28 Şubat mağduriyetleri sona ermeli

Bin yıl sürecek bir toplum mühendisliği projesi olarak uygulamaya konan 28 Şubat süreci milletimizin tüm kesimlerinde büyük bir travma yarattı. Binlerce başörtülü öğrenci okullarından uzaklaştırılarak eğitim haklarından kullanmaları engellenmiş ve sürecin ağır mağduriyetlerine maruz bırakıldı. 28 Şubat mağduru öğrencilerin kurduğu 28 Şubat Öğrenci Derneği, öğrencilerin yaşadığı mağduriyetlere dikkat çekiyor. Derneğin Başkanı Emine İlyas, "Bu mağduriyetlerin yarattığı pekçok hasar Türkiye’nin normalleşmesi süreci ile birlikte Sayın Cumhurbaşkanımızın almış olduğu insiyatifler ile büyük oranda çözüldü fakat hala devam eden mağduriyetler var. Bu mağduriyetler üzerinde toplumsal farkındalık oluşturmak ve bu mağduriyetlerinin giderilmesinde kollektif aklı/vicdanı harekete geçirmek amacı ile Konya merkezli 28 Şubat Öğrenci Derneği kurulmuştur" dedi.

28 ŞUBAT BÜYÜK TRAVMA YARATTI

"Derneğimiz, 28 Şubat döneminde öğrenciyken başörtüsü yasağıyla eğitim hayatlarına son verilen, üniversitelerde başörtüsünün serbest olduğu 2011 yılı affıyla tekrar üniversitelerine dönüp zamanla mezun olan dönemin üniversite öğrencileri tarafından kurulmuştur" diyen Emine İlyas, şunları söyledi: " 1000 yıl sürecek bir toplum mühendisliği projesi olarak uygulamaya konan 28 Şubat sürecinin milletimize istisnasız tüm kesimlerinde büyük travma yaratmıştır. Binlerce başörtülü öğrencimiz okullarından uzaklaştırılarak eğitim haklarını kullanmaları engellenmiş, sürecin en ağır travma ve mağduriyetlerine maruz bırakılmıştır. Bu travmaların yarattığı pekçok hasar Türkiye’nin normalleşmesi süreci ile birlikte Sayın Cumhurbaşkanımızın almış olduğu insiyatifler ile büyük oranda çözülmekle birlikte iyileşme süreci hâlâ tamamlanabilmiş değildir."

KAMU GÖREVİ HAKLARI İADE EDİLMELİ

Bu mağduriyetler üzerinde toplumsal farkındalık oluşturmak ve bu mağduriyetlerinin giderilmesinde kollektif aklı/vicdanı harekete geçirmek istediklerini kaydeden İlyas, "Rektörlere, hâkim ve savcılara verilen brifingler, fişlemeler, görevden uzaklaştırmalar, üniversiteye girişte katsayı engelleri, başörtülü öğrencilerin okullarından uzaklaştırılmaları bu süreçte akılda kalan hukuk cinayetleridir. Bir de döneminin başörtülü üniversite öğrencileri var. Uygulanan başörtüsü yasağından dolayı binlerce başörtülü üniversite öğrencisi okullarını bırakmak zorunda kalmıştır. Bu süreçten itibaren çeşitli aflar çıkarılmış olsa da üniversitelerde başörtüsü yasağı devam ettiğinden bu aflar pek bir anlam ifade etmemiştir. Nihayetinde 2010 yılında başörtüsü yasağının kalkması ve akabinde 2011 yılında çıkarılan afla bu mağdur öğrenciler okullarına dönüp eğitimlerini tamamlayabilmişlerdir. Bu öğrencilerin eğitim hakkının engellenmesi sadece eğitimlerini değil aynı zamanda bu eğitimlerin sonucu elde edilecek mesleki yaşamlarını da engellemiştir. Eğitim hakları verilen bu mağdurlara engellenmiş kamu görevi hakları da iade edilmelidir. Ne yazık ki bu alanda bir ilerleme mevcut değildir. Bu, ayrıcalık değildir. Bu, 28 Şubat’ın gaspettiği öğrencilerin ellerinden alınan kamu görevlerinin emsalleri gibi kendilerine iadesidir. Bir Hak’kın teslimidir" diye konuştu.

