Acil tedbir şart!

Karatay'da 2 gün önce meydana gelen ve 3 kişinin yaşamını yitirdiği acıklı bina çökme olayının ardından, çoğu vatandaş “Acaba buna benzer diğer binalar da çöker mi?” sorusunu konuşmaya başladı. Konyalı Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Konya’da iki katlı binanın çöktüğü Akçeşme Mahallesi’ndeki incelemelerimiz neticesinde riskli olduğunu belirlediğimiz 12 binanın yıkımına, 24 binanın ise riskli bina statüsünde yenilenmesine karar verdik” dese de, Konya'da Akçeşme Mahallesi'nin dışında sayıca fazla riskli bina bulunuyor. Ayrıca bu riskli ve güvenliği olmayan binalarda yaşamını sürdüren insanların varlığı da endişeyi artırıyor.

BİNALAR BAKIMSIZLIKTAN ÇÜRÜYOR

Bu tür eski yapıların koruma altında olduğunu ifade eden İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Konya Şube Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Süleyman Kamil Akın, bu binalarda her türlü tadilat için vatandaşın izin alması gerektiğini de dile getirdi. Vatandaşın güvenli bir şekilde yaşamını devam ettirebilmesi adına kerpiç binayı güçlendirmesi gerektiğinin altını çizen Akın, “Vatandaşın güçlendirme çalışması için maddi imkânı yoksa ne olacak?” sorusunu da sordu. “Vatandaş, izinsiz bir tadilat yapsa ve yapılan tadilat aslına uygun olmazsa ceza bile alıyor” diyen Akın, “Sonra ne oluyor, maddi imkânı olmayan vatandaşın binası bakımsızlıktan çöküyor. İnsanların maddi gücü olmayabilir. Eğer vatandaşın ekonomik gücü yoksa da, devletin vatandaşa bedelsiz kredi sağlaması gerekir. Böylelikle bu özel binalarda can ve mal güvenliği de sağlanmış olur. Bir de bu binaların hangi amaç ile korunup, tescillendiğinin de bilinmesi gerekir” şeklinde konuştu.

KONYA'DA RİSKLİ BİNA ÇOK FAZLA!

İkinci bir alternatif olarak bu binaların devlet tarafından acilen kamulaştırılması gerektiğine vurgu yapan Akın, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Devlet tadilat hakkı tanıdı, binanın içinde oturan kişi de bunu kabul etmediyse binaların kamulaştırılması gerekir. Belediye, kamulaştırılan alanda sosyal bir yaşam alanı oluşturabilir. Bu sorunun bir an evvel çözüme kavuşturulması lazım. Çünkü bu tarz riskli bina Konya'da çok fazla. Bir de bu binalarda oturanlar da var. Terkedilenler de metruk bina haline geliyor. Daha sonra da metruk binalar güvensiz alanlar haline geliyor. İvedilikle güvenli yaşam alanları oluşturulması için çalışma başlatılmalıdır. Eski Konya olduğu için Karatay bölgesinde riskli bina daha fazla. Mevlana civarında da koruma altına alınan bina hayli var.”

OLAYI BELEDİYELERE YIKMAK İNSAFSIZLIK OLUR

2 gün önce çöken binanın daha önce “Yıkılacağım” diye bağırdığını söyleyen Akın, Konya'da daha birçok binanın da “Yıkılacağım” diye bağırdığından duydukları endişeyi de belirtti. Bu tarz üzücü olaylarda faturayı direkt belediyelere kesmenin de doğru olmadığını aktaran Akın, şunları kaydetti: “Belediyelerde riskli yapı kurulunun oluşması gerekir. Belediyelerin elinin daha fazla güçlenmesi lazım. Çünkü yeterli oranda yetkileri yok. Belediye, 'Riskli binayı boşaltayım' dese de bir şey yapamaz. Çünkü konu direkt Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bağlı halde. Bakanlık, bu işlerle mi uğraşacak? Ayrıca riskli binanın tespitini, durumunu en iyi bakanlık mı bilecek yoksa belediyeler mi? Aslında Konya Büyükşehir Belediyesi'nin bu konu ile ilgili bir yetkisi var da, Büyükşehir'e de çok zorluk çıkarılıyor. Bu işin en net örneği Meram'da görüldü. Meram Belediyesi, 'Kentsel dönüşüm yapacağım' dedi, önüne bir sürü engel çıkarıldı. Kanunun daha rahat uygulanabilir olması gerekir. Ondan sonra olumsuz bir olay olunca en büyük sıkıntıyı belediyelere yüklüyorlar. Bu doğru bir yaklaşım değil. Belediyeler eline yetkiyi alsa da onlar da tek başına bu işin altından kalkamazlar. İlgili bakanlığın ve belediyelerin ortak çalışması, bakanlığın belediyeye omuz vermesi gerekir.”

EMRE ÖZGÜL