Makineleşmeyen el sanatı tel kırma

Makineleşmeyen el sanatı tel kırma

Hz. Mevlana’nın 748. Vuslat Yıldönümü vesilesiyle düzenlenen Şeb-i Arus törenleri dahilinde Mevlana Kültür Merkezi’ndeki fuar alanında kurulan stantlar katılımcılar tarafından yoğun ilgi gördü.

Hz. Mevlana’nın 748. Vuslat Yıldönümü vesilesiyle düzenlenen Şeb-i Arus törenleri dahilinde Mevlana Kültür Merkezi’ndeki fuar alanında kurulan stantlar katılımcılar tarafından yoğun ilgi gördü. Hat sanatından ebruya, keçecilikten taş oymacılığına, takı sanatından ahşap oymaya birçok dalda ürünlerin sergilendiği stantlar katılımcıların beğenisine sunuldu. Şeb-i Arus törenlerinin ilk günü olmasına karşın stantlara gösterilen ilgi, el emeğini sergileyen zanaatkarlar için de memnuniyet belirtisi oldu. Kurulan stantlar ayrıca Şeb-i Arus programı süresince katılımcıların beğenisine sunulacak.

TEL KIRMAYI ÇEŞİTLİ ÜRÜNLERDE UYGULUYORUZ

Şeb-i Arus törenlerinin ikinci gününde gelen misafirler birbiriden özel stantlara yoğun ilgi gösteriyor. Kökleri 17.Yüzyıldan günümüze ulaşan tel kırma sanatı, dokuma siyah veya beyaz tül üzerine gümüş tel işlenerek yapılıyor. Adını işleme sırasında kullanılan gümüş telin el ile kırılarak koparılmasından aldığını belirten Fatma Sırmacı, "Bartın'da gelinlerin yüzüne 'tel kırma'dan yapılan bir örtü örtmek gelenektir. ‘Tel kırma takı’ ürünleri misafirler tarafından yoğun ilgi görüyor" dedi. Geçmiş dönem ürünlerini tel kırma sanatı ile kolye, küpe, bileklik gibi ürünler ortaya çıkaran Fatma Sırmacı, “İlk zamanlar çarşaf, kırlent, yastık örtüsü, bohça, karyola örtüsü ve çeşitli örtüler üzerine uygulanan tel kırma sanatını, günümüzde damat kuşağı, gelinlik, kınalık şal, gece çantası, başörtüsü, fular, yatak örtüsü, oda takımı, gözlük kılıfı, terlik, ayakkabı, kemer, kravat, mendil, abajur, pano, şemsiye, satranç takımı ve giysi aksesuarları gibi çeşitli ürünlerde kullanılıyor” dedi.

adsiz-007.jpg

SANATIMIZI GELECEK NESİLLERE AKTARCAĞI Z

Tel kırma, iğne ve gümüş telin düğümlenmesi tekniğiyle yapılmasından dolayı makineleşme gibi bir ihtimali olmadığını belirten Sırmacı, sözlerini şöyle tamamladı: “17. asırdan günümüze olduğu gibi bundan sonra da el sanatı olarak kalmaya devam edecektir. Biz de sanatın yaygınlaşması ve gelecek nesillere aktarılmasının gayretinde olacağız. 10 yılı aşkın süredir yaptığımız bu çalışmalar ile el sanatlarımızı yaşatmaya çalışıyoruz. Ürün çeşitliliğimiz elimizden geldiğince geniş tutmaya çalışıyoruz. Şuan standımızda kolye, künye, küpe, halhallar, gözlük iplikleri, fularlar, kitap ayracı gibi bir farklı çok alanda genişlettik. Özellikle eski işleme çeşitlerini kolye, fular gibi süs eşyalarına taşıdıktan sonra ilgi çok arttı bugünde gelen misafirlerimizin ilgisinden oldukça da memnunuz."

EYYÜB KARAKUZU

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.