Taviz vererek bölüneceğiz

Taviz vererek bölüneceğiz

Konya'nın Anayasa Komisyonu üyesi iki milletvekili MHP’li Faruk Bal ve CHP’li Atilla Kart, yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili Merhaba’ya açıklama yaptı. Vekiller Anayasa çalışmalarının oldu bittiye getirildiğini iddia etti

MHP Konya Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Üeyisi Faruk Bal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın anayasa çalışmalarına ilişkin olarak söylediği “Mart sonuna kadar bir takvim belirlendi. İlanihaye bekleyemeyiz, kusura bakmasınlar. Teklifi yaptık, parlamentoda ikinci veya üçüncü partiyle otururuz, azami müştereki oluşturacak şekilde bir yeni anayasa yapabiliriz” diyerek, AK Parti olarak bir tasarı getirildiği zaman onun içerisinde başkanlık sisteminin de yer alacağını belirtmişti.

Başbakan'ın yaptığı bu açıklamaları gazetemize değerlendiren Milliyetçi Hareket Partisi Konya Milletvekili ve aynı zamanda da Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyesi Faruk Bal, Başbakan'ın başkanlık konusunda halkı kandırdığını söyledi. Bal, “Anayasayı değiştirsen de iyi olanda uzlaşamayınca farklı şeyler isteniyor. Vatandaşlarımız 12 Haziran'da bunu bilerek meclise gideceklerdi. Şimdi bu tren kaçtı. Kaçmış tren için uzlaşma komisyonu kuruldu. AK Parti Hükümeti bu zamana kadar başkanlık sistemini istiyorum demedi. 2001 yılında kurulurken ve 2002 yılı seçimlerine giderken parlamenter sistemi savunarak seçimlere gittiler. 2004, 2007, 2011'de parlamenter sistemi istediklerini söyledi. Halk size bu yüzden oy verdi. Durup dururken, at değiştirmenin meşruiyeti yok. 'Parlamenter sistemi istiyorum' diyorsun, seçildikten sonra da tamamen diktatörlüğe yönelik bir sistem istiyorsun. Bu meşruiyetlik açısından tartışılabilir bir konu. Başkanlık sistemi ABD'de başarılı olduğunu söylüyorlar. Hangi ülkede olursa olsun bu başkanlık sistemi diktatörlüğe dönüşmüş. Türkiye'de uygulayacakları başkanlık sisteminin farklı olacağını söylüyorlar ama bakıyorsun tarif diktatörlüğün aynısı. ABD sisteminde iş diktatörlüğe dönmesin diye başkanlık ve meclis seçimleri ayrı yapılır. Aynı anda seçime girildiği zaman devlet birliği oluşmaz, başkanın kontrolünde bir meclis ortaya çıkıyor. Bizde ise 'aynı anda seçim yapacağız' diyorlar. O zaman onların seçtiği adamlar mecliste olacak. İkinci olarak da, sistemde bir çatışma olduğunda, başkan ile meclis anlaşamadığı zaman kanun çıkmıyor, ülke yönetilemiyor. Buna çözüm olarak da başkanın parlamentoyu fes etmesini gösteriyorlar. Başkanın bunu yapması diktatörlük yapmaktır. ABD bu sistemi uygulamaz çünkü bu tamamen diktatörlüğe gidiş yoludur. Üçüncü bir sakınca da başkanın kararname çıkartması. O zaman meclise ne gerek var. Bu üçünü topladığımız zaman 27 tane başkanlık sistemini taklit etmiş ülke var bu 27'sinin anayasası AKP'nin Türk tipi anayasasından daha demokratik. Bunların yanında bir de sayın Başbakan'ın 'martta olmazsa biz kendi yolumuza gideriz' demesi de ciddi bir krize neden oldu” dedi.

PARLEMENTER SİSTEMDEN RAHATSIZ OLUYORLAR

Hükümetin başkanlık sisteminin temellerini önceden attığını iddia eden Bal, “Bunlar parlamenter sistemden rahatsız oldular. Başkanlık sistemindeki kötülükleri biz anlattık. Siz de parlamenter sistemdeki beğenmediğiniz yerleri anlatın, gelin tartışalım dedik. O zaman da, ilerleyen süreçte müzakere yapılabileceğini söylediler. Başlangıçta biz çok heyecanlı idik. Yeni anayasa çıkacak diye. Çok emek çektik. Haftada 5 gün toplantılara katıldık.190 toplantıya katıldık bu uğurda. 30 maddede tam mutabakata vardık. 40 madde de bazı durumlarda anlaşılması durumunda mutabakata varabileceğiz. Bu terk edilecek bir durum değil. Bundan sonrası anayasa yapma değil de, 'kimin üzerine suçu atarak ben bu işten kurtulurum' hesabını yapıyorlar” ifadelerini kullandı.

