Arınç: Musul'da Kaçırılan Vatandaşlarımızın Yerlerini Biliyoruz

Arınç: Musul'da Kaçırılan Vatandaşlarımızın Yerlerini Biliyoruz

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Musul'da IŞİD militanları tarafından kaçırılan Türk vatandaşlarının son durumu hakkında bilgi verdi. Arınç, "49 kişidir bunlar. 3’ü yerel ihtiyaçlar için kullanılan o bölgenin insanıdır. Türkiye...

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Musul'da IŞİD militanları tarafından kaçırılan Türk vatandaşlarının son durumu hakkında bilgi verdi. Arınç, "49 kişidir bunlar. 3’ü yerel ihtiyaçlar için kullanılan o bölgenin insanıdır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan 46 yurttaşımızdır. İçlerinde bayan da var, çocuk da var. Onların her haliyle ilgileniyoruz. Kaldıkları yeri biliyoruz, irtibatımız bir şekilde devam ediyor; fakat bir tanesinin bile burnunun kanamasını istemediğimiz için hassasiyet gösteriyoruz." dedi.

Arınç, seçim bölgesi Bursa’da Olay TV’de katıldığı programda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. "Sınır kapısının açılmasıyla IŞİD teröründen kaçan binlerce Suriyeli Türkiye’ye sığındı, bölgeyle ilgili size gelen bir bilgi var mıdır?" sorusunu cevaplandıran Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Hem içişleri Bakanı hem de AFAD’dan sorumlu Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’la görüştüm. Esasen bu gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Yeni çalışma düzenimizde Sayın Başbakanımız çözüm süreciyle ilgili gelinen noktayı belirli arkadaşları bir araya getirerek onun başkanlığındaki toplantılarla takip ediyoruz. Suriye ve çevremizdeki olaylar her hafta MİT Müsteşarı ve komutanların da katılımıyla yapılan toplantılarla değerlendiriliyor. İyi bir çalışma düzenimiz var. Haftadan haftaya yapılan bir şey değil ama gözden geçirmek, bazı kararlar almak, gelişmeleri takip etmek, çekirdek kadroyla anında karar vermek üzere bir hazırlığın içindeyiz. Dolayısıyla bugünkü olaylar şaşırtıcı değildi. Suriye’nin kuzeyindeki gelişmeleri takip ediyorduk, IŞİD’in ilerleyişini takip ediyorduk. ABD uçaklarının bazı ikmal merkezlerini vurduğunu biliyorduk. ABD’nin önderliğinde bir koalisyon kurulmaya çalışılıyor. Hava saldırılarıyla IŞİD’in yolunu kesmeyi, konvoylarını vurmayı lojistik desteklerini engellemeye kısmaya çalışılıyordu." ifadelerini kullandı.

IŞİD VAHŞETİ ORTAYA KOYAN HALİYLE TERÖR ÖRGÜTÜDÜR

IŞİD terör örgütünün yeni bir olay olmadığını dile getiren Arınç, "Ancak bu kadar güçlenmesi veya ön plana çıkması, kendinden bu kadar bahsetmesi son yıllarda ve birkaç yılı kapsadı. Önce Irak İslam Devleti olarak kurulmuş, sonra Suriye kanadına geçmişler. Irak, Suriye Şam İslam Devleti olmuş. Kendilerine göre giysileri var, kendilerine göre silahları var ve bu maalesef çok acımasız. Bazen boğazları keserek, bazen de topluca insanları öldürerek, büyük cinayetler işliyorlar. Daha çok bu yönüyle gündeme gelen, ideolojik amacını bir araya bırakalım vahşeti ortaya koyan haliyle terör örgütüdür. Türkiye bir yıl önce, 2013’ün sanıyorum Ekim ayında bir Bakanlar Kurulu kararnamemiz var. Orada Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına uygun olarak hem örgütleri terör örgütü olarak ilan ediyoruz, sadece bu değil şüphesiz, El Kaide gibi benzeri örgütleri de ilişkide bulunan kişilerin mal varlıklarını dondurmak, ülkeye giriş çıkışlarını yasaklamak gibi tedbirler de alıyoruz. Türkiye’nin bu konuda eksiği yok. Ama bizi daha çok ilgilendiren yönü Suriye’deki kaos, hemen hemen 4 yıldan beri var. İkincisi de Irak’ta, Maliki yönetimindeki Irak’ın bölünmeye, parçalanmaya gidişi. IŞİD güç olarak ilerlediğinde Musul’u işgal ettiler, Malik’inin askerleri silahlarını, giysilerini bırakarak kaçtılar." şeklinde konuştu.

