Çözüm İslam'a yeniden dönüş

Çözüm İslam'a yeniden dönüş

Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu, davasını kaybeden mücahitlerin müteahhit olduğu, tasavvuf ehlinin tasarruf ehli olduğu, Müslümanların şehvet, şöhret rüşvet şeytan üçgenine düştüğü böylesi bir dönemde ‘Yeniden İslama Dönüş Hareketi’ne ihtiyaç olduğunu ifade et

Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu, davasını kaybeden mücahitlerin müteahhit olduğu, tasavvuf ehlinin tasarruf ehli olduğu, Müslümanların şehvet, şöhret rüşvet şeytan üçgenine düştüğü böylesi bir dönemde ‘Yeniden İslama Dönüş Hareketi’ne ihtiyaç olduğunu ifade etti.

Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ)'nde "Gündelik Hayat ve Dünyevileşme" konulu panel gerçekleştirildi. Panel Başkanlığını Konya Müftüsü Prof. Dr. Ali Akpınar’ın yaptığı panele, NEÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Mustafa Tekin, Doç. Dr. Hakan Olgun panelist olarak katıldı. Panelin açılış konuşmasına, “Hepimiz biliyoruz ki dünya içindekilerle beraber insan için yaratıldı ve insan dünyaya sınav için gönderildi. Dünya bizim sınav arenamız” tespitleriyle başlayan Prof. Dr. Ali Akpınar panelist hocaların dünyaya bakışımız nasıl olmalı, dünya yaşantımız nasıl olmalı sorularının cevapları hakkında bilgiler vereceğini ifade etti

GÜNÜMÜZDEKİ MÜSLÜMANLAR GERÇEK DİNDEN UZAKLAŞTI

Müslümanların bireysel, toplumsal ve hatta küresel ölçekteki misyonları ile ilgili olarak nefis muhasebesi yapmalarının bir görev olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu, “Müslümanlar eğer nefis muhasebesini özellikle de dünyevileşme konusuyla ilgili muhasebeyi doğru yapamazlarsa Allah’ın indirdiği dinden farklı olarak dejenere olmuş bir İslam anlayışıyla Şeriati’nin tabiriyle ‘Karşı Din’ ile karşı karşıya kalacaklar” dedi. Kırbaşoğlu, Seyyid Kutup’un tefsirindeki ifadeyle, “Siz insanlık için tarih sahnesine çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz” ifadesinin Müslümanların onca hata ve eksikliklerine rağmen Müslümanlarca sadece bir müjde olarak anlaşılıp, hala kendilerini en hayırlı ümmet olarak görüp bu ifadenin yüklediği görevi anlamamanın ve gereğini yapmamanın sonucunda İslam dünyasının siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda çok ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalındığını, bunların en can yakıcı olanının ise ‘Dünyevileşme’ olduğunun altını çizdi.

Küreselleşme sürecinin, kapitalist dünya görüşünün ve kapitalizmin paradigması olan tüketim paradigmasının yeryüzünde egemen olmasıyla İslam dünyasını tehdit eder bir hale geldiğini söyleyen Kırbaşoğlu, küresel tröst firmaların tüm dünyada tek tip bir üretim sağlayıp ve tüm ülkelerde tek tip bir tüketim aracı oluşturma amaçlarından bir tanesinin de ülke ve yörelere göre değişen damak tatlarını bile tek tip bir damak tadına dönüştürerek her ülkede aynı gıda maddelerinin üretilip satılmasına pazar oluşturdukları tespitinde bulundu. Evlerde bulunan 10 bin kalem eşyayı, 5 bine düşürmeyi hedefleyen bir İslami hareket olmamasını eleştiren Kırbaşoğlu, davasını kaybeden mücahitlerin müteahhit olduğu, tasavvuf ehlinin tasarruf ehli olduğu, İslamın şartının masa, kasa, nisa olarak görüldüğü, Müslümanların şehvet, şöhret rüşvet şeytan üçgenine düştüğü böylesi bir dönemde ‘Yeniden İslama Dönüş Hareketi’ne ihtiyaç olduğunu ifade etti.

NEÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, Batı’da dünyeviliğin, yaşanan zamanla ve içinde bulunulan mekana sığdırılarak Hıristiyanlıktaki Ruhban sınıfa karşı geliştirilmiş bir davranış biçimi olduğu tespitiyle konuşmasına başladı. Max Weber’in endüstriyel gelişme arttıkça koyu dindarlığın kaybolacağı görüşünü; sermayenin arttıkça dindarların sekülerleşecekleri şeklinde açıklayan Altıntaş, Hümeze suresinin, “Yazıklar olsun o dilleri ve bedenleri ile İslam’ı ve Müslümanları alay konusu yapan kimselere. Öyle bir kimse ki, malı topladı topladı ve saydı. Ne kadar çok mala sahip olursa o malın onu o kadar ebedileştireceğini zannetti” ayetlerini açıkladı. Ölüm hakkında köklü yaklaşımlarımızın olması gerektiğini ve yeniden ölüm olgusunu ele almamız gerektiğini söyleyen Altıntaş, Kur’an-ı Kerim’de yer alan “Ölümü ve hayatı yaratan Allah” ifadesindeki ölümün hayattan önce zikredilmesine dikkat çekti.

DİNİ KAVRAMLAR HATTA MEVLANA BİLE TİCARİLEŞTİRİLDİ

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, “Din dili de küresel tüketim alışkanlıklarını meşrulaştırıcı bir işlev haline getirilmiştir. Bizim kullandığımız birçok Kur’an kavramı İhlas, Tekbir, Cihat gibi kavramların muhteşem içerikleri boşaltılarak ticarileştirilmiş metalaştırılmıştır. Hatta Mevlana gibi büyük şahsiyetlerin isimleri de bu hale getirilmiştir. Biz Mevlana’nın irfan yönüyle mi ilgileneceğiz, Mevlana’yı pazarlayarak döviz getiren bir nesne haline mi dönüştüreceğiz?” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Mustafa Tekin ise küreselleşmenin bu boş zamanlarda insanları aynı şeyleri düşünmeye, aynı şeyleri yapmaya yönelten bir disipline etme amacının olduğunu, dolayısıyla her gün aynı televizyon programını seyreden ve sürekli alış-veriş yapan insanın aslında özgürlüğünün elinden alındığını vurguladı.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.