Konyaspor'daki yanlışlar zinciri

Konyaspor'daki yanlışlar zinciri

TSYD Konya Şube Başkanı ve Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Recep Çınar Konyaspor’da son dönemde yaşanan sıkıntıları yorumladı

Konyaspor'da işler tıkır tıkır gitmiyor. Konyaspor'da havuz kirli, dolayısıyla da balıklar hasta. Konyaspor çaya atılmış kesme şeker gibi eriyor. Ve şunun da altını kesinlikle çizmek istiyorum; bu kaos devam ettiği sürece kulübün iki yakası bir araya gelmez

KONYASPOR 3-5 KİŞİYLE YÖNETİLECEK BİR KULÜP DEĞİL

Konya'yı seven, Konya'ya bağı olan Konyalı  olan herkesin yapması gereken  öncelikli görevi çıkarsız ve menfeatsız kulübün arkasında durmak olmalı. Üç kulvarda yarışan bir kulübe sahip çıkmak, kulübün çıkarlarını korumak bu şehrin kimliğini taşımakla birlikte fahri bir görevle birlikte sevgi işidir. Şunu net olarak söylüyorum; bu yönetimin tek başına Konyaspor için gereken herşeyi yapabilmesi mümkün değil. Kulübü içinde bulunduğu bu kaostan çıkarması da mümkün değil. Çünkü, Konyaspor kulübündeki sıkıntı bir başkan ile 3-5 yöneticinin çözebileceği bir sıkıntı değil. Kaldı ki, bu kulüp 3-5 kişiye teslim edilecek kadar  sıradan bir kulüp de değil. Birileri, yani bu şehirden apoletlenmişler, yani seçilenler ve atananlar ellerini taşın altına sokmamak için herşeyi, şaşkın ördek gibi geri geri giden ve kendi içerisinde bölünmüş bir yönetime yıkmaya çalışıyorsa, kötü giden herşeyin faturası bilsinler ki kendilerine de çıkacaktır. İki sezon tavan yapmış bir kulüp, geçmişini mumla arıyorsa, bu suç sadece topçuların, teknik adamların ve mecburiyetten birinci adam olmuş Fatih Yılmaz'ın suçu değil. Ben açık ve net konuşuyorum; Konyaspor kulübü hem yönetimsel anlamda, hem teknik anlamda hem de ekonomik anlamda, asla ve asla güllük gülistanlık değil. Biraz “gamlı baykuş”luk yapayım, Konyaspor kulübü bu düzende devam ederse, net olarak söylüyorum sonu felakettir. Ben ileriye kesinlikle umutlu bakmıyorum. Onun için de özellikle seçilenler ve atananlar başta olmak üzere, herkes sağına soluna bakmadan Konyaspor'un yanında olmalıdır. Hiç kimse “işin başında bir yönetim var, işler tıkır tıkır gidiyor” diye düşünmesin. Konyaspor'da işler tıkır tıkır gitmiyor. Dolayısıyla Konyaspor iyi yerlere de gitmiyor. Konyaspor'da havuz kirli, dolayısıyla da balıklar hasta. Ve şunun da altını kesinlikle çizmek istiyorum; kulüp böyle yönetilmeye devam ettiği sürece de bu kulübün iki yakası bir araya gelmez.

KONYA VE KONYASPOR LİNÇ EDİLİYOR, KİMSENİN SESİ ÇIKMIYOR

Bugün şehrin bir heyecan oluşturması lazım. Şehrin takıma sahip çıkma heyecanını ortaya koyması lazım. Taraftarlardaki heyecan şehri temsil edenlerle, şehri yönetenlerde yok. Takım Marsilya'ya maça gitti, bütün vekiller davet edildi, sadece Ak Parti Konya Milletvekilleri Uğur Kaleli ile Hacı Ahmet Özdemir takımın yanında oldular. Uğur Kaleli malum iyi bir Konyaspor'lu. Kendince bir şeyler yapmaya çalışıyor. Yani samimi.  Diğer vekillere ne demeli? Konya ve Konyaspor resmen doğranıyor, linç ediliyor ama kimsenin sesi çıkmıyor. Kimse yangın çıkarmıyor, kimse gürültü koparmıyor. Bu şehir bu kadar sahipsiz mi?    Bu şehrin insanları bu kadar mı duyarsız? Ya da egoist?  Evet bugünden itibaren 'Konyaspor için ne yaptın?' sorusunu sormak yerine, herkesin Konya'da kendisine şunu sorması lazım. Ben Konyaspor için ne yaptım? Sen Konyaspor için ne yaptın? Kırmadan incitmeden, dökmeden taşırmadan, şehrin bütün dinamiklerinin Konyaspor’un arkasında saf tutması için, yeniden bir Konyaspor heyecanının şehri sarması için, yeniden yeni bir heyecan dalgasını ve coşkuyu Konya’da oluşturmak lazım.

