Sedat Laçiner: Türkiye'nin yıldızı söndü

Sedat Laçiner: Türkiye'nin yıldızı söndü

Prof. Dr. Sedat Laçiner, "Ortadoğu’da İran’ın yükselen güç olduğunu" kaydederek, "İran bölge politikalarında yükselirken Türkiye yıldızı sönen ülke olmuştur." dedi.

Haberdar.com yazarı Sedat Laçiner bugünkü köşe yazısında tarihi İran anlaşmasını ve Türkiye'ye olası etkilerini yazdı. 
 
İran'ın diplomasi zaferine vurgu yapan Laçiner, son dönemlerde Türkiye'nin bölgede yıldızının söndüğünü kaydetti. 

İşte Laçiner'in o yazısı:

İran Nükleer Anlaşması hiç şüphesiz tarihi bir anlaşma… Sadece nükleer dengeler açısından değil, anlaşma Ortadoğu’da tüm dengeleri etkileyecek, ABD-İran yakınlaşmasını hızlandıracak türden.

Hiç şüphesiz gelişmelerin Türkiye’ye de etkileri olacak.

KİMİN ZAFERİ?

Tüm taraflar anlaşmayı ‘zafer’ olarak nitelendiriyor. ABD Başkanı Obama, İran Devlet Başkanı Ruhani ve diğerleri... Kesin zaferi kimin kazandığını anlamak için zamana ihtiyacımız olduğu açık.

Batı cephesinden bakarsak İran’ın ‘nükleer klüp’e girmesi kaydadeğer bir süre için ertelenmiş oldu. İran’ın nükleer çalışmaları hemen her aşamada denetime açık olacak ve İran nükleer silah yapmama taahhüdünü sıkı sıkıya tutacak. Obama diyor ki “bu güvene dayalı bir anlaşma değil, denetime dayalı bir anlaşma.” Ayrıca Fransızlardan öğreniyoruz ki anlaşmaya İran’ın uymaması halinde eski müeyyidelere anında geri dönülebilecek.

Meseleye İran açısından baktığımızda ise İran nükleer çalışmaları için zaman kazanmış oldu, ayrıca çalışmalarını meşrulaştırmış oldu. Dahası hem ekonomik müeyyidelerin kaldırılmasını sağladı, hem de Batı’nın bölgedeki önemli ortaklarından biri olma yolunda çok kıymetli bir kazanımı oldu.

İRAN, DİPLOMASİ USTASI

Bu noktada İran’ın diplomatik yeteneklerine şapka çıkarmamız gerekiyor. Bir yandan Rusya ve Çin ile Suriye ve diğer pek çok konuda ortak gibi hareket ediyorlar, diğer taraftan ise ABD ve Avrupa ile ortaklık geliştiriyorlar...

Bu anlamda Ortadoğu’da İran’ın yükselen güç olduğunu kabul etmek gerekiyor.

TÜRKİYE NEREDE?

Bundan 5-6 yıl önce Türkiye, İran Nükleer Krizi’nin kilit ülkelerinden biriydi. Batı da İran da Türkiye’nin gözünün içine bakardı. Bugün ise nükleer meselesi anlaşmaya bağlanıyor ve ortada Türkiye yok. Hatta Türkiye’nin adı bile geçmiyor.

Daha da ötesi İsrail’in, Suudi Arabistan’ın ve diğer bölge ülkelerinin tepkilerini merak eden kamuoyu Türkiye’nin anlaşmaya dönük açıklamalarını merak bile etmiyor.

Bu da bize gösteriyor ki İran bölge politikalarında yükselirken Türkiye yıldızı sönen ülke olmuştur.

ANLAŞMA NE GETİRECEK?

Anlaşmanın İran açısından en heyecan verici kısmı bu ülkeye dönük ekonomik yaptırımların ve  engellemelerin sona erecek olması. Böylece İran tıpkı İran gibi istediği kadar büyük yatırımları çekebilecek, istediği ülke ile istediği miktarda ticaret yapabilecek.