MUSUL'DA KAÇIRILAN VATANDAŞLARIMIZIN YERİNİ BİLİYORUZ, İRTİBAT HALİNDEYİZ

IŞİD'in 30-400 bin nüfuslu şehri bin-bin 500 kişiyle elindeki silahlarla, acımasızlığıyla, saldığı korkuyla ve içeriden yerel desteklerin bulunmasıyla ele geçirdiğini anlatan Bülent Arınç şöyle devam etti: "O sırada tahliye edilmemiş bulunan konsolosluk görevlilerimiz de bayrağımızı indirmeden onların bir şekilde rehineleri durumuna düştüler, alıkonulma da diyebiliriz ama üç ay doldu. Üç aydan beri 49 kişidir bunlar. 3’ü yerel ihtiyaçlar için kullanılan o bölgenin insanıdır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan 46 yurttaşımızdır. İçlerinde bayan da var, çocuk da var. Onların her haliyle ilgileniyoruz. Kaldıkları yeri biliyoruz, irtibatımız bir şekilde devam ediyor fakat bir tanesinin bile burnunun kanamasını istemediğimiz için hassasiyet gösteriyoruz. Bir şekilde onları oradan çekip, kurtarmak ve yurda dönmelerini arzu ediyoruz. Bunun ne kadar zor olduğunu insanlar, az çok tahmin edebiliyor. Ama şuan sağlıklarının iyi olduğunu, güvenli bir yerde olduklarını ama halen IŞİD kontrolünde ve onların elinde olduklarını bilmemiz lazım. Onları bugün her gün konuşarak onların bulunduğu durumu rahat, trajik bir şekilde anlatarak onlar hakkında yaptığımız çalışmaları sonuçsuz bırakacak bir takım hareketlerden kaçınmamız lazım. En basitini söyleyeyim, ilk zamanlarda bulundukları yerlerin çekilen resimlerinin internete konduğunda yerleri değiştirildi. Yer değiştirme oldukça bizim bir takım çalışmalarımız veya planlarımız suya düşüyor."

ABD UÇAKLARI VURDU DA EN AZINDAN ORADA IŞİD YÜRÜYÜŞÜ DURDU; YOKSA BAĞDAT VE ERBİL'E YÜRÜYEBİLİRLERDİ

IŞİD yürüyüşünün Kuzey Irak'ta durdurulduğuna dikkat çeken Arınç, "Şimdi son duruma gelelim. Peşmergeler silahlandılar. ABD uçakları da bunların lojistik merkezlerini bombalayınca IŞİD militanlarının yürüyüşü en azından orası açısından durduruldu. Kuzey Irak biraz daha güvenli hale getirildi. Yoksa Kerkük’ü de Selehaddin’i de ele geçirebileceklerdi. Hatta bir koldan Bağdat’a, bir koldan da Erbil’e yürüyebilecek bir çalışmanın içindeydiler. Suriye’ye tekrar döndüler. Suriye’de, 'Kobani' denilen bölgeye. Orada 4 tane biri de orada Kürt yönetimi ayrı ayrı kanton bölgeleri kurdu. Bunlara da yönetici atadı. O Kobani yakınlarındaki Telebayat ve diğer bazı kasabaların üzerine yürüdü, birkaç günden beri IŞİD. Bu yürüyüşte de aynen Musul’da olduğu gibi Irak güçlerinin bırakıp gitmesi gibi burada da PYD veya YPG'nin bir şekilde IŞİD'in önünden kaçtıklarını ve orada bir boşluk bıraktıklarını biliyoruz. Suriye ile sınırımız çok yakın. Hatta zaman zaman atılan bombaların veya mermilerin de bizim tarafa düştüğünü, insan kaybına da yol açtığını biliyoruz." diye konuştu.

AKIM BAŞLAR KÜRTLER DE GELİRSE YIKIM OLABİLİR

Türkiye'nin ölümden kaçan insanlara kucak açtığını söyleyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, şöyle devam etti: "Hükümet olarak düşüncemiz; Suriye’de yaşanan olaylar sebebiyle Türkiye’ye gelen pek çok insan var. Onlar ölüm korkusuyla Türkiye’ye sığındılar. Suriye’deki rejimin halkına karşı zulüm etmesini her zaman eleştirdik. Ama oradan kaçıp da hayatını kurtaran insanlara kucak açtık. Şimdi aynı şekilde bir akım, Suriye kuzeyinden başlayarak Türkiye’ye Kürtleri de getirecek olursa bu Türkiye için maddi ve manevi açıdan yıkım olabilir. Mümkün olduğu kadar kendi topraklarında onları güvenli hale getirmemiz lazım. Kendi topraklarında insani yardım, gıda yardımı yapalım. 'Beni kurtar' diyene elimizi, kucağımızı açmak zorundayız. Biliniz ki bizim bölgemizde yaşayan bütün Kürtlere kucak açacağı tek yer Türkiye’dir. Türkiye güvenli ülkedir. Türkiye’de rahat edeceklerini, kendilerinin ağırlanacaklarını bilirler. Siyaseten belki zaman zaman karşı çıkarlar. 'Aman aman' dediklerinde Türkiye’den başka kimse aklına gelmez. Şimdi buralarda top sesleri yaklaştı. IŞİD, bunları önüne katıp kovalamaya başladı. Yani bize gelen haberlere göre 1-2 kilometre kadar aralarında mesafe kalmış. Gelecekler sınıra kadar bunları katledecekler, yok edecekler. Sabah bunu haber aldığımızda dünkü gelişmelere göre bir plan yapmıştık. Ben de Numan beye ‘en azında bu 4 bin kişiyi sınırdan içeriye alalım, hayat memat meselesi. Daha sonrakiler B-C planlarımızı düşünürüz’ dedim. Gelişmelere bağlı olara hükümetimizin bir planı var. IŞİD’in şu anda hangi noktada yer olarak bulunduğunu bilmiyoruz. Zaten nereye girerlerse önlerinde hiçbir şey kalmıyor. Herkes ya saklanıyor, ya kaçıyor, ya da canını kurtarmaya çalışıyor. Büyük bir korku var. Bu korku sadece psikolojik değil, çünkü ellerinde modern silahlar var. Havan toplarından uçak savarlara, ağır silahlara kadar maddi bir korku da veriyorlar. Irak ordusu zaten perişan, dağılmış durumda. Yeni bir hükümet değişikliği var. Bundan sonra ne olur bilmem. Bazı batı ülkeleri peşmergeye ve Irak hükümetine silah yardımı yapabileceğini ifade etti. Bugün çok kolay biçimde, kısa bir koordinasyonla bunun kararı verildi. Bu kolay bir karar değil. Çünkü eğer sınırlar tamamen açılıp, bu korkuyla arkadan binlerce insan gelecek olursa bunun sayısını bugünden tahmin edebiliyoruz, bu çok korkunç bir rakam. O yüzden bugün konuşulan, tampon, uçuşa yasak bölgelerin olabilirliği konusunda hepsi bir planın içerisinde." CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.