Bir avuç Müslüman direnmeyi sürdürüyor

Bir avuç Müslüman direnmeyi sürdürüyor

Kanal 42 programcılarından Gazeteci-Yazar Mehmet Ali Kayacı Cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ile birlikte gittiği Etiyopya’daki izlenimlerini Merhaba Gazetesi’ne yazdı

GEZİ-İZLENİM MEHMET ALİ KAYACI

Cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği gönüllüleri ile kurban bayramında Afrika'nın boynuzunda / Etiyopya'da (Habeşistan) binlerce Müslüman aileye ulaştık. Türkiye'de yaşanan 15 Temmuz İşgal Girişiminin ardından Habeşistan'da da bir kalkışma hareketi gelişti. Hıristiyan bir yönetim tarafından idare edilen ülke, eylül ayının ilk haftalarında protestoların yıl dönümünü, yeni bir kalkışma hareketini, kurban bayramını ve yeni bir yıla girdi.  Habeşistan 2016 sonbaharında 2008 yılından 2009 yılına giriş yaptı. Kurban bayramından birkaç gün önce ulaştığımız Etiyopya'da her yeni günde farklı hadiselerle karşı karşıya kaldık. Bunlardan en dikkat çekici olanı ülkenin 2009 yılında giriyor olması idi... Tarih Habeşistan'ı birkaç yıl geriye atmış olabilir ancak onları bir adım geride tutan asıl gerçek, tamamen bir sömürü.

SU YERİNE KOLA TÜKETİLİYOR

Ülke zamanında Müslüman bir yapıya sahipmiş ancak misyonerlik çalışmaları o kadar ilerlemiş ki birkaç bin mescit, son dönemde yapılan 60 bin kadar kilisenin gölgesinde kalmış. Kiliseleri aynı karede gördüğümüz bir kola firması izliyor. Türkiye'de zaman zaman protesto edilen bu kola firması, çoğu Müslüman ülkede misyonerlik çalışmalarına sonsuz destek veriyor. Ki bizim ülkede gördüğümüz üzere de neredeyse su yerine kola tüketiliyor. Tüketilen alkolün ise haddi hesabı olmadığı aşikar. Ve Kurban bayramı ile yeni bir kalkışma...

Cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ile kurban bayramında, zor şartlar altında hayatını sürdürmeye çalışan Müslümanlara ulaşmaya çalıştık. Ve bu süreçte yeni bir kalkışma hareketinin emarelerini, imkansızlık içinde müşahede ettik.

AMERİKAN-İSRAİL MEŞEİLİ DARBENİN

YENİ ADRESİ HABEŞİSTAN

Türkiye 15 Temmuz'da sadece bir darbe ya da kalkışma değil adeta bir işgal girişimi yaşamıştı. Türkiye'de halkın iradesini ortaya koyması ve kuvvet komutanlarından bu işgal girişimine karşı duran generallerle, medya ve birçok unsur, bir bütün olarak tek vücut olmuştu. Habeşistan'da ise yıllardır süren yaşam mücadelesi artık kabul edilemez bir hale bürünmüş vaziyette.  Habeşistan'daki darbe/kalkışma meselesinin kısaca özetlemek gerekirse;

1) Müslüman nüfus yavaş yavaş değişime uğruyor.

2) Halkın yaşamı ile ülke yönetimi de değişiyor ve Hıristiyan bir yönetim başa geliyor.

3) Türkiye'deki Gülen Hareketi kalibresinde Habeşistan'da da Habeş Hareketi hayat buldu. Hareketin lideri bir süre İsrail'de yaşadı ve ardından Lübnan'da hayatına devam etti. 1910 doğumlu olan Abdullah el-Hererî el-Habeşî'nin, Gülen'in Türkiye'ye bir lider olarak gelmesinin beklendiği gibi Habeşistan'a gelmesi bekleniyordu.

4) Hıristiyan yönetim medreselere ılımlılaşan eğitimcileri atarken Müslümanların hoşnut olmadığı bu kişiler her alana yerleşmeye başladı.

5) Yıllar içinde yüzde yüz Müslüman olan coğrafya'da Hıristiyanların oranı yüzde 65'lere kadar ulaştı.