Bunun Türkiye’ye ilk etkisi muhtemelen Türkiye’ye İran’dan alışılmadık para girişlerinin kesilecek olması. İran artık dolambaçlı oyunlar oynamak zorunda kalmayacak. İkinci olarak başta Fransa ve İngiltere olmak üzere Batılı firmalar İran’a akacak ve bu da Türkiye’yi olumlu ve olumsuz yönlerde etkileyecektir. İran ekonomisindeki canlanma Türkiye’ye de bir şekilde yansır ancak aslan payının Türkiye’ye bırakılmayacağı da aşikar.

ABD-İRAN İTTİFAKI MI?

Son yıllarda İran ile ABD arasında bir yakınlaşma olduğu pek çok uzmanın iddiası idi. Özellikle IŞİD’e karşı mücadelede ve Sünni gruplar arasındaki aşırılıkla savaşta ABD, İran’dan yararlanmaya çalıştı. Hatta Suudi Arabistan’a göre ABD, İran ile birlikte bölgede Sünnileri bastıran kampanyalara destek verdi. Nasıl tanımlarsanız tanımlayın, İran ile ABD arasında ciddi bir yakınlaşmanın başladığı ve bunun ortaklığa doğru ilerlediği reddedilemez bir gerçek.

Özellikle IŞİD ve El Kaide ile mücadele gerekçesiyle İran-ABD ortaklığının bir tür ittifaka dönüşmesi ihtimali de sıfır değil. Amerikalılar İran'la işbirliğine sıcak bakıyor ve ondan yararlanıyor. Aynı şekilde İran ruhani liderliği dahi ABD ile IŞİD'e karşı işbirliğine onay verdi. Yani İran sorunu ideolojik/dini açıdan dahi çözdü (*)

TÜRKİYE AVANTAJINI KAYBEDİYOR

Bu değişimin en önemli kaybedenlerinin başında ise Türkiye geliyor. Türkiye, Batı ile iş yapabilir nadir Müslüman ülkelerden biri olma özelliğini son birkaç yılda önemli oranda kaybetti. NATO üyesi olmasına rağmen Türkiye’nin güvenilirliği artık sorgulanıyor.

Türkiye’yi tamamen dışlamamak ve Batı’dan uzaklaştırmamak için ABD ve AB liderleri ölçülü cümleler kursalar da Türkiye, artık Batı açısından tek ve vazgeçilemez partner değil. Geçmişte Türkiye, bu konuda ayrıcalıklı bir yere sahipti. Demokratik, liberal ve nispeten gelişmiş bir ülke olarak Türkiye diğerlerine örnek/model gösterilridi. Pek çok politika Türkiye'nin üzerine kurulur veya Türkiye ile birlikte şekillendirilirdi.

Bugün ise Türkiye birlikte çalışılabilir bir ülke olma özelliğini dahi kaybediyor. Washington veya Avrupa başkentlerindne bakıldığında Türkiye'nin işbirliği yapılacak ilk akla gelen ülke olma özelliği büyük oranda aşındı, adeta yok oldu... 

Aynı şekilde, ABD ve Avrupa Suudi Arabistan’ın eski yerini de sorguluyor. Başka bir deyişle İran’ın sisteme girişi bir anlamda Türkiye ve Suudi Arabistan’ın aleyhine oluyor.

İÇ SAVAŞ KORKUSU

Benim esas korkum ise İran ile diğerleri karşıtlığının bölgesel bir iç savaşa neden olması. Çünkü böyle bir iç savaş Batı’da birilerinin işine yarar. Müslümanın Müslümanı yok etmesine ve böylece bölgenin yorulup Batı müdahalesine dilenir hale gelmesi Batılı kimi çevrelerin ideal çözüm formülü.

Özetleyecek olur isek, İran ile yapılan tarihi Nükleer Anlaşma bölgeyi kökten etkileyecektir. Türkiye-Batı ilişkileri de bu etkilenenlerden biri olacaktır.

(*) 'Iran Backs US Military Contacts to Fight Islamic State', BBC News, 5 September 2014.

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum