Bahri Dağdaş'a yeni 'Kuraklık Test Merkezi'

Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü bünyesinde 'Kuraklık Test Merkezi' kuruldu. Merkez Türkiye'de bir ilk oldu. 1.7 milyon TL'ye kurulan merkezde son yıllarda küresel ısınma ile birlikte artan kuraklık etkisi araştırılıyor ve kuraklığa dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesi çalışmaları yapılıyor. Merkezde başlangıç olarak ekmeklik, makarnalık buğday ve arpa çeşit geliştirme programları üzerinde çalışılıyor. Küresel ısınmaya bağlı olarak görülen iklim değişikliği ve tarımsal kuraklığın son yıllarda şiddetini artırması, temel gıda problemlerini de beraberinde getiriyor. Özellikle son 10 yıl içinde Türkiye'de görülen kuraklık, tarımsal ürün çeşitliliği başta olmak üzere, hububattaki rekolteyi de ciddi oranda etkiledi. Enstitüden merkezle ilgili şu açıklama yapıldı: “Küresel ısınmanın en çok hissedildiği Akdeniz havzasındaki İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde kuraklığın artması durumunda alınacak iki tedbirden ilki mevcut su kaynaklarının en azami düzeye çıkarılarak verimli kullanımının sağlanması, ikincisinin ise kuraklığa dayanıklı daha az su ile daha çok verim alınan bitki tohumlarının geliştirilmesidir.

İşte bu merkezde yürütülen bilimsel çalışmalarla kuraklığa dayanıklı hububat tohumları geliştirilmektedir ki, diğer çeşitlere göre daha az su ihtiyacı olan tür tohumların geliştirilmesi için Enstitü merkez haline gelmiştir. Merkezde kuraklığa dayanıklı çeşit geliştirilmesi için, iklim odaları, laboratuvarlar veya yağmur korunağı ve seralar mevcuttur. Dünyadaki 3 merkezden biri olan kuraklık merkezi, en donanımlı araştırmacıların hizmetine sunulmuştur. 100 ülkeyle tohum alışverişi yapılmaktadır. Merkezden her yıl 50-55 ülkeye ıslah materyali gönderilmektedir. Merkezde geliştirilmiş tohumlar, dünyada 2,5 milyon hektar alana ekilmektedir. Şu ana kadar 61 çeşit geliştirilmiş hububat tohumu bulunmaktadır. Yüksek verimli, kaliteli, kuraklık ve sıcaklık stresine dayanıklı tohum geliştirmek merkezin ana hedefini oluşturmaktadır. Yapılan çalışmalar iklim değişikliğinin söz konusu olduğu çağımızda 'Gıda Güvenliği' açısında büyük önem arz etmektedir.”