendisi ile birlikte gözaltına alınan polislerden bazılarının dönemin başbakanı ile görüşen ve danışmanı ile talimat iletilen polisler olduğunu söyledi. Bu tutumunun emniyet teşkilatına zarar vereceği için bu polisleri görevden aldığını anlatan Altıparmak, “O zaman, devletin bakanları, milletvekilleri bu arkadaşlar için hem genel müdürü aradılar hem de bizzat odama gelerek, özellikle danışman, ‘Niçin bu arkadaşları bu daireden gönderiyorsun’ diye söylediler. Ne oldu da şimdi de o arkadaşlar gözaltına maruz bırakılıyor?” diye sordu.

Ömer Altıparmak, Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne teslim olmadan önce gazetecilere yaptığı açıklamada, 17-25 Aralık operasyonlarına kadar devamlı takdir edildiklerini belirterek, operasyonların ardından kendisinin hedef haline getirildiğini savundu. Operasyonlarla hiç alakasının olmadığını kaydeden Altıparmak, “Ömer Altıparmak hedef haline getirilmişse, terör örgütleri ile ve bölücü terör örgütleri ile mücadelesinden dolayı hedef haline getirilmiştir.” ifadelerini kullandı.

Bu gün kendisi ile birlikte gözaltına alınanlardan bazı polislerin bire bir dönemin başbakanı ve başbakan danışmanı ile görüştüğünü ve başbakanın talimatlarını danışmanı vasıtasıyla ilettiği dairede görev yapan kişiler olduğunu kaydeden Altıparmak, “Bu arkadaşların tutumunun yanlış olacağını ve emniyet teşkilatına zarar vereceğini düşünerek bazılarını dairede görevde iken gönderdim. Devletin Bakanları, milletvekilleri bu arkadaşlar için hem genel müdürü aradılar, hem bizzat odama gelerek özellikle danışman ‘Niçin bu arkadaşları bu daireden gönderiyorsun’ diye söyledi. Ne oldu da şimdi de o arkadaşlar gözaltına maruz bırakılıyor?” sorusunu yöneltti.

“HER ŞEY YOL HARİTASINDAN DOLAYI YAPILIYOR”

Gözaltıların bu süreçten kaynakladığına işaret eden Altıparmak, sürecin başında ise terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın çizdiği yol haritasının olduğuna dikkat çekti. Hükümetin bu yol haritasına göre gittiğini kaydeden Altıparmak, şunları kaydetti: “Öcalan, diyor ki: ‘1 Ekim’e kadar bu yasayı çıkarmazsan savaş ilan ederim.’ 30 Eylül’de Bakanlar Kurulu toplanıyor. Karar alınıyor. Karar, Resmi Gazete’ de yayımlıyor. Ertesi gün de ilgili partinin başkanı çağırılarak ‘Böyle bir düzenleme yaptım’ deniliyor. O da diyor ki: ‘Ben bundan memnun kaldım.’ Terörist başı kardeşi ile yaptığı görüşmede ne dedi: ‘15 Ekim’e kadar süre veriyorum’ dedi. Bu olaylar ondan dolayı başladı. Kimse başkasını suçlamasın. Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan olayların tek sorumlusu var: Terörist başıdır ve onun başında olduğu PKK-KCK terör örgütüdür. Türkiye’nin gündemi bu. Bu gündemi değiştirmeye hakkı yok.”

“KCK OPERASYONLARININ YAPILMASINI BANA DÖNEMİN BAŞBAKANI EMİR VERDİ”

Altıparmak, memleket için her şeyi göz önüne alarak çalıştıklarını, dağlarda donduklarını, çatışmalara girdiklerini de anlatı. Kendisini ne gözaltı ne başka bir şey yıldıramayacağını vurgulayan Altıparmak, “Ama şu var: Bu ülkenin birlik beraberliğe ihtiyacı var. Bir Bosna, bir Kosova, bir Irak, bir Mısır olmasın bu ülke. Şimdi planlanan olaylar, eğer terörist başı tekrar serbest kalırsa. Bakın adamlar tekrar yapılandılar, bölgelerin demokratik partisi şeklinde. Bu partinin başına getirdikleri eski bir KCK sorumlusu. Hepiniz internetten bakın. İMC TV’de Kamuran isimli şahsın açıklamaları var. Ne diyor: ‘Eğer bu PKK-KCK operasyonları olmasaydı, biz bu gün bulunduğumuz döneme 2011-2012 dönemlerinde gelecektik. PKK-KCK operasyonlarını yapanlardan hesap sorulacak. Bunlar soruşturmalara konu olacak ve bunlar adaletin önüne çıkarılacak.’ Bir devletin yetkilisi çıkar da KCK operasyonlarını yapanlar, farklı bir şeyler yaptı diyebilir mi? Devletin polisi yaptı bunu. Siyasi otorite de bunun arkasında durdu. KCK operasyonlarını yapılmasını bizzat bana dönemin başbakanı talimat verdi. Biz bunun üzerine KCK operasyonlarını yaptık. KCK operasyonlarına karar alındığı toplantı da ben de vardım. O zaman Dışişleri Bakanlığı’nın temsilcileri de vardı. KCK operasyonlarının yapılması kararını birlikte aldık. Devlet, nasıl bu gün nasıl bu operasyonların kararını alıyorsa o dönem de böyle yürüyordu bu işler. Ama bir husus var: Bakın o dönem bire bir talimat ve emir verdiği arkadaşlar, bugün bu operasyonlara konu ediliyor. Şimdi bugün verdikleri talimatlarla emirlerle verdikleri gözaltılar, biz çok iyi takip ediyoruz, belki gelecekte arkadaşlar hakkında tahkikatlara konu olacak.” diye konuştu.