6) Ve medreselere atanan eğitimciler de hükümete sundukları kararlarda, Hıristiyan yönetiminin sunduğu eğitim yeterli ve medreseler artık bir ihtiyaç değil denildi.

7) Müslümanlar alınmak istenen bu ve benzeri kararlar neticesinde bir kalkışma girişiminde bulundu. Ve namaz sonraları camii çıkışında yıllar öncesinde protestolar başladı.

8) Protestoların başladığı yıllardan bugüne alimler komitesinden liderler öldürüldü.

9) 5 bin dolayında Müslüman ile 2 bin kadar Hıristiyan cezaevinden kurtuldu.

10) Sonuç olarak; Müslümanların kalkışma girişimine Hıristiyan yönetim bir darbe gerçekleştirdi.

 

MÜSLÜMANLAR İSLAM'I HAYKIRIYOR

Sokaklar insan seli... Sadece bir şehir değil birçoğu aynı durumda. Şehre adım attığımız ilk dakikalarda ilginç bir koku ile karşılaşmıştık. Sonra günler içinde bunun sebebinin bir temizlik meselesi olduğunu idrak edebildik. İnsanlar Müslümanların medeniyetinden uzaklaştırılmışlar ve gerçeği bilmiyorlar. Ne zaman sokağa çıksak bir vatandaşı abdestini sokağa, caddenin kenarına yaparken bulduk. Evlerin önünden geçen kanallar ise bu pis durumu sergiler nitelikte. Ve bir avuç kalan Müslümanlar hepimizin yüreğine su serpiyor. Öyle bir zorluk öyle bir imkansızlık yaşıyorlar ki, her türlü ayrılıkçı hayata ve gösterişliği Hıristiyanlığa rağmen İslam'ın neferleri olmayı sürdürüyorlar.

SİYASET VE YÖNETİM MÜSLÜMANLARA YASAK

Tamamı Müslüman olan ülkeden geriye, mücadele eden az bir Müslüman kalmış. Cansuyu Derneği ile çalışmalarına şahit olduğumuz bazı dernek ve araştırma merkezleri kurulmuş.

Hepsi birbirine yardım etmeye çalışıyor, Türkiye'den ulaştırılan yardımların hangi alanlarda dağıtılması gerektiğine fikir oluyorlar. Bu gençler milli bir şuuru Türkiye'den kazanmış ve eğitilmiş birer İslam Sancaktarları. Habeşistan'da her ne kadar derneklerle bir takım işler yapılabilse de, mescitlerin yapımı hükümetin değil Müslümanların gücünü bağlı.

Ve Habeşistan'da siyasi bir parti kurmak, Müslümanlar için yasak. Hıristiyan hükümetinin size camii yeter dediği coğrafyada Müslüman erkekler, 3. ve 4. evliliğini de rahatlıkla yapabiliyor. Filistin'de kadınları Gazze'de kalması ya da ülke dışına çıkmaması gibi bu bölgede de nüfusu artırmak bir çözüm yolu olarak görülmüş.

Müslüman halktan işittiğimiz en genel ve dikkat çekici söz ise; "Habeşistan'da 2. İsrail'i kurdurmayacağız,"

YENİ ADIMLAR BEKLİYORLAR

Ziyaret ettiğimiz dernek temsilcileri ve araştırmacılardan işittiğimiz en önemli meselelerden biri de ihtiyaçlarının kendilerine yol gösterilmesi yönünde. Yapılan yardımlar için minnettar olan halk, yeni bir adımın da atılması ile daha çok insan yetiştirilmesi ve İslam ekonomisi ile daha çok hayatın kendi imkanları ile değiştirilmesi. Ve onlar sadece Türkiye'den değil ülkenin her bir köşesinde güçlenmiş bir yapı ya da yeni bir insan gücünü (İslam Sancaktarı Neferler) arzuluyorlar. Habeşistan ziyaretimizde, binlerce aileye ulaşmamızda destek veren Müslüman kardeşlerimize ve ayrıca bu desteği iletmemizde bizlere güvenen Cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğine çok teşekkür ediyoruz. Cenab-ı Hakk imkânlarımızdan daha çok verebilmeyi ve ulaştırmayı bizlere nasip etsin.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.