Cinnet geçiriyoruz!

Cinnet geçiriyoruz!

Toplumun en küçük bir kriz esnasında bile çok fazla tepki verdiğini söyleyen Sosyolog Özgür Sarı, “İntiharların psikolojik olarak ayrı sebepleri var ama toplumun tansiyonu yüksek olduğu için insanlar intihara kalkışıyor” dedi

Ekonomik, sosyal ve siyasal krizler ülkedeki şiddet sarmalını her geçen gün artırmaya devam ediyor. Türkiye genelinde ve Konya'da intiharlar, cinayetler ve aile içi şiddet oranında ciddi bir artış yaşandı. Konya'da yıllık intihar edenlerin sayısı 80 civarında. Bu oranla Konya, Türkiye'de 7. sırada bulunuyor. Ancak son bir haftada Konya'da intihar girişimleri ön plana çıkıyor. Önceki gün Kulu'da 16 yaşındaki bir kız kendini vurdu. Yine geçtiğimiz günlerde Karatay'da intihar girişi yaşandı.  Y. Ş. İsimli bir vatandaş da önce annesini öldürdü ardından da kendi hayatına son verdi. Yüklü miktarda borcu olduğu öne sürülen bir kişi, otomobil içerisinde tabancayla başına ateş ederek intihar etti. Şahsın intihar etmeden önce otomobilin ön koltuğuna, "Ölümümden kimse sorumlu değildir" yazılı bir not bırakması dikkat çekti. Konya'da bu olayların son 1 hafta içeresinde gerçekleşmesi uzmanların da dikkatini çekti. Aynı şekilde trafikte de kavgalar çoğalıyor. Toplumun iyice gerilmesinden dolayı trafik sürücüleri en küçük bir olayda aşırı reaksiyon gösteriyor. Sokakta yürüyen insanlar da “ne baktın” gibi sudan sebeplerden dolayı birbirini öldürüyor.

BU İNTİHARLAR GERÇEKLEŞMEYEBİLİRDİ

Sosyolog Doç. Dr. Özgür Sarı, intiharların psikolojik olarak ayrı sebepler olarak gözüktüğünü ancak toplumdaki tansiyonun yükselmesinden dolayı insanların intihara kalkıştığını söyledi. Toplumun çökük durumda olduğunu ve vatandaşın geleceğini göremediğini dikkat çeken Doç. Dr. Sarı, “Aynı sebepler 2005-2007 yıllarında olsaydı bu kişilerin intihar etmezdi. Çünkü toplumsal bulanım var. Son 2 yıldır toplumsal anlamda nefes alamadık. Bunda birçok sebep var. Dış kaynaklı olarak ülkenin kötüye gitmesi, terörün artması, siyasetçilerin yanlış tutumda olması. Çok basit gibi görünen konuyu ve trafik kavgaları artıyor. Sağlık çalışanlarına da şiddet artıyor. Devlet kurumuna ve düzene hınç besleyenler kamu personelini devletin temsilcisi olarak gördüğü için kavgaya girişiyor. Okulda öğretmenle kavga ediyor. Hastane de doktorla kavga ediyor” dedi.

İntiharın bir şiddet girişimi olduğuna vurgu yapan Sarı, “İntihar da kendine yönelik bir şiddettir. Patronuna ya da ailesine hınç besleyen kişi kendine şiddet uyguluyor. Özellikle de kendilerini jiletleyen gençlerin oranı çok fazla artıyor. Genç, basık bir durumda olduğu için kendine zarar veriyor ve bu şekilde rahatladığını düşünüyor. Devlet artık toplum ruh sağlığı merkezi açtı. Yavaş yavaş bunun farkına varmaya başladı. Günümüzün en büyük hastalığı fizyolojik değil psikolojik olarak artıyor.  Rehber ya da psikolojik danışmana ihtiyacımız var. Bu hem okulda hem de iş yeri ve kamu kurumlarında yaygınlaşmalı.  Bunun haricinde en büyük tedavi devlettir. Artık sen ben denmemeli” diye konuştu.

TOPLUM ŞİDDETE YAKINLAŞTI

Toplumun kutuplaştığını kaydeden Sarı,  Türkiye'nin üçe bölündüğünü iddia etti. Sahil şeridinde bulunan iller ile İç Anadolu ve Doğu Anadolu'nun illeri arasında kutuplaşmanın yaşandığını söyleyen Sarı, “Üç farkla Türkiye'den gelen insanların paylaşımları farklı oluyor. Üçü de birbirini suçluyor. Üç ayrı Türkiye var ve hepsi de kendi mağduriyetlerini ön plana çıkartıyor. Bir türlü bitmek bilmeyen hınç var. Bu da seçimlere yansıyacaktır. Türkiye uzun bir süre tek partili bir iktidarı göremeyecektir. Çünkü taban ve siyasetçiler bir araya gelemiyor. Bunun en büyük nedeni de siyasetçilerin insanları germesinden kaynaklanıyor. Bir cadı avı devam ediyor. Konya'da da bir asker dövüldü. Toplum bir kişinin galeyanına geliyor. Toplum iyice dolmuş durumda. Şiddete meyilli bir toplum oluştu. Sokakta herhangi bir kişiye bu PKK'lı desek sorgusuz sualsiz linç edecekler. Bir an önce ayrışımları, kutuplaşmaları bırakmalıyız. Siyasetçiler de ortak paydada buluşmalı ve vatandaşı ayrıştırmamalı” ifadelerini kullandı.

MEHMET AKİF SÜTÇÜ merhabahaber.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.