Ruhunu halâ koruyabilmiş ülke BOSNA-HERSEK

Ruhunu halâ koruyabilmiş ülke BOSNA-HERSEK

Ivan Illich'in Ancak ruhu yok edilebilirse bir kenti tarihten silmek mümkündür sözünün bazı şehirlerde karşılığını bulmak mümkündür.

Bosna-Hersek senelerce savaşın eşiğinde kalmasına; ülke olarak ciddi tahribatlar almasına rağmen ruhunu kaybetmemiş bir ülkedir. Atatürk Havalimanı’ndan yaklaşık iki saatlik yolculuğun ardından Saraybosna Havaalanına inmiş bulunuyorduk. Uçaktayken şehrin genel görümünün çok dağınık ve dağlık olduğu, ama yeşil alanın hiçte az olmadığı fark edince Türkiye sınırları dışına çıktığınızı zaten fark edebiliyorsunuz.
Bizi gezdirecek olan rehberimizin ismini duyunca, ismine yabancılık çekmedik zaten. İsmi Aliya’ydı. Bosna Hersek’in unutulmaz liderlerinden biri olan Aliya İzzetbegoviç’ten ötürü Aliya ismi çok yaygın burada… Bosna Hersek balkanlarda, Avrupa’nın ortasında Osmanlı yetimi Müslüman kimliği olan bir ülke olarak zihinlerimizde yer ediniyordu daima...
Havaalanı şehir merkezine yakın olduğundan dolayı, şehir merkezine gelmemiz kısa sürüyor. Şehir merkezindeki (Saraybosna) yüksek katlı bazı binalar dikkatimizden kaçmıyor bu esnada… Yakından görme ihtiyacını hissettiğimiz bu binalarda mermi ve havan topu izlerini gördüğümüzde Bosna Hersek’te savaşın aslında çokta geride kalmadığını görüyoruz. Ve burada kalan halkın çoğunun savaşa dair kötü bir hatırası muhakkak bulunuyor. Yorgun bir ülke diyebiliriz Bosna Hersek için, ama savaştan çıkalı on beş sene gibi bir kısa süre olmasına rağmen, kendini toparlamayı başarmış bir ülke…
Rehberimiz bize, savaş zamanlarını öncelikle anlatıyor. Çünkü ülkede bulunan birçok güzelliğe rağmen, anlatılması ve dinlenilmesi gereken ilk şey, Boşnakların verdiği mücadele… Savaş zamanında yaşanmış olan olaylardan parça parça anılar anlatıyor bize rehberimiz... Tüm bunları anlatırken otobüsle şehrin merkezini gezerek, savaştan geriye kalan tahribatı gözlemlememiz hala mümkün… Henüz faaliyete geçmeden yıkılan okullar… Binlerce değerli eserin bulunduğu ve bir o kadar da yazma eserlerin bulunduğu kütüphanede savaştan nasibini almış. Ve bu kütüphanede yakılan kitapların bir çoğu da bizler için “arşiv” niteliği taşıyan Osmanlıca eserlermiş…
Şehrin merkezini genel hatlarıyla gezdikten sonra, yine şehrin üst kısımlarında ve şehir merkezine yakın olan “Nehirler” bölgesine geçiyoruz. Bosna Hersek coğrafi olarak çok iyi şartlara sahip bir ülke. Ülkenin hemen hemen her yerinde akan nehirleri görünce bu coğrafi bilgimiz pekişiyor. Daha sonra rehberimiz olan Aliya, savaş zamanında Sırplar tarafından bu nehirlere zehirli maddeler atılarak Boşnak halkının zehirlendiğini anlatınca, bir savaşın nasıl ileri boyutlara gidebileceğini tahmin etmeye çalışıyoruz.
Savaşında belirli kuralları olduğunu biliyoruz, en azından hastanelere, çocuk ve yaşlılara dokunmamak gibi… Ama burada gözlemlediğimiz kadarıyla, burada savaşın kuralları tamamen hiçe sayılmış. Binaların üzerindeki dağınık kurşun izleri de bu bilgimizi destekliyor zaten; çünkü belirli bir hedefe ateş açılmış olma ihtimali çok düşük… Şehrin her tarafında, evlerde, okullarda, elektrik direklerinde, ağaç kovuklarında mermi izleri görmem mümkün…
Şehir merkezini ve Nehirler bölgesini biraz daha gezdikten sonra ve yine şehir merkezine yakın bulunan, üç bin şehidin yattığı Bilge Komutan Aliya İzzetbegoviçin’de aralarında bulunduğu mezarlığa gidiyoruz. Rehberimiz, Aliya İzzetbegoviç’in savaş esnasında yaptığı stratejik hamleleri anlatınca, “Bilge Komutan” sıfatına nasıl ulaştığını anlıyoruz. Yaklaşık üç bin  şehidin bulunduğu bu toplu mezarda, mezar taşları üzerindeki rakamları okuyarak şu sonuca ulaşıyoruz; burada şehit düşenlerin yaş ortalaması, 18 ile 25 yaş arası…