BAŞKAN İYİ NİYETLİ, AMA İYİNİYET YETMEZ

Bakın kimse kulüp başkanına ve yönetimine yüzde yüz güvenmiyor.  Kulüp başkanı Fatih Yılmaz ve 2-3 yönetici gerçekten tertemiz bir insanlar. Naif insanlar. İyiniyetliler, ama bu iyiniyetlerini suistimal edenler var. Özellikle başkan Fatih Yılmaz iyiniyetli bir insan. Ama sadece iyiniyette yetmiyor. Bazı yöneticiler başka bir alemde.  Kulüp bazılarının umurunda değil. Apolet derdindeler. “Konyaspor yöneticisi” desinler diye ordalar. Hiçbir şeyden haberleri yok. Bu kulüpte acayip işlerin döndüğü fısıldanıyor. Yani inanılacak gibi değil. Kulüp yönetiminde, transferlerde, hoca ve futbolcularla ilişkilerde, daha bir sürü olumsuzluk kulübün dört bir yanını sarmış. Kulüp başkanı, yönetimi  ve kulüp çalışanlarının şehire güven aşılaması lazım, kulübün bir tek kuruşunun bile israf edilmediğine dair. Özellikle bu transferler konusunda nasıl bir yol izlendiği, menajerlere ne kadar ödendiği, hangi menajerlerle çalışıldığı konusunda kamuoyu aydınlatılmalı. Hem de tek tek rakamlarla. Özellikle Moke'nin transferi konusu. Öyle şeyler konuşuluyor ki, adamı ipe götürür. Daha fazlasını açamıyorum.  Bu kulüpten direk oynayan 4 oyuncu gitti, yerine 15 oyuncu transfer edildi. Bunu birisi çıksın kamuoyuna izah etsin arkadaş. Geçmişte bir başkanı yerden yere vurduk, bir kamyon oyuncu transfer ettiği ve kulübe mali sıkıntıya soktu için. Gelinen noktaya bakıldığı zaman, tünelin ucu görünmüyor.  Kulübün mali durumunun hep iyi olduğu söylendi, ama işin aslının öyle olmadığının bilinmesini isterim. Kulübün borçlarının sıfırlandığı  pembe bir yalanmış. Açık konuşuyorum, kasasında milyonları olan bir kulüp değil Konyaspor. Kimse kimseyi kandırmasın.  Ben bir suçlu aramıyorum, ama herkesin de gerçekleri bilmesi lazım. Şehirde böyle bir algı yayılıyorsa, bu algı yanlış. Bu algıyı bizler, yani gazeteciler oluşturuyorsak, bizimkisi de yanlıştır. Eski yöneticiler üfürüyorlarsa onlarınki de yanlış. Şunun kesinlikle bilinmesini istiyorum; sanılanın aksine Konyaspor'un borcu sıfırlanmamıştır ve kasasında da milyon dolarları yoktur.

