Hattat Öksüz’e saygı gecesi

Hattat Öksüz’e saygı gecesi

Türkiye’nin en ünlü hattat sanatçılarından Hüseyin Öksüz’e saygı gecesi düzenlendi.

Öksüz, yıllardır ilk günkü heyecanla sürdürdüğü sanatıyla onlarca öğrenci yetiştirdi, birçok başarılı esere imza attı. Meram Belediyesi ve Aydınlar Ocağı Derneği, Türkiye’nin en ünlü sanatçılarından ‘Doğumunun 80’inci Yılında Hattat Hüseyin Öksüz Hoca’ya Saygı Gecesi’ isimli konferans düzenledi. Programa, Prof. Dr. Saim Sakaoğlu, Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, Hattat Kuddisi Doğan ve çok sayıda davetli katıldı. Konferans, Prof. Dr. Saim Sakaoğlu’nun anlatımıyla gerçekleşti. Hattat Hüseyin Öksüz’ün öğrencileri de hocalarıyla yaşadıkları anılardan bahsettiler. Programın sonunda, Merhaba Gazetesi’nin Hattat Hüseyin Öksüz’ün 80’inci yaşına özel çıkardığı Akademik Sayfalar, katılımcılara takdim edildi.

56 YILDIR HATTAT AŞKI DEVAM EDİYOR

Prof. Dr. Saim Sakaoğlu, Hattat Hüseyin Öksüz’ün çok nazik ve sanatını çok iyi yaptığını belirterek, “Hüseyin Öksüz kardeşim benden 5 yıl kadar küçük olduğu için onu abisi gözünden anlatacağım. Hüseyin kardeşim, akıllı, işini en iyi yapabilen ve öğrencileri tarafından saygı gören biridir. Sanatkâr Hüseyin Öksüz 1944 doğumlu. Hat konusuna gönül vermesi ise 1967’den sonradır. 1968 de diyebiliriz. Genç eczacı adayımız İstanbul’daki öğrencilik yıllarında güzel bir buluşma sonunda hat ve hattat kavramı ile tanışır. Artık onun içinde güzel hatlara imza atma aşkı tutuşmaya başlar. Geldiğimiz noktada ise yetiştirdiği onlarca hattat bulunuyor. Bu sanatçılar icazet alırlar ve güzel ülkemizin hattatları arasında yerlerini aldılar. Hüseyin Bey’in, şehrimizin tanınmış simalarından Halil İbrahim Sayar’ın büyük damadı olduğunu bilmeyenimiz yok gibidir. Ayrıca Sayar’ın başka bir damadı, daha doğrusu eniştesi de vardır. Kız kardeşinin eşi Mehmet Kale. Mehmet, müthiş bir nüktedanmış. Her olaya bir nükte bağlar, anlatırmış. Nitekim biz de yerel bir Nasreddin Hoca gözüyle baktığımız bu merhum hakkında bir de makale yayımlamıştık. Ancak daha önceleri Mehmet ile Hüseyin Öksüz arasındaki bağı öğrenmiş ve o günlerde az da olsa tanışıklığım olan Hüseyin Bey’den bir görüşme isteğinde bulunmuştum” diye konuştu.

Saim Sakaoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Amacım Mehmet’ten geriye kalan nükteleri kaydetmek. Buluştuk. Hüseyin Bey hazırlıklı imiş. Elindeki bir listeye bakarak anlatacağı nükteleri hatırlıyor ve sırayla bize aktarıyordu. Hüseyin Bey sanat alanında kendisini geliştirmişti. Artık adı bütün Türkiye’de biliniyordu. Onun değerlendirilmesi gerekiyordu. İşte o yılların önemli ismi rektörümüz Prof. Dr. Halil Cin, kendisine bir fahri doktora unvanı vermişti. Zamanla üniversitemizde yeni açılacak bir kurumda görev aldığını görmüştük.”

HATTATLARA KONU OLMA MUTLULUĞU YAŞADIM

Prof. Dr. Sakaoğlu, isminin Hüseyin Öksüz tarafından hattata işlendiğini vurgulayarak, şunları söyledi: “Değerli kardeşimin makamından ayrılırken elimde bir dosya vardı. Hat üstadımız uygun bir kâğıda, uygun bir kalemle, uygun bir mürekkeple ve güzelce bir Saim Sakaoğlu adını yazmıştı. Sağ olsun, biz de hattatlara konu olma mutluluğunu yaşamış olduk. Hüseyin Bey’in bir özelliği de fıkra anlatmasıdır. Ancak onun anlattığı fıkraların tamamına yakını tanıdığı ünlülerle, genellikle de üstat hattatlarla ilgilidir. Hüseyin Bey kardeşim, öğrencilerini yalnız bırakma, size ihtiyacımız var."

Konferansın sonunda, Hattat Hüseyin Öksüz’e hediye takdim edildi.

ALİ GÖZEN


Kaynak:ALİ GÖZEN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.