Boşnaklar kendi istekleri ile Müslüman olmuşlar ve Osmanlı devletine katılmışlar. Fatih Sultan Mehmet’in Bosna’yı fethetmesinden sonra ülke yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlıya bağımlı kalmış. Boşnaklar, Sırplar ve Hırvatlar Slav ırkından gelmektedir. Dini kimlik ayırmış bu insanları, Boşnaklar Müslüman, Sırplar Ortodoks, Hırvatlar Katolik’tir. Ama bu dini ayrımın olmasına rağmen, aynı ülkede beraberce yaşamaktadırlar.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Yugoslavya'nın altı federe devletinden biri olmuş Bosna-Hersek… Yugoslavya'nın dağılmasından sonra bağımsızlığını ilan edip, hemen akabinde ise iç savaş başlamış. Savaşta 250 bin Müslüman şehit düşmüş. Daha sonra barış sağlanmış sağlanmasına ama savaşın izlerini hala her yerde görebiliyoruz. 
Binalar üzerindeki mermi izlerinin çok dağınık olduğunu görünce, burada normal bir savaşın olmadığı ve adeta şehre hakim tepelerden rastgele mermi yağdırıldığını tahmin etmek mümkün. Yani kısaca burada adil bir savaşın olmadığı ortada, adil bir savaş nasıl olur orası da muamma tabi…
Şehir merkezini gezdikten sonra Mostar’a geçiyoruz. Altından Neretva nehrinin geçtiği Mostar Köprüsü görsel bir şölen yaşatıyor bizlere… Mostar köprüsünün hemen yan taraflarında bulunan çarşılarda ise, hediyelik eşya gibi ürünler almak mümkün… Daha sonra Travnik’e geçiyoruz. Travnik, Osmanlı’ya 70 vezir vermiş tarihi kimliğiyle ön plana çıkan bir şehir. Savaştan sonra nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman olan Tranvik’te, bir fotoğraf karesine 7 cami sığdırabilmek mümkün. Dünyaca ünlü Yazar İvo Andriç’in Travnik Günlüğü isimli kitabını okuyanlar, Travnik’i daha iyi anyacaklardır diye umuyorum.
Daha önceden Bosna Hersek’e giden arkadaşlardan duyduğum kadarıyla, burada Boşnak böreği baya yaygın olduğunu öğrenmiştim. Börek, ayran ile servis ediliyor genel olarak, ama buradaki ayranın bizim yoğurttan çokta farklı olmadığını görünce su eklemek durumunda kalıyoruz.
Gezi süremiz kısa olduğu için, gün içerisinde gezilebilecek yerleri pek zaman ayırarak gezemesek de genel hatlarıyla gezdiğimiz söylenebilir. Netice olarak, Bosna Hersek savaştan yeni çıkmasına rağmen tüm güzelliklerini hala barındırabilen bir ülke... Ve yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı hâkimiyetinde kaldığı için, sokaklarını ve caddelerini dolanırken zorluk çekmiyoruz; İstanbul gibi, Konya gibi…
Nasıl gidilir?
Bosna Hersek’e gitmek için şu an kullanılan en yaygın ulaşım şekli, Havayoludur. Türk Hava Yolları geçen senelere göre, Bosna Hersek’e uçuş seferlerini arttırmıştır. Havayolu dışında, karayolu ile de ulaşımda mümkündür.
Nerede kalınır?
Geniş bir otel kitlesine sahip olan ülke, her kesime hitap edebilecek otel, motel ve pansiyonlara sahip.Ayrıca Türkiye’de ki çeşitli kurum ve derneklerinde  misafirlerini ağırlayacağı  pansiyonlarda ülkede mevcut…
Nerelere gidilir?
Mostar köprüsünden tutunda, toplu mezarlıklara kadar,  ayrıca Bosna-Hersek uzun süre Osmanlı bağlı kaldığı için, birçok Osmanlı eserini de gidip görmek mümkündür.
Ne yenir?
Bosna Hersek’teki yemek kültürü ülkemize biraz benzer diyebiliriz. Et ve hamur ürünleri çok tüketiliyor. Bosna Hersek’in en dikkat çeken yiyeceklerinden birisi olan Bosna Böreği ise denenmeye değerdir. Böreğin yanında, ayran tüketiliyor.
BÜNYAMİN KARABAŞ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.