'OSMANLI GİBİ TAVİZ VERMEYE BAŞLADIK'

Bal, ülkenin gidişatının Osmanlı Devleti gibi toprak parçalanmasına varacağını dile getirerek, “Ülke tarihinin en zor dönemine geldi. Bu zamana kadar anayasa yapılırken neler kaybedilmiş diye baktık. Osmanlı bu uğurda kendi hakimiyetine aldığı ülkelerde çıkan isyanları bastırmasına rağmen, Avrupa devletlerinin ısrarları nedeni ile isyan yapan ülkelere çeşitli tavizler vermiş. Osmanlı daha sonraki çöküş dönemlerinde çalışmak yerine Avrupa'yı örnek almayı tercih ediyor. Avrupa devleti olmak için çok bekledik. Avrupa, Osmanlı'dan ıslahat yapmasını istedi. Bu uğurda anadilde konuşma, eğitim şartını gösterdiler. Buna uygun bir anayasa yapılmasını istediler. Onlar siyah beyaz filmdi bu da renkli film. Ama senaryo aynı. Şimdi de demokratik özerklik isteniyor. İşin içine komisyon dışı konjonktürel işler girince hayal kırıklığı yaşanıyor” ifadelerini kullandı.

İMRALI'YI MİLLETİN BAŞINA MUSALLAT EDECEKLER

Hükümetin başkanlık sistemi için temelleri önceden attığını dile getiren Bal, “BDP'yi demokratik özerkliğe evet deme kaydı ile başkanlık sistemine destek almaya çalışıyorlar. BDP de bunu açık açık söylemeye başladı. Bizim Halk Meclisleri diye tabir ettikleri eyalet sistemine benzer, yerel parlamentoya benzer bir eyalet yapısını kabul ederseniz, başkanlık sistemini biz de kabul ederiz diyorlar. Büyükşehir Kanunu, Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesi, ana dilde savunma ucubesi, kamuda anadilde hizmet tanımı da devletin mozaiklere göre dilinin çoklaştırılması, valilerin seçimle gelmesi, bunları Başbakan telaffuz etti. Bunların hepsi BDP tarafından ortaya atıldı. BDP ile, İmralı ile PKK ile el altından bir görüşmeler var. Türkiye'nin başına musallat eden dış odaklar ile hesap var. Bence, AKP'ye yüzde yüz eksen değiştirtilen Oslo görüşmelerinde müzahir devlet olarak adlandırılan o devlettir” diye konuştu.

AMAÇLARI DİKTA REJİMİ

Cumhuriyet Halk Partisi Konya Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Üyesi Atilla Kart Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni Anayasa'nın en geç Mart sonu itibari ile bitirilmesini istemesine tepki gösterdi. Başbakan'ın dayatmacı bir politika izlediğini söyleyen Kart, iktidarın amacının sivil bir Anayasa yapmaktan daha çok Başkanlık sistemine zemin oluşturacak bir Anayasa hazırlamak olduğunu söyledi. 130 yıldır ilk defa sivil Anayasa yapma fırsatının ele geçirildiğini söyleyen Kart, “Ancak Anayasa tüm kesimlerin temsil edildiği bir tartışma sürecinin ardından yapılmalıdır. Toplumsal mutabakat sağlanmadan Anayasa yapılmaz. Başbakanın tavrı dayatmacı tavır. Anayasa yapım sürecinde toplumsal ayrışmayı körüklediği yetmediği gibi bir de kısa sürede çalışmaları oldu bittiye getirmeye çalışıyor. Amaçları Türkiye'nin kronikleşmiş sorunları çare bulmak değil. Daha çok dikta rejimine, Başkanlık Sistemi'ne zemin hazırlamaya çalışıyorlar. Türkiye'nin önünde büyük bir fırsat var. Bu süreci iyi yönetip toplumsal uzlaşmayı sağlayarak ülkenin önünde yıllardır engel olan sorunları ortadan kaldırabiliriz” diye konuştu.

MUSTAFA ÖZÇELİK/YUNUS ALTINBEYAZ merhabahaber.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.