Tutuklanan Emniyet Müdürü: Savcı 38 Sayfalık İfademe Üç Dakika Baktı

Tutuklanan Emniyet Müdürü: Savcı 38 Sayfalık İfademe Üç Dakika Baktı

İzmir'deki liman ihalesi yolsuzluğu ve askerî casusluk davası soruşturmalarında görevli polislerin ifadelerinde çarpıcı ayrıntılara rastlandı. Adliyeye sevk edilen 32 polisin ifadesini alan Savcı Okan Batu’nun, ifadeleri yeterince incelemeden...

İzmir'deki liman ihalesi yolsuzluğu ve askerî casusluk davası soruşturmalarında görevli polislerin ifadelerinde çarpıcı ayrıntılara rastlandı. Adliyeye sevk edilen 32 polisin ifadesini alan Savcı Okan Batu’nun, ifadeleri yeterince incelemeden polisleri, tutuklanmaları talebiyle İzmir 4. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk ettiği bildirildi. Mahkeme heyetin 11 polisi tutuklarken emniyet müdürlerinden Ramazan Karakayalı’nın ifadesinde ilginç ayrıntılara rastlandı. Suçlamaları kabul etmeyen Karakayalı, hakime verdiği ifadesinde, "Örgüt suçlamasını görünce şaşırdım. KOM'daki (Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi) harddisklerin değiştirilmesi ile ilgili soruşturma ile bu soruşturmanın birleştirilmeye çalışıldığını farkettim. Onu beceremeyince savcımız, ayırma kararı alıp suçları ayırmaya gerek görmemiş, 'Nasılsa doldururuz' demiş. Savcılıkta ifade verirken benim emniyetteki ifademi görüp, 'Bayağı uzun uzadıya vermişsiniz.' dedi. Savcımız da baktı şaşırdı, üç dakika bakmadı, doğrudan size sevk etti. Bu konuya ne kadar vâkıf olduğu, ne derecede olduğu belli." dedi.

'38 SAYFA İFADE VERDİM, EMEK VERDİM, KİMSE OKUMADI'

23 senelik istihbaratçı olduğunu, ilk defa başına böyle bir şey geldiğini belirten Ramazan Karakayalı, "Bu memleketin güzide insanları olan terör örgütü üyeleri, isimleri basında yer aldıktan sonra savcılarımız tarafından çağırılarak, 'Şikayetçi olun' diye yönlendirebilirler. Böyle düşünüyorum. Bu mantıkla da istihbarat birimlerinde çalışan herkes bir gün sizin önünüze gelir, kimse kalmaz. Ben emniyette 38 sayfa ifade verdim, emek verdim, kimse okumadı. Yorgunuz, siz de bizler de bu durumdayız." şeklinde konuştu.

'BUGÜNE KADAR HEP ÖRGÜTLE MÜCADELE ETTİM'

Emniyette verdiği 38 sayfa ifadesini duruşmada okumak isteyen Karakayalı’ya Hakim Dilek Çeliktaş, uzun olduğunu gerekçesiyle izin vermezken notlarından savunma yapmasını istedi. Karakayalı ise, "Yasa gereğince istihbarat faaliyetimizi sürdürürüz. Bu faaliyetimiz, adli faaliyet kapsamında değildir. Tamamı farklıdır. Adli faaliyet kapsamında kuvvetli süphe aranırken bizde bu kuvvetli şüphe şartı yoktur. Esnek bir hareket kabiliyeti mevcuttur. Bir faaliyetin ortaya çıkartılmasından ziyade suç öncesi bilgi alma ve önleyici tedbirleri almaya yönelik veri toplamadır. Yaptığımız işlemlerin, hiçbir aşamada adli anlamda kullanılabilirliği yoktur. Bunu biz ilgili birimlere gönderirken de evrak resmî yazı da olsa altına not olarak yazarız. Bu bilgiler istihbari mahiyette olup yapılacak işlemlere esas teşkil etmez. Yanılgı payı olduğunun mutlaka teyit edilmesi gerektiğini ifade ederiz. Önleme dinlemesi alınması sonrası dahi elde edilen birtakım veriler hukuki işlem taşımazken hazırlanan bu ön raporun bir resmî evrak olarak değerlendirilmesi son derece yanlıştır ve hatalıdır. Bunlar sübjektif, soyut raporlardır. Örgüt nedir bilmiyorum. Bugüne kadar hep örgütle mücadele ettim. Bugün bunu anladım ki bu örgütlerden birinin ahını aldık ki biz de örgütten buradayız." diye konuştu.

'TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÖRGÜTÜNÜN ÜYESİYİM'

1998 yılında İstihbarat Şube'ye geçtiğini ve 2007 yılında Hakkari'ye gönüllü olarak gittiğini anlatan emniyet müdürlerinden Taner Aydın ise 2013 yılına kadar İzmir İstihbarat'ta görev yaptığını aktardı. Kanuna aykırı herhangi bir eylemin içinde asla bulunmadığını belirten Aydın, "Hakimlerin vermiş olduğu kararlar, polis müfetişlerinin incelemesine tâbi tutulmaktadır. İzmir Adliyesi'nde görevli bir hakim hakkında iddia var diye polis başmüfetişi, 10 hakimi emniyete çağırarak ifade almıştır. HSYK müfettişlerinin yapması gereken görevler gasp edilmiştir. İfadeye gittiğim zaman soruları gördüm. Gözaltına alınma sebebimde yazılan sorular bana sorulmadı. Örgütle de ilgili sorular sorulmadı. Bir örgüt var mı diye sorarsanız, 29 Ekim 1923'te kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti örgütünün üyesiyim. Bu salonda bulunan birçok arkadaşımızla eylem yaptık. Bir tanesi Foça'da askerlerimizi şehit edenlerin yakalanması, devamında Antalya'ya helikopterle gidip kırsal alanda 20 el bombası, Kalaşnikof silahlar ve patlayıcı maddeleri ele geçirerek eylem yaptık. Bunun için devletin helikopterini kullandık. Savcının bahsettiği, devlet imkanlarından yararlanmaktan kastı herhalde budur." dedi. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.