AYNI HAKLAR MAĞDURLARA DA TANINMALI

Hükümeti zaman zaman çeşitli zümrelere yaptığı özel düzenlemeler yaptığını hatırlatan İlyas, " Dershane öğretmenlerinin kamuya atanmaları için yapılan çalışmalara ek olarak son torba kanun ile ücretli öğretmenlik yapanların sözleşmeli personel olarak atanmalarını sağlayacak çalışmalar düzenlemelere örnektir. 28 Şubat döneminin mağdur üniversite öğrencileri içinde bu özel yetkinin kullanılmasını beklemekteyiz. Her seferinde unutulmak, yok sayılmak 28 Şubat mağduru öğrencilerini üzmektedir. Mevzuatta yapılacak yasal bir çerçevede yönetmeliklere yapılacak basit ilavelerle çözümünün mümkün olduğu kanaatindeyiz. Birkaç teklifimiz olmakla beraber genel olarak ortaya çıkan 28 Şubat döneminin kamu personeli olarak ilk atamasına eş değer bir atama yapılmasıdır. Devletimizden istediğimiz; Dershane öğretmelerine tanınan hakkın, ücretli öğretmenlere tanınacak hakkın 28 Şubat dönemi üniversite öğrencileri için de tanınmasıdır. Hak etmedik mi?" diye sordu.

ACI VE KABUS DOLU YILLARDI

"1997-1998-28 Şubat'ından 2018-8 Şubat'ına, mazeret değil çözüm bekliyoruz" çağrısında bulunan İlyas, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Acı, kâbus, hayallerin, hayatların mahvoluşu, o günlerdeki çırpınışlarımız, tüm haykırış ve çırpınışlarımıza rağmen ölü toprağı atılmışçasına sessiz ve duyarsız kalan insanlık. Dönün evinize okumasanız da olur, devlete karşı mı geliyorsunuz diye bizleri suçlayıp hakaret edenlerin o aşağılayıcı cümlelerinin hala yüreğimizdeki acısının ne kadar taze olduğunu hatırlatıyor şubat. Yaralar kabuk bağlarda tam iyileşiyor sanırsınız işte her şubat bizim kabuk bağlayan yaramızın kangrene döndüğü aydır. Ülkemizde böylesine hukuk dışı uygulamaların yeniden yaşanmaması için bu davanın sonuçları itibariyle çok önemli olduğuna inanıyorum. Bundan sonra bir daha darbeye tevessül edilemeyecek ölçüde yargısal uzun süreli hapiside içeren bir cezalandırma ve kamuoyu nezdinde darbeciliğin ne kadar adi bir suç olduğunun tescilini taleb ediyoruz."

AMME VİCDANI SESSİZ KALMAMALI

"28 Şubat döneminde üniversitede eğitim hayatları ellerinden alınan o dönemde sadece başörtülü oldukları için tüm haklarına tecavüz edilen ve başörtüsü serbestisinden sonra mezun olan mağdurlar iade-i itibarı beklemektedir" diyen İlyas, sözlerini şu şekilde tamamladı: "28 Şubat darbesiyle yaşadığımız tüm mağduriyetlerin karşılanması mümkün değil. Biz de zaten ahirete bıraktık. Ama Devletimizin çok küçük tasarrufları ile giderilebilecek o kadar mağduriyetimiz var ki. Bundan sonra böyle bir süreç yaşanırsa ‘Allah Korusun’ mücadele edecek bizim gibi insanlar bulunsun diyorsak 28 Şubat Mağdurlarının çağrılarına amme vicdanı sessiz kalmamalı. Şuan gayet açık ki medya o dönemde 28 şubat darbesinde en büyük etkiye sahiptir. Ülkemizin enerjisini bu yollarda heba eden o dönemin medya,akademi, STK hangi alanlarda darbeye sebep olunmuşsa bunlar tespit edilmeli ve gereken ceza verilmelidir. o dönemde batı çalışma grubu tüm kademelerde örgütlendi. 28 Şubat'ta başörtü yasağını uygulamayanlar görevden alınıp yerine BÇG' den atamalar yapıldı. Bu zulmü yapanlar hala görevleri başındalar .O dönemde mağdur olan bizler ise hala hak arama mücadelesi içinde her birimiz yaşadığımız mağduriyetlerle başbaşayız. O dönemde de yapayalnızdık. Şuanda da yalnız olduğumuzu düşünüyorum. Tüm yetkililerden mazeret değil çözüm üretmelerini bekliyoruz. Konuya duyarlı STK. lardan ve kamu oyundan üzerlerine düşeni yapmalarını ve uğradığımız haksızlığın giderilmesinde katkılarını istiyoruz."

İBRAHİM BÜYÜKEKEN merhabahaber.com