"MALUM SÜREÇTEN DOLAYI BURADAYIM"

Altıparmak, kendisinin 1986 yılında başladığı mesleğinde emekli oluncaya kadar uyarı cezası dahi almadığını bildirdi. Çalışmalarından dolayı sürekli olarak takdir ve taltif aldıklarını aktaran Altıparmak, “Ne olduysa 17-25 Aralık operasyonundan sonra oldu. 17-25 Aralık operasyonuyla Ömer Altıparmak’ın hiçbir alakası yok. 17-25 Aralık operasyonundan sonra çeşitli soruşturmalara ve araştırmalara konu edildim. Özellikle İstihbarat Daire Başkanlığı yaptığım 3 yıllık süre içerisinde özellikle terör örgütlerine ve bölücü terör örgütüne yönelik yaptığımız başarılı çalışmalar hepinizin malumu. Birkaç küçük konu haricinde ülkemizi kan gölüne çevirmeye çalışan metropollerde eylem hazırlığında bulunan 200’den fazla örgüt mensubunu yakaladık. 30 tonun üzerinde esrar, 11 tonun üzerinde de eroin yakaladık. Yakaladığımız diğer uyuşturucu maddeleri burada belirtmek istemiyorum. Biz bu gözaltı kararının neden kaynaklandığını, ben niçin bu soruşturmalara hedef olduğumu çok iyi biliyorum. Hepinizin malumu olan süreçten dolayı ben buradayım.” diye konuştu.

"PKK İLE MÜCADELEDE TALTİF ALANLAR OPERASYONLARA KONU EDİLİYOR"

Altıparmak, son dönemde Emniyet İstihbarat Teşkilatı’nda yaşanan gözaltı operasyonları hakkında da değerlendirmede bulundu. Altıparmak, şunları kaydetti: “Taltif dosyalarından bakıyorlar, kim PKK’ya karşı bir mücadelede bulunmuş, kim terör örgütüyle mücadele etmişse hepsi bu operasyonlara konu ediliyor. Birebir özlük dosyalarıyla karşılaştırın, şu anda işleme tabi tutulan diğer illerdeki arkadaşlar da benim gibi terör örgütüyle mücadele eden arkadaşlar. Bunu başka türlü kimse izah etmesin. Antep’i bir bayram günü kana bulayan, İstanbul’da canlı bomba eylemi gerçekleştiren bir PKK terör örgütü ne zaman müzakere edilir ve istediği zaman benim Meclisimden yasa çıkaran bir örgüt haline gelir? Ben burada hangi usule ve hangi gerekçeyle gözaltı kararı verildiğini bilmiyorum. Bir yetkili diyor ki ‘KCK operasyonlarını yapanlarla 17-25 Aralık operasyonlarını yapanlar aynı şahıslardır.’ KCK, operasyonlarında operasyonlara hedef olanlar şehirlerimizi kana bulamaya çalışan Metina kampında eğitilmiş bombacı örgüt mensupları ve onların illegal yapılarıydı. Yasaların, kanunların bize vermiş olduğu yetkiyle biz bunlarla zaten mücadele etmek durumundaydık. Dolayısıyla polis orada görevini yapmıştı. 17- 25 Aralık operasyonlarına gelince benim o operasyonlarla yaptığım çalışmalarda hiçbir alakam yoktur. Ama bu soruşturmalara konu edilmemin gerçekçi sebebinin PKK terör örgütüyle yaptığım mücadeleden kaynaklandığını biliyorum. Bizim attığımız imzalardan, yaptığımız işlemlerden asla ve asla Ömer Altıparmak olarak hiçbir soruşturmaya konu edilecek yanlışım yoktur.”

"GÖREV YAPTIĞIMIZ DÖNEMDE BAYRAĞIMIZI İNDİRTMEDİK"

Hem bu dünyada hem ahirette her türlü hesabı vermeye hazır olduğunu vurgulayan Altıparmak, şöyle devam etti:

“Ama Mehmetçiklerimin katiliyle, polislerimin katiliyle mücadele edenler şu anda müzakere edenlerin hedefi haline getirilmiş durumda. Bunu benim kabul etmem asla mümkün değil. Güneydoğu’da yakın zamanda çok fazla ölümlerin, mal kayıplarının yaşandığı eylemler yaşandı. Bu eylemlerin amacı terörist başının, bebek katilinin serbest bırakılmasına zemin hazırlama eylemleriydi. Aynı açlık grevi eylemlerinde olduğu gibi. Bu eylemleri kötü planlanmış bir soygun gibi gördüm. Ölümler beklenmedi belki. Ama bu eylemleri organize edenler netice itibariyle 6 Ekim’de terörist başı kardeşiyle görüştü ve bir açıklama yaptı. Bu eylemler ondan dolayı başladı. Niçin herkes sağı solu suçluyor? Niçin PKK’ya terör örgütü diyemiyor? Niçin terörist başının konumunu tartışmıyor? Şehirlerimizi kana bulayan bu insanlar değil miydi? Gaziantep’te bomba patlatan bunlar değil miydi? Anafartaları savaş alanına çeviren bunlar değil miydi? Biz çok nitelikli patlayıcı maddelerde yakaladık. Çok şükür görev yaptığımız dönemlerde bayrağımızı indirtmedik. Hayatta olduğumuz müddet boyunca arkadaşlarıma güvenerek söylüyorum. Emniyet teşkilatıma, Genelkurmayımıza güveniyorum. Ay yıldızlı bayrağın yanında asla başka bir çaput bulunmayacak. Biz ölmeden bu olmayacak.” CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.