KONYASPOR'DA GEÇEN İKİ SEZONUN TAKIMDAŞLIĞI YOK

Teknik konulara gelecek olursak, Konyaspor başarısız bir başlangıç yapmıştır ve bu başarısızlık devam ediyor. Kulübün nasıl yönetimsel zaafları varsa, takımın da oyuncu bazında, oyun bazında, teknik ve taktik anlamda ve özellikle de ilişkiler noktasında kesinlikle büyük zaafları var. 5 maçta alınan 4 yenilginin en büyük sebebi ise Konyaspor'da bir takımdaşlığın olmaması. Yani Konyaspor futbol takımında bir başıboşluk ve bir otorite boşluğu var. Hem yönetim hem de teknik heyet bu konuda inanılmaz yetersiz ve fukara.  Yönetimin içinde “futbol şube sorumlusu sen olacan, ben olacam” kavgası var. Bu da oyuncu grubu ile teknik heyeti olumsuz bir şekilde etkiliyor. Ve önemli bir konu ise takım içinde bir ayrışma söz konusu. Afrikalılarla, Yugoslav kökenlilerinin gruplaşması yetmiyormuş gibi, Ali Çamdalı ve onu sevenlerin oluşturduğu grup ile teknik heyetin didişmesi de cabası. Haliyle bu durum  sonuçlara kötü tesir ediyor. Ben yönetimin yerinde olsam, en kısa zamanda Ali Çamdalı olayını olumlu anlamda çözerim. Çünkü, oyuncular bu krizin çözülmemesi halinde, yetersiz de gördükleri Mustafa Reşit Akçay'la bu takımın iki yakasının bir araya gelmeyeceğini çok iyi biliyorlar. Ne demek istediğimi anlatabilmişimdir umarım.

X Bir kulüp ilk transfer döneminde 4 as oyuncuyu gönderiyor, onların yerine 15 oyuncu transfer ediyorsa eğer, o kulüp doğru yönetilmiyor demektir. Çok transferin çok başarıyı getireceğine inanıyorsa kulübü yönetenler, geçmişte bir kamyon transfer yapıldığı dönemi hatırlatmak isterim. Bu transferlerin ekonomik bir tahribatı getirdiğini ve  getireceğini de unutmamak lazım.

X Yönetim çok transfer yaparak insanların hoşuna gitmiş olabilir. Ya da çok transferi iyi zanneden saf ve temiz taraftarları kandırabilir. O insanlara umut pompalayabilir, ama benim gibi futbolu bilen, futbolu doğru gözle yorumlayanları asla. Transfer deneme yanılma yöntemi ile yapılmaz. Tamamen menajerlere de bırakılmaz. İşin en kolay tarafı 15 ya da 20 oyuncu transfer etmektir. Paran varsa ya da ekonomik güvencen varsa, transfer yapmak marifet gerektirmez,  herkes yapabilir. Ama bu yanlış bir transfer politikasıdır ve bu transfer politikası  birçok kulübü batırmıştır.

X Kulüplerde görev yapan ya da göreve gelen yöneticilerin,  cüzdanları ile vicdanları dolu olacak. Birinden birisi eksikse, bunları kulüpten içeriye sokmayacaksın. Maddi ve manevi olarak  kulübü değil de, kendilerini yükseltiyorlarsa  bu tiplere de hiç vakit geçirmeden yol verilmeli. Kulübe mal veriyor, parası biraz gecikince “para bir tarafa, mal bir tarafa” diyenler de bu kulüpten içeriye sokulmamalı. Konyaspor'u kendi işi, kendi aşı gibi görmeyenlerle de bu kulübün işi olmamalı.

X Konyaspor yönetimi ile yerel basın arasındaki kavga sadece ve sadece kulübe zarar verir. Ne yöneticiler bundan zarar görür, ne yerel basın. Bu işten yara alan tek kurum olur, o da Konyaspor kulübü. Bu işi uzatmanın bir anlamı yok. Bazı arkadaşlarımızın yaşadığının en ağırını ben geçen sene yaşadım. Bana nazik bir dille Portekiz, Belçika ve Ukrayna maçlarına kafile ile gelemeyeceğimi bildirdiler. Son olarak Ukrayna maçına işadamlarının uçağı ile gittim. Kimin haberi var? 3-5 yönetici ile benden başka kimsenin haberi yok. Konyaspor'a zarar gelmesin diye yangın çıkarmadım, gürültü koparmadım. Benim için acımadı mı? TSYD Konya şube Başkanı olarak bırakın Konya'yı, Türkiye'yi ayağa kaldırırdım. Bunu yapacak gücüm var. Ama, Konyaspor zarar görmesin diye sustum.  Niye sustum? Ben alimünyum değil, çelik gibi Konyaspor'luyum da ondan sustum.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum