Asansör Kazasında Ölen İşçinin Ailesi 820 Bin Liralık Tazminat Davası Açtı

Mecidiyeköy’de 10 işçinin ölümüne neden olan asansör kazasına ilk tazminat davası açıldı. Kazada hayatını kaybeden işçilerden Murat Usta’nın ailesi, Torunlar İnşaat ve diğer sorumlu firmalara 820 bin liralık tazminat davası açtı.

İstanbul 4. İş Mahkemesi’ne dava açan Murat Usta’nın ailesinden Ayşe, Dursun, Gülüşan, Tuğba Usta ile Emine Yılmaz ve Arzu Düdükçü avukatları Erol Doğan ve Erdoğan İnan aracılığıyla 'iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat' talebinde bulundu. Aile, Torunlar Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı, Torunlar Yapı Sanayi ve Ticaret A.Ş., Torunlar Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile Nur Yapı ve Dekorasyon İnşaat Sanayi Tic. Ltd. Şti.’den 820 bin TL tazminat talebinde bulundu.

Dilekçede, Torunlar asıl işveren, diğer davalı Nur Yapı da alt işveren sıfatı ile sorumlu olduğu belirtildi.

Murat Usta’nın, iş yerinde 2 bin 100 TL aylık net ücret, ücrete ek olarak AGİ, yemek, servis hizmeti ve diğer sosyal haklar karşılığı çalıştığı belirtilen dilekçede, “Müvekkilime ilişkin işyeri ve sigorta kayıtları usulünce tutulmamış olup sigorta primleri düşük ücret üzerinden ödenmiş, SGK’ya bildirilen ücretleri banka hesabına, bakiye kısmı ise kendisine elden ödenmiştir.” denildi.

Hazırlanan bilirkişi raporu ve SGK tarafından yapılan iş kazası tahkikat raporunda Murat Usta’nın ve aynı kazada hayatını kaybeden diğer işçilerin kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusurunun bulunmadığı, iş kazasının meydana gelmesinde tamamen davalı şirketlerin kusurlu olduğunun tespit edildiği anlatılan dilekçede, “Söz konusu kaza, işverenin iş güvenliği ve işçi sağlığına ilişkin yükümlülüklerine aykırı davranmasından kaynaklanmıştır. Müteveffanın eşi Ayşe, babası Dursun, annesi Gülüşan herhangi bir işte çalışmayıp müteveffanın desteğinden başka gelirleri bulunmamaktadır. İş bu kaza neticesinde tek geçim kaynakları olan müteveffanın desteğinden de yoksun kalmışlardır.” ifadeleri yer aldı.

Kazanın, davalı şirketlerin daha fazla para kazanma hırsı ile iş güvenliği yükümlülüklerini ve insan hayatını hiçe sayarak, maksimum karı amaç edinmeleri nedeni ile meydana geldiği iddia edilen dilekçede, “Bahsi geçen inşaatın bir an önce bitirilmesi için 24 saat esasına dayalı vahşice bir çalışma sistem ve temposu içinde işçiler yeteri kadar dinlendirilmemiş, uzun süreli çalıştırılmıştır.” denildi.

Usta’nın eşi Ayşe Usta’nın 8 aylık hamile olduğu belirtilen dilekçede, “Henüz 24 yaşında eşini kaybetmiş olması, çocuğunu babasız dünyaya getirecek olması da müvekkilimin manevi ızdırabını, acısını daha da derinleştirmiştir. Vefat ile birlikte müvekkilimin yaşadığı derin acı ve ızdırap, hamilelik sürecini zorlaştırmış, düşük tehdidi ortaya çıkarmış, cenin ve anne için hayati riskler oluşmuş ve hali hazırda da söz konusu riskler devam etmektedir. Annenin hamilelik süreci, müteveffanın genç yaşta vefatı, ölümün acılı/ilkel/vahşice ve kabul edilemez bir şekilde gerçekleşmesi, ulusal medyada günlerce yer alması, doğacak çocuğun babasız kalması, eşinin 8 aylık hamile olması,vefat edenin ailede tek erkek çocuk olması haliyle müvekkillerimin madden ve manen tek desteklerini yitirmeleri, vb. sebeplerle tüm müvekkillerimin derin ve onarılmaz acı yaşadıkları aşikardır. Tüm müvekkillerimin, iş cinayeti dolayısıyla ruh sağlıkları, onarılmayacak şekilde bozulmuş olup yaşanan travmanın etkileri ömür boyu sürecektir.” ifadeleri kullanıldı.

CİHAN