Gençler geleneklerine sahip çıkmalı

Gençler geleneklerine sahip çıkmalı

Doğanhisarın yaşlılarından Osman Altuner, unutulan geleneklerin yeniden canlanması için gençlere önemli görevler düştüğünü söyledi.

 Doğanhisar’ın kendisi için büyük bir önemi olduğunu ifade eden Altuner, “76 yaşındayım. Çocukluğum, gençliğim hayatım burada geçti.”
Buranın tarihi konusunda çok değişik bilgiler var ancak halk arasında bilinen genelde aynı.
Doğanhisar M.Ö. 395 yılında Bizanslar veya Emeviler tarafından kurulmuş. 500 yılında ise Metros isimli birisine geçiyor. Selçuklular Doğan Kalesi adını veriyor buraya. Daha sonra da Doğanhisar olarak anılıyor. Burası ayrıca ‘Yunus Emre Diyarı’ olarak ta bilinir. Yunus Emre’nin, Taptuk Emre’nin, Şeker Hatun’un kabirlerinin bu bölgede olması bizim için en önemli değerdir” dedi.
İlçe’nin en büyük tarihi eserinin Ulu Cami olduğunu da dile getiren Altuner, “1548 yılında Emvareki Eyyamus Sultan tarafından buraya Ulu Camii yaptırılıyor. Caminin kapısının üzerinde de tarihi ve kitabesi var. Cami bölgede ender rastlanan bir mimariye sahiptir. Duvar kalınlığı 105 santim. Burası Doğanhisar’ın kuruluş tarihini en net şekilde anlatan bir yapıttır.
Bölgede geçmişte anılan en önemli meslek testicilik idi. Burada eskiden 100’ün üzerinde desti ocağı vardı. 200 civarında satıcısı vardı. Şu anda bunlardan hiç birisi kalmadı. Naylon çıktı desti bitti. Evvel küpler yapar turşu kurardık. Bu küplerin çok güzel turşusu olurdu. Bulgur yapmak meşhurdu. Harmandan kalktık mı herkes kendi evinin ihtiyacını karşılamak için bulgur yapardı. Fasulye, pancar, patates boldu. Meyve ağaçları çok verimliydi. Doğanhisar’ın her tarafı yeşillikti, herkes birbirine gelir giderdi bir özelliği vardı. Ama şimdi bu güzelliklerden çok fazla bir şey kalmadı” diye konuştu.
Doğanhisar’da hayvancılığın oldukça iyi olduğunu da belirten Acar, “Buranın her sokağından her evden onlarca büyükbaş hayvan çıkardı. Herkesin evinde onlarca düve, inek ve at vardı. Büyükbaş hayvanın yanı sıra binlerce küçükbaş hayvan vardı. Şimdi onlardan hiç birisi kalmadı yok oldu gitti. Hayvancılık bitti, tarım bitti, gelenekler bitti. Yeni nesil köyde yaşamak yerine şehirleri tercih edince burada genç nüfus kalmadı. Evlenen gençler şehre gidiyor. Burada kalanlarda kendilerine yetecek kadar tarım ile uğraşıyor kaldıysa birkaç hayvanı ile geçimini sağlamaya çalışıyor. Benim gençlere en büyük tavsiyem doğdukları yeri unutmasın, geleneklerine, göreneklerine sılalarına sahip çıksınlar. Atalarından gelen güzellikleri kendileri de devam ettirsin” şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.