Üniversite Hocalığı Yerine Çiftçiliği Tercih Etti, Köyde Bilimsel Tarım Yapıyor

Üniversite Hocalığı Yerine Çiftçiliği Tercih Etti, Köyde Bilimsel Tarım Yapıyor

Zonguldak’ta Ertan Erdoğmuş(30), isimli vatandaş üniversitede hocalık yapmak yerine çiftçiliği tercih etti. Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde önce lisan ardından yüksek lisans eğitimini tamamlayan Erdoğmuş, bir süre asistan olarak fakültede...

Zonguldak’ta Ertan Erdoğmuş(30), isimli vatandaş üniversitede hocalık yapmak yerine çiftçiliği tercih etti. Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde önce lisan ardından yüksek lisans eğitimini tamamlayan Erdoğmuş, bir süre asistan olarak fakültede görev yaptıktan sonra, akademik kariyerin kendisine göre bir iş olmadığına karar vererek baba ocağına yani köye döndü. Üniversitede öğrendiklerini köyde hayata geçiren Erdoğmuş, sulamayı içme suyundan, gübreyi ısırgan otundan, ilacı da sarımsak ve soğan karışımından elde ederek hem bilimsel hem de doğal üretim yapmayı başardı. Erdoğmuş, "Üniversitede öğrendiğim bilgileri ve bilimsel çalışmalarımı bahçemde uygulama imkanı buluyorum. Akademik hayatıma devam etmiş olsaydım, bugün yardımcı doçentliğimin ikinci yılında olacaktım. Şu an yardımcı doçentin yıllık 3 katı kadar bir para kazanıyorum. Şimdi hedefim köyde kendi laboratuvarımı kurarak, virüssüz her türlü meyve ve sebze fidanın üretimini gerçekleştirebilmek." dedi.

DOKTORAYA BAŞLAYACAĞI SIRADA ÇİFTÇİLİĞE YÖNELMEK ZORUNDA KALDI

Ereğli'nin Ballıca köyünde ikamet eden maden emeklisi Akın(55) - Hava Erdoğmuş çiftinin iki çocuğundan biri olan Ertan Erdoğmuş, Karadeniz Teknik Üniversitesi(KATÜ) Biyoloji Bölümü'nden 2004 yılında mezun oldu. Daha sonra başladığı KATÜ Tıp Fakültesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Fizyoloji Anabilim Dalı'nda 4 yıl süren yüksek lisans eğitimini başarıyla tamamladı ve fakültede asistan olarak göreve başladı. Aynı zamanda Tıp Fakültesi 1. ve 2. sınıfda Fizyoloji Pratik Uygulamaları konusunda öğretici olarak derse girdi.

Ancak doktoraya başlayacağı sırada üniversite yönetimiyle yaşadığı problemler nedeniyle akademik hayatını yarıda bıraktı. Doktora yerine babasına ait 40 dönümlük fındık arazisinde 150 türde meyve – sebze ile bunların fide ve fidanlarını üretmeye başladı.

Dünyanın farklı ülkelerinden gelen; ahududu, böğürtlen ile nisan-ekim arasında yetişen çilek, sarı, siyah, kırmızı frenk üzümleri, Bektaşi üzümü, çeşitli tür ve renklerde domates, biber, patlıcan, elma, armut, karpuzun yanında arıcılık ve fındık yetiştiriciliği konularına el atan Erdoğmuş, sulamayı içme suyundan, gübreyi ısırgan otundan, ilacı da sarımsak ve soğan karışımından elde ederek doğal olduğu kadar bilimsel üretim yapmayı da başarmış.

2009 YILINDA AKADEMİSYENLİĞİ BIRAKTI

2009 yılından bu yana akademisyenlikten tarım sektörüne yöneldiğini belirten Erdoğmuş, "Amacım eldeki malzemeyi en iyi şekilde kullanmaktı. 40 dönümlük arazide 4 yıldır çiftçilik faaliyetini yürütmekteyim. Fakültelerin kendi içerisinde hiyerarjik bir düzeni var. Kişisel olarak özgürlüğüne tutkun bir insanım. O dönemde yaşamış olduğum baskılar nedeniyle, verimli bir çalışma hayatı sürdüremeyeceğimi düşündüğüm için kendi işime yönelmek durumunda kaldım. Şu anda başta üzümsü meyveler grubuna giren çilek, böğürtlen, ahududu, Frenk üzümünün sarı, kırmızı ve siyahını, bölgemizin en önemli tarımsal ürünü olan fındığı, sebze grubunun tamamını, domates, biber, patlıcan, kendi içerisindeki her tür renkten aromadan üretimini yapmaktayım. Ürettiğim meyvelerin tamamının fidan üretimini de gerçekleştiriyorum. Kısır diye adlandırdığımız tohumlardan, asla kullanmıyorum. Bu işteki diğer üreticilerden farkım, doğal metotları baz alıyor olmam. Sulamayı içme suyuyla yapıyorum. Günlük ürünleri satışa sunarım. Stokta mal bulundurmam. Ürünümün tamamını bizzat tüketicinin kapısına kadar götürüyorum. İşe başladığım ilk günden itibaren satış yaptığım insanlara hala satış yapmaktayım. Lezzette, kokuda kaliteyi tutturduğunuzda kulaktan kulağa yayılıyor. Bir isteyen bir daha istiyor." dedi.

ÜRETMEDİĞİ ÜRÜN YOK

Ertan Erdoğmuş, 4 yıllık süreçte yetiştirdiği mahsul verimliliği hakkında şunları söylüyor: "Çilekte 8 bin fidanla çalışıyorum, ortalama 6 tonluk bir ürün alıyorum. Ülkemizin tamamında sezon bitmiş olmasına rağmen nisan ve ekim ayları arasında ürün alabiliyorum. Kullandığım cins, özel ve değerli türler. Fındıkta yıllık verimim 2 ila 6 ton arasında değişiyor. Bu sene 6 tonun üzerine çıkmasını bekliyorum. 4,5 ton böğürtlen ürettim. Gelecek yıl 6 tona çıkarmayı hedefliyorum. Bin 200 metrekarelik alanda karpuz yetiştiriciliği yapıyorum. Sezon ortalamam, 5 ton civarındadır."

KENDİ LABORATUVARINI KÖYDE KURMAYI HEDEFLİYOR

Doktorluğu bırakıp çiftçilik yapmasına akademisyen arkadaşların destek verdiğini ancak köydeki insanlardan beklediği tepkiyi alamadığını dile getiren Erdoğmuş, köye yapacağı proje hakkında şu bilgiyi veriyor: "Arkadaşlarım bu kararıma destek verdiler. Köydeki insanlardan beklediğim tepkiyi alamadım. Eğitimli insanların beni kendi mesleğime yönlendirmesi gerekirken tam tersi bir durumla karşılaştım. İnsanlar önce inanmıyorlar, belgeleri gösterince inanmak zorunda kalıyorlar. Aslında kendi mesleğimi yapıyorum. Olmam gereken yer burası. Kısa ve orta vadedeki hedeflerimi 4 yıllık sürede gerçekleştirdim. Hedefim 2016 yılı itibariyle kendi laboratuvarımı kurarak meristem dokudan virüssüz fidan üretimine başlamak olacak"

Anne Hava Erdoğmuş ise oğlunun kararına saygı duyduğunu kaydetti. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.