Mardin halkı huzur istiyor

İbrahim Büyükeken Mardin izlenimleri -2

2013 yılında başlayan Çözüm Süreci 2015 yılının Temmuz ayında sona erdi. Çözüm Sürecinin sona ermesinin ardından yaşanan çatışmalar bölgedeki huzur ortamını da bitirmişti. Özellikle Mardin'in Nusaybin, Derik gibi ilçelerinde yaşanan hendek savaşları yüzünden çok sayıda asker ve polis şehit olurken, 45 bine yakın insan Mardin'e göç ettti. Mardin'deki STK'lar ilçelerden gelen insanların sorunlarını çözmek için seferber oldu. Mardin halkı devletin bölgede daha aktif olmasını ve huzur ortamını oluşturmasını istiyor. Geçtiğimiz yıl Mardin Büyükşehir Belediyesi'ne ve bazı ilçelerine kayyum atandı. Mardin Valisi Mustafa Yaman, kayyum olarak Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine de getirildi. Mustafa Yaman, Mardin'in hem valisi hem de belediye başkanı. Yaman, Mardin'de sevilen bir isim.

PÖH'ÇÜLER 24 SAAT VATAN NÖBETİNDE

Mardin şehir girişleri polis özel harekatçılar tarafından tutuluyor. Şehre giriş yapan tüm araçlar kontrol ediliyor. Emniyet mensupları tarafından kimlik kontrolleri yapılıyor. Şehrin girişinde özel harekatçılar 24 saat nöbet tutuyor ve zırhlı araçlar şehrin girişinde bekliyor. Mardin merkezdeki ve ilçelerdeki tüm askeri birlikler ve emniyet binalarının etrafı terör saldırılarından etkilenmemesi dev beton bloklarla koruma altına alınmış. Mardin'de görev yapan polis özel harekatçılarla ayak üzeri sohbet etme ve birlikte hatıra fotoğrafı çektirme imkanı bulduk. Türkiye'nin her bölgesinden gençlerimiz orada vatan nöbeti tutuyor. Selçuk Üniversitesi'nde harita mühendisliğinden mezun olan bir özel harekat polisi "Bu işi severek yapıyorum. Türkiye'nin en büyük holdinglerinin birinde çalışıyordum. 4 aylık evliyken polis özel harekatçı oldum.Birilerinin de bu işi yapması gerekiyor. Vatan nöbetini biz tutuyoruz. Allah kurşunumuzun istikametini şaşırtmasın" dedi. Polis Özel Harekat (PÖH)'çülerin neredeyse tamamı üniversitesi mezunlarından oluşuyor. Hepsi işini severek yapıyor ve çok profesyoneller. Tertemiz vatan evlatları. İçtikleri meyve suyunu da kolayı da bizimle paylaşmak istediler. Sohbetimizin ardından özel harekatçılarla bir hatıra fotoğrafı çektirdik.

MARDİN HALKI HUZUR İSTİYOR

Mardin şehir merkezinde yürürken ara sokaklarda bulunan bir kıraathanede çay molası verdik. Mardin'in ihtiyarlarıyla çay eşliğinde sohbet ettik. Mardin'de gördüğüm o misafirperverliği, cana yakınlığı Türkiye'nin başka yerinde görmedim. Mardin halkı hala gelenek ve göreneklerini korumaya devam ediyor. En önemlisi de insani yönleri çok güçlü. Kıraathanede birlikte çay içtik ve bölgeyi konuştuk. Mardinliler, bölgede barış ve huzur istiyor. Yaşanan terör olayları Mardin halkını çok derinden etkilemiş. Şehre gelen turist sayısı azalmış ve şehirden göç artmış. Terör şehrin ekonomisini de olumsuz etkilemiş. Son aylarda terörünün belinin kırılmasıyla birlikte şehre gelen ziyaretçi sayısında yeniden bir artış yaşanıyor. Kıraathanedeki sohbetimizin ardından "illa birlikte yemek yiyelim" diye ısrar ettiler. Vaktimiz dardı. Bize içtiğimiz çayların parasını bile ödetmediler. Çay da güzeldi, sohbet de, insanlar da. Uzun zamandır böyle içten samimi insanlarla sohbetimiz olmamıştı. Orada içtiğimiz çayların tadını da sohbeti de ve o güzel insanları da unutmayacağım. Bir gün yolunuz buralara düşerse herkes size kapısını ve gönlünü açacaktır. Yeter ki; siz önyargılarınızı bırakarak, buralara gidin...

SÜRYANİLER MARDİN'DEN GÖÇ EDİYOR

Mardin şehir merkezinde Ümit Çoban isminde Süryani bir esnaftan alışveriş yapma fırsatı bulduk. Süryani El Sanatları ve Yöresel Hediyelik Eşya mağazasında Süryanilere ait geleneksel sanatlar yaşatılıyor. Telkari gümüş sanatı bunlardan en önemlisi. Telkari gümüş sanatıyla uğraşan ustaların her geçen gün azaldığını kaydeden Ümit Çoban, "Bu işi genelde Süryaniler yapıyor. Süryaniler de Mardin'den göç etmeye başladı. Çözüm sürecinde şehre geri dönen olan Süryaniler olmuştu. Fakat bazıları tekrar gitti. Süryaniler, Keldaniler, Yezidiler, Müslümanlar herkes Mardin'de barış ve huzur içerisinde yaşıyor. Bu vatan hepimizin ve yüz yıllardır bu topraklarda kardeşçe yaşamısız. Bu kardeşliğimizi devam ettirmeliyiz. Mardin merkezde 100'e yakın Süryani aile kaldı. Süryanilerin Mardin'de kalması gerekiyor. Bu bir zenginliktir" diye duygularını dile getirdi.

DEVLET OTORİTESİNİ HİSSETTİRMELİ

Akşam otele döndüğümüzde DİN-BİR-SEN Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şirin Ersan ile tanıştık. Mehmet Şirin Ersan, özellikle Nusaybin'den göç eden insanların sorunlarının çözümü konusunda büyük çaba göstermiş. Çözüm süreci boyunca Nusaybin'de terör örgütünün hendekler kazdığını ve bombalar yerleştirdiğini kaydeden Esan, "Devletin neden sessiz kaldığını anlamadım. Bunun sonucu çok ağır oldu. Olaylar yeniden başladığında Nusaybin'de çok sayıda askerimizi ve polisimizi şehit verdik. 8 mahalle tamamen yıkıldı. İnsanlar evsiz kaldı. Büyük bir kısmı Mardin'e göç etti. Şimdi devlet yıkılan mahallelere yüksek katlı evler yapıyor. Bu insanların neredeyse tamamı tek katlı evlerde yaşıyordu. Sosyolojik açıdan ileride sıkıntı yaşanacak" dedi. Devletin otoritesini hissettirmesi gerektiğini kaydeden Ersan, "Çözüm sürecinde ciddi hatalar yapıldı. Şimdi devlet yeniden burada ve insanlar devlete güveniyor. Devlet burada otoritesini hissetirmelidir" ifadelerini